İnsanoğlu dilini sınırsız kullanabilme yeteneğine sahiptir. Denilebilir ki dil insanı tüm canlılardan farklı yapabilen bir yetenektir.
İnsanın ses telleri, gırtlak yapısı ve dil organıyla her insanda farklı olacak kadar ses üretebilmektedir.
İnsanın varoluşunun en önemli göstergesi “Dil” dir.
İnsan, düşüncelerini, duygularını, arayışlarını, çağrılarını, uyarılarını, öfkelerini, sevgilerini, mutluluklarını ve görüşlerini dili ile yansıtır.
İnsanoğlu dili ile ürettiği seslere anlam yükler ve bu anlamlar onun “Anadilini” ni oluşturur.
Türk’ü Türk yapan, İngiliz’i İngiliz yapan, Arap’ı Arap yapan dilidir.
Hangi ırktan olursa olsun insanoğlu konuşur, bilgi üretir, bilgi biriktirir, bilgi tüketir. Bu üretim-tüketim sürecinde kullandığı araç, anadilidir.
İnsan anadiliyle düşünür ve üretir. Düşündükçe anadili gelişir, anadili geliştikçe düşüncesi evrenselleşir. Evrenselleşen düşünceyle milletini evrenselleştirir.
İnsanların oluşturduğu toplumların farklılıklarını da ortaya çıkaran anadilleridir. İnsanın ürettiği anadilinin boyutlarını belirleyen etkenler doğal gelişme sürecinin etkenleridir. Zorlamalar, dayatmalar ve başka dillerden karıştırmalarla “Anadili” nin geliştirilmesi değil gelişmesinin engellenmesi anlaşılmalıdır.
Dil bir araçtır ve doğduğumuz ve beslediğimiz kucağın kültüründen kaynaklanır. O kültürle beslenir ve o kültürü yansıtır.
Nasıl akıl işletildiği, kullanıldığı, çalıştırıldığı zaman boyut kazanırsa, dilde işletildiği, kullanıldığı oranda yeni boyutlar kazanır ve kazandırır.
Bir dilin kelimeleri soyut sembollerdir. Bir olayı, bir işlevi belirtmek için gerekli ve yeterli niteliklere sahiptirler.
Bilimin dili, bilimin hipotez ve teorilerinin doğal süreciyle oluşur. Başka bir deyişle bilim kendi dilini kendisi oluşturur ve biçimlendirir. Bilim dilinin sembol olan kelimeleri artık kavramlaşmıştır. Soyut sembollerden (kelime) somut sembollere (kavram) dönüşmüştür. Birkaç anlama gelme eğilimi gösteren soyut kelimelerden, tek anlama gelen somut kavramlara sıçrar. Somut kavramların beyinde işlerlik kazanması somut düşünceyi biçimlendirir. Somut düşünce de bilim üretme sürecini başlatır. Bu sürecin her aşaması uygarlığı yansıtır.
Günümüzde tartışılan “Anadili”, milletimizin istikbalini düşünerek, birazda bu felsefe ile tartışma ortamına çekilmelidir.