Geçtiğimiz hafta sonu Budapeşte’de bir pediatrik anestezi toplantısına katıldım. Toplantının son günü de Avrupa Pediatrik Anestezi Federasyonu’nun toplantısı vardı. Bu federasyona Türkiye de üye; ben de ülkemi temsilen oradaydım. Pediatrik anestezinin, genel anestezinin bir yan dalı olması gündemdeydi.
Bu fikir gerçekten heyecan verici. Çünkü çocukların anestezi yaklaşımı diğer alanlarda olduğu gibi özellik gerektirir. Farklı fizyolojik ve anatomik yapıları bu alanda da özel yaklaşımı gerekli kılar. Düşünüyorum da konusunda derin bilgi sahibi hekimlerin hastaya yaklaşımı ne muhteşem sonuçlar doğurur. Batı dünyasının ne kadar gerisinde olduğumuzu söylemekten nefret ediyorum; ama gerçekleri de görmezden gelmek ne biliminsanı kimliğine ne de akıl sağlığı yerinde insan algılamasına uymuyor. Bizim gerçeğimiz başka! Hem de bambaşka! Anestezi hataları Alperen Büber adlı üçbuçuk yaşındaki çocuğun ölümü ile yine gündeme taşındı. Anesteziyolog sayısındaki yetersizlik veya ülke üzerindeki dağılımın dengesiz oluşu büyük bir sorun. Kaç anestezi uzmanımız var? Net ve kesin sayıyı bilen bir kurum varsa bunu bilmek istiyorum. Bizim gelecek on yıllarda kaç uzmana gereksinmemiz olacak? Kısaca bir planlama var mı? Olduğunu sanmıyorum. Hekimlerin yetişmesinde ne gibi kriterler uygulanıyor ve mezuniyet sonrası gelişim ne düzeyde? Bunu sadece anesteziyle sınırlı tutmak istemiyorum, özelden genele gitmek ve akıl yürütmek mümkün. Geçen bir dostum soruyor “Bir anestezistin aynı anda kaç masaya bakması gerek?” diye. Şoke oldum! Yanıt çok açık! Her hasta başında bir anestezi uzmanı olmalıdır. Bunun başka yolu yöntemi yoktur. Varsa da ben bilmiyorum. Hem hekime ağır yasal sorumluluk getireceksiniz hem de bir türlü yetiştiremediğiniz anestezi teknisyenlerini hastanın başına koyacaksınız ve hastada komplikasyon çıkınca da hekimin yakasına yapışacaksınız! Gerçekten tuhaf.
Anestezi makineleri ve donanım konusu da bambaşka bir sorun. Basit bir örnek vermem gerekirse, eğer kapnografınız yoksa yenidoğan uyutamazsınız. Kaç anestezist bu lükse sahiptir? Ülkemizde çok sorun olduğu doğru, ama çözmek zorundayız. Önümüzdeki yıllarda kaç anesteziste gereksinmemiz var? Plan yapalım. Mezuniyet sonrası eğitim mutlaka verilmeli. Bunun kongrelerle olabileceği konusunda kaygılarım var. İleri yaşam desteği kursları, yeni ilaçların ve tekniklerin kullanımı, monitörizasyon tekniklerinin öğrenilmesi gibi yaşamsal alanlarda eğitimler verilmeli ve bu eğitimlerin yeterliliği denetlenmelidir. Eğitimler belirli aralıklarla tekrarlanmalıdır. Tüm bunlar için zaman ve paranın gerekliliği tartışılmaz. Ülke genelinde anestezi makinelerinin ve monitörlerin standardize edilmesi de kaçınılmaz bir gereklilik. Anestezi teknisyenlerinin daha iyi bir eğitimden geçirilerek, anestezistin iyi bir yardımcısı olması sağlanmalı ama artık anestezi vermeleri akla bile getirilmemelidir.
İşte tüm bunları düşündüm, pediatrik anestezinin yan dal olması konuşulurken; içim sızladı Alperen’i ve daha nicelerini hatırladığımda. İçim sızladı o hastanın sorumluluğunu taşıyan meslektaşımı düşündüğümde… Bir ürperti kapladı içimi günün birinde monitörizasyonu yetersiz, ağır aksak çalışan bir makineden anestezi almak zorunda kalabileceğimi düşündüğümde. İnsan yaşamının her şeyin üstünde tutulması için tüm kutsal değerlerimiz üzerine yemin ederken; bu yemini bize bozdurmak için kimlerin, nasıl çabalayacağını hiç düşünmüş müydük? Bütün bu gerçeklerle boynum bükük ve alınacak yolun uzunluğunu düşünerek, biraz buruk ama bir o kadar da nereden başlamalı diyerek pediatrik anestezi toplantısından ülkeme döndüm. Nereden başlamalı, nasıl başlamalı? Ama bir an önce planlı olmaya, sistem kurmaya, kurumsallaşmaya başlamalı.