Anladık; gece gündüz kan ter içinde çalışıyormuşsunuz. Anladık; can kurtarmak için kendi canınızı veriyormuşsunuz. Anladık; iç çıkışı botlarınızın, çizmelerinizin içi bile ter doluyormuş. Anladık; aranızda aylardır çoluk çocuğuna sarılamayanlar, hasret gideremeyenler varmış. Anladık; aldığınız ücretler boğaz doyurmaya yetmiyormuş; verilen sözler tutulmuyormuş. Anladık; bütün bunlar yetmiyormuş gibi saldırıya uğruyormuşsunuz, meydan dayakları yiyormuşsunuz. Anladık; size hak arama izni bile verilmez iken, size saldıranlar ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlarmış meydanlarda. Anladık canım; kim dedi size ki, doktor olun, hemşire olun, yardımcı sağlık personeli olun diye. Biraz daha okuyup müteahhit olsaydınız, bakın o zaman nasıl el üstünde tutulurdunuz.
O işin okumayla ilgisi yok; uyanık olup işi götürmek, köprünün başını tutanlara da payını verip cukkayı doldurmak mıymış o iş. İyi ya canım, daha da kolaymış; siz de öyle yapsaydınız. Siz de müteahhit olsaydınız. O zaman can alıcı salgınlarda bile en önce siz akla gelirdiniz; sizin o elde kalmış, dağı taşı kaplamış beton yığınlarınız en önce düşünülürdü. O zaman hazinesi tamtakır olmuş kamudan aldığınız hiç gereksiz köprüleri yapmak için aldığınız milyar dolarlık ihale kadar vergi muafiyetiniz de olurdu.
O zaman, millete aşı alacak para bile bulunamaz iken siz dolar üzerinden peşin alırdınız alacağınızı. Siz de müteahhit olsaydınız; otoyol, köprü, havaalanı, şehir hastanesi yapsaydınız. O zaman yaptığınız köprülerden geçmeyenden de, yaptığınız otoyolu kullanmayandan da, yaptığınız havaalanını ömür boyu görmeyecek olandan da, yaptığınız hastaneye uğramayandan da kesilirdi hisseleriniz; çiftçinin mazotundan, işçinin alın terinden, dar gelirli memurun daha maaşı cebine girmeden el konulan vergisinden gelirdi, en baştan işin başındakilerle sözleştikleriniz.
Siz de müteahhit olsaydınız, bol bol alkış alsaydınız sizin koruyucunuz, kollayıcınız ve ortağınız politikacılarla birlikte. O zaman yapıyorlar işte, çalışıyorlar canım diye el üstünde tutulsaydınız. Anladık; yoruluyor, ölüyor, tükeniyormuşsunuz. Kim dedi size, doktor olun, hemşire olun, yardımcı sağlık personeli olun diye. Biraz aklınızı kullanıp müteahhit olsaydınız. Hem cukkayı doldursaydınız, hem aklını emanet vermişler nezdinde en kıymetli kullar olsaydınız.
Siz yine de vazgeçmez misiniz halka hizmet etmekten. Siz yine vazgeçmez misiniz gece gündüz halk sağlığı için ter dökmekten. Siz o zaman hak ediyorsunuz olup biteni, kesin sesinizi, işinize bakın. Yetinin, gün en önce size aydın olsun diyenlerin gönülden gelmiş selamıyla. Gününüz aydın olsun.
21.11. 2020
Alper Akçam
Dr Alper Akçam, fakülteden sınıf arkadaşım. 1974 Ankara Tıp mezunu, genel cerrah. Mesleğinde çok da başarılı. Yıllarca SSK hastanelerinde pek çok işçinin, garibanın ameliyatlarını hiçbir karşılık beklemeden yapmış, onları sağlıklarına kavuşturmuştur. Sonra ne oldu ya oldu, başına taş mı düştü bilinmez, birden doktorluğu bıraktı. Bazıları, “akıllandı, artık bundan olsa olsa müteahhit olur” demelerine karşın, o gitti başarılı bir yazar oldu. Hikaye, roman, araştırma, durmaksızın yazıyor da yazıyor. Derneklerde, vakıflarda çalışıyor, edebiyat konusunda panellere katılıyor, konferanslar veriyor. Üretmeye olanca hızıyla devam ediyor. Memleketi Ardahan’ı bilmeyenlere tanıtıyor, oraya bir şeyler kazandırmaya gayret ediyor.
Sevgili kardeşim, o senin şimdinin çok kazanan müteahhitleri var ya, işte onların bir süre sonra eshameleri bile okunmayacak, kimse onları hatırlamayacak. Ama senin kitapların ve yaptığın çalışmalar hep akıllarda kalacak. Depremlerde çöküveren binaları yapanlar, çürük demiryollarını yaparak onlarca kişinin ölümüne neden olanlar hariç, şehirlerimize duvar gibi gökdelenleri dikenler bile hatırlanmayacak. Tıpkı Sabahattin Ali’yi katledenin, Nazım Hikmet’i hapsedenlerin, savcısından, hakimine hiçbirinin hatırlanmadığı gibi.
Yolun açık olsun, üretmeye devam et. Eserlerini bizler okuyoruz.
3 yorum
Ellerine sağlık Haldun arkadaşım.Sana ve Alper arkadaşımıza çok sevgi ve selamlar.
Haldun kalemine sağlık süper güzel bir yorum..Sana ve Alper kardeşime Sonsuz selam ve sevgiler…
Saygıdeğer hocam, bu mesleği yapmamak çözüm değil. Mevcut problemlerinizin çözülmesi için mücadele etmeliyiz. Doktorların en büyük problemi birlik ve beraberlik olmayışı. Birlik olursak problemleri çözmek kolaylaşır. Bu ülkenin başarılı ve özverili çalışan hekimlere ihtiyacı var.
Saygılarımla…