Bugünkü köşe yazımızda başlık olarak kullandığım sorunu irdeleyebilmek için işi biraz da teolojiye kaydırarak anne-babanın yaptıklarından ya da maruz kaldığı ortamdan öncelikle çocukların, daha sonra da torunların ve onların çocuklarının etkilenip etkilenmeyeceğini kısaca vurguladıktan sonra, konunun bir de bilimsel yönüne, yani durumun genetik açısından neler getirip neler götürdüğüne bakacağız.
İslam dinine göre yapılan bir yorumda “Çocuğun şaki mi said mi olduğu anne rahminde yazılır. Anne ve baba haram yediyse ondan meydana gelen çocuk haramzâde olur.” Bilmediğim bir konuda fazla ayrıntıya girmeden şu kadarını söyleyebilirim ki; anne-babanın hatalarından ya da giriş bölümünde sözünü ettiğim maruz kalacakları çevrenin etkisinden çocuklar da nasibini almaktadır. Hıristiyanlık adına yapılan bir yorumda ise keza anne-babaların günahlarından çocukların ve torunların da sorumlu olacağı, zira çocuğa günah olan bir şeyi öğretmenin de günah olduğu vurgulanmaktadır, yani “Tanrı’nın antlaşması bizler için o derece bağlayıcı ki, babaların günahını da tanrı çocuklardan sormaktadır”: (Exodus 20:5, Deuteronomy 5:9 I the Lord thy God am a jealous God, visiting the iniquity of the fathers upon the children unto the third and fourth generation.)
Şimdi de teolojiyi bir kenara bırakarak konunun bilimsel yönüne geçelim. Geçtiğimiz 25 Ocak 2013 tarihinde ünlü Science dergisinde (Science,25 January 2013:
Vol. 339 no. 6118 pp. 448-452) fareler üzerinde yapılan bir araştırma, yayımlanır yayımlanmaz aynı tarihte Newscientist dergisi (25 January 2013 by Andy Coghlan)tarafından da haber yapılmıştır. İngiltere Cambridge Üniversitesinde gerçekleştirilen çalışmadan elde edilen bulgular, araştırmayı gerçekleştirenlerden Dr. Jamie Hacketttarafından şöyle değerlendirilmektedir: “Araştırmadan elde ettiğimiz bulgular, genlerin geçmişte elde ettikleri bazı deneyimleri sonradan nasıl hatırlayabildiğini ve kuşaklar arasında epigenetik bilgilerin silineceği şeklindeki epigenetik kalıtım ile ilgili en büyük engelin de yeniden ele alınması gerektiğini göstermektedir. Keza yumurta ve spermde pek çok metilasyon işaretlerinin silinmesi için oldukça uygun bir ortam olduğu halde epigenetik bilgiler sonraki kuşaklara aktarılabilmektedir.”
Yukarıda sözü edilen araştırma bulguları ilk defa bu araştırmacılar tarafından gösterilmektedir. Yani, daha önceki inanışın aksine, yumurta ve sperm aşamasında silinmiş olan epigenetik kazanımlar daha sonraki kuşaklara aktarılabilmekte ve böylece çocuklarda ve/veya torunlarda bir hastalık ya da bir özellik olarak ortaya çıkabilmektedir. Gelişmekte olan fare yumurtası ve sperminin ayrıntılı olarak DNA analizlerinden elde edilen bulgular kişinin uyguladığı diyet, sigara tiryakiliği, baskı altında geçen çocukluk dönemi ve bu dönemde maruz kalınan açlık, geçirilen psikiyatrik hastalıklar gibi çevresel faktörlerin genetik etkileri epigenetik kalıtım adı verilen bir mekanizma ile sonraki kuşaklara geçirilebilmektedir. Fakat işin ilginç yanı, tüm bu bulgulara rağmen pek çok genetikçinin hâlâ bu kalıtım sisteminin geçerli olmadığına inanmasıdır.
Cambridge grubundan Prof. Dr.Azim Surani,yapılan araştırmaya bir başka açıdan şu yorumu yapmaktadır: "Bu yeni çalışma iki farklı şekilde yararlanılabilme potansiyeline sahiptir. Öncelikle, çalışma erişkinlerde bazı hastalıkların altında yatan anormal epigenetik işaretleri silmek konusunda bilgi sağlayabilir. İkincisi, çalışma germ hücrelerindeki çevresel veya beslenme etkileri yoluyla oluşan epigenetik işaretler silinebilir ve istenmeyen epigenetik değişikliklerin potansiyel sonuçlarıyla birlikte sonraki kuşaklara aktarılmasının önlenmesini sağlayacak araştırmaların yolunu açabilir.”
Sonuç olarak, anne ve babaların yaptıkları ya da yapmak istedikleri bazı davranışları kişisel özgürlükleri çerçevesinde kabul edilemez. Zira zararlı bir davranış yalnız kendisini değil, kuşaklar boyu devam edebilecek bir olumsuzluğun başlangıcını oluşturabilir. Onun için, bu olay toplum sağlığını ilgilendirmektedir ve dolayısıyla devletin ilgili kurumları eliyle gerekli önlemleri alması gerekir.
O bakımdan, anne-babaların birbirleriyle kavgasından tutun da, sigara gibi zararlı alışkanlıklarının torunlarını bile istenmeyen hastalık riskleriyle karşı karşıya getireceğini unutmamaları gerekmektedir.
Yeni bir konuda yeniden buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.