GÖRÜŞ
“Antakya; Doğu ile Batı arasındaki; uygarlıkların, görüşlerin, sanatın karşılaştığı yer”
Doro Levi
I. Giriş ve Amaç
1) Antakya Antik Çağlardan Beri Deprem Bölgesi
Toplumumuzun, gerçekte bir “doğa olayı olan depremi “ve onunla birlikte yaşamayı, bu alanda önde olan ülkeler gibi, örneğin Japonya’da olduğu gibi öğrenmesi gerekiyor.
Anaokulu ve tüm eğitim aşamalarında deprem ile ilgili gerekli çağdaş eğitimi, bütün okullarda uygulamalıyız.
Tarih içinde, pek çok büyük deprem geçirmiş olmasına karşın, kentin aynı yerde yeniden yaşamını sürdürdüğü anlaşılan, en az 3 fay çizgisi üzerinde yer alan Antakya ve çevresi, çok önemli bir örnektir (Fotoğraf 1,2).
Tezer T. Deprem: Artçılar Görünenin, Yaşananlar Bilinenin Ötesinde “Önce, Deprem, Sonra”. Spekturum 2023;9:183-194.
Bu amaçla, öncelikle, ülkemizde eğitimin tüm aşamalarda yenilenmesi, insanların;
- Daha “entelektüel”, Daha bilgili, daha bilimsel düşünceye açık,
- Daha düzgün (özsaygı, etik), donanımlı, yetkin, yürekli bireylerin topumda etkin olması kaçınılmazdır.
Yönetim erkinde, “meslek” uygulayımında, bürokrasi, siyaset ve bilim dünyasında yer alanların; etik kurallara uygun görev ve denetim yapma sorumluluğu bulunmaktadır.
6 Şubat 2023 günlü depremde, “fay hattı üzerinde bulunduğu bilinen” yerlerde ve Antakya’da büyük acı ve yıkım yaşanması, yalnız depremin büyüklüğü ile açıklamak yeterli olmaz. Projeleri yapanlar, denetleyenler, Valilik, Belediyeler, Siyaset kurumu, Üniversiteler, Meslek Odaları, vb, yerel halk birlikte sorumludur.
Örneğin, Antakya’nın içinden geçen Asi Irmağı üzerinde Diocletianus tarafından IS 305 yılında yapılan Roma Taş Köprüsü, 1972 yılında, “herkesin gözü önünde” ve “insan eliyle” yıkılmıştır (Fotoğraf 3).
Antakya’nın simgesi Roma Köprüsü’nü, 1972’de DSİ, Asi’nın yatağını genişletip su akışını hızlandırmak için yıkılmıştır.
Tarih ve sosyal olaylar ile yaşadıklarımız bize göstermiştir ki; Bir topumu oluşturan her renk; Yolsuzluk, cehalet, çıkarcılık vb kötülükte birleşirse, coşkun bir doğada, varlık içinde yüzseler de, sonuç yıkım olmaktadır.
Çünkü toplumun da, içinde yaşadığı doğaya karşı, saygılı olma, duyarlık gösterme vb sorumlulukları vardır.
2) Antakya ve 6 Şubat 2023 Büyük Depremi
Bölgede yaşanan gerçekler, geçmişte de defalarca yaşanmış olmasına karşın, günümüzde de, depreme karşı, ne yetkililer, ne de toplum tarafından, önceden önlem alınmadığı, hazırlık yapılmadığı, depreme dayanıklı konutlar yapılmadığı, denetimlerin yetersiz kaldığı, toplumun duyarsızlaşmış olduğu açıkça görülmektedir.
6 Şubat 2023 depreminde ortaya çıkan büyük yıkım ve acılar, bizleri gerçekle yüzleşmek zorunda bırakmıştır.
Bundan sonrası için, bilimle barışık, daha çağdaş, kültürel yeni bir yol izlenmesinin gerekliliği görülmektedir.
—
Japonya örnek alınmalı, bu konuyu öğrenmeye istekli gençleri, eğitim ve görgü için Japonya’ya,
Dünyaca ünlü, Antakyalı deprem uzmanı Prof. Dr. M. Nafi Toksöz (18 Nisan 1934, Antakya)’ün Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT, Cambridge) Yerküre Kaynakları Laboratuvarına göndermelidir (Fotoğraf 4).
Mustafa Kemal Üniversitesi ve İskenderun Teknik Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezleri (Fotoğraf 5) desteklenmeli, “liyakatli” öğretim üyeleri ve yerel yönetimlerin ortaklaşa çalışması zorunludur.
3) “Antik Antakya: Yitik Kent” Gün Yüzüne Çıkmalıdır
Bu ortamda, gözden kaçmaması gereken konu; yıkımlar onarılırken, “Antik Antakya” gerçeği unutulmamalıdır.
Prof. Dr. Charles Rufus Morey (1877-1955), 1932-1939 yılarında, Princeton Üniversitesi adına, Antakya’da kazı yapmıştır. Kazı sonuçları Princeton Üniversitesi tarfından;
- Antioch On-the-Orontes The excavations 1933-1936 · 2. Cilt olarak yayınlanmıştır. https://onlinepublications.uchicago.edu/antioch/
- Charles Rufus Morey’ 1938’de “The Mosaics of Antioch” kitabını yayınlamıştır (Fotoğraf 6).
The Mosaics of Antioch
by Charles Rufus Morey
Longmans, Green and Co., 1938; p. 48
Fotoğraf 6. Prof. Dr. Charles Rufus Morey’in Antakya Mozaikleri kitabı, London, New York Longmans, Green and Co.1938;48.
- Dr. Doro Levi (1899 – 1991), 1947’de yayınladığı “Antioch Mosaic Pavements” Antakya Mozaik Levhaları adlı kitabında Antakya’nın önemini şöyle bildirmiştir (Fotoğraf 7):
“Antakya; Doğu ile Batı arasındaki; uygarlıkların, görüşlerin, sanatın karşılaştığı yer”
Antioch Mosaic Pavements
Dr. Doro Levi
Princeton University Press, 1947; Vol. p. 650, Vol 2. 183.
Fotoğraf 7. Doro Levi’nin 1947 yılında yayınladığı, “Antioch Mosaic Pavements” Antakya Mozaik Levhaları kitabı.
Levi D. Antioch Mosaic Pavements”. Princeton: Princeton University Press, 1947, 2 Vol: I, XXXI+650, II, 183.
- Christine Kondoleon, “Antioch: The Lost Ancient City” adlı kitabın yazarıdır (Fotoğraf 8). https://catalog.princeton.edu/catalog/9932365753506421
https://archive.org/details/antiochlostancie0000kond/mode/2up; - Dr. Sheila D Campbell, “The Mosaics of Antioch” kitabını (1988;35 Sayf) yayınlamıştır (Fotoğraf 9).
4) “Antik Antakya: Uygarlığın Ortak Kalıtı”
“Antik Antakya: Yitik Kent” uygarlığın ortak kalıtı olduğunu anlamak, üzerini örtmeden, çağdaş yeni teknolojik bilgilerin ışığında çalışan, yeni bir yaklaşım gereklidir. Yönetim ve Bilim erki birlikte çalışmalıdır.
Toplumların, “dünya uygarlık kalıtlarını” koruma sorumlulukları bulunmaktadır.
5) Güncel Teknoloji (Drone, Lazer ile görüntüleme) Arkeolojinin İşini Kolaylaştırmıştır
Yeniden yapılandırmada, “Antik Antakya” kalıntılarının, Defne (Daphne), Çevlik (Seleucia Pieria) ile birlikte bulunup gün yüzüne çıkarılması için gereken planlamanın yapılmasına önem verilmelidir.
Güncel teknoloji Arkeolojinin işini kolaylaştırmıştır.
Dronlar ve “Lazer” teknolojisi ile yer altı görüntülerinin daha gerçekçi saptanması kolaylaşmıştır.
Bu düşünce, uygarlığın, bizlere yüklediği bir yükümlülük olduğu gibi;
- Türkiye’nin “Ulusal Varlıklarının” ve
- “Dünya Kültür Kalıtının” yitirilmemesi anlamına gelmektedir.
6) Antik Antakya ve Antik Efes, Yamaç Evleri
Antik Antakya ile Efes Antik kentinin kuruluşu yaklaşık eş zamanlı olarak İÖ 300. yıldır.
Antik Antakya (Antioch, Antiokia), İÖ 22 Mayıs 300’de, Büyük İskender’in generallerinden I. Seleucus Nikator tarafından kurulmuştur. Antik Antakya’nın limanı Çevlik’te bulunan “Seleucia Pieria”’dır.
Antik Efes (Efesus) ise Büyük İskender’in generallerinden Lisimahos tarafından İÖ 300’de liman kenti olarak kurulmuştur. https://tr.wikipedia.org/wiki/Efes
O nedenle, güncel olarak “Antik Efes” kenti gibi, “Antik Antakya” kentinin de bulunması gereklidir.
Antik Efes’te bulunan, ayağa kaldırılan ve uygarlık dünyasına kazandırılan “Yamaç Evleri” (Fotoğraf 10) ile eşdeğer olan yapıların genelde “Dapne”’de olduğu anlaşılmaktadır.
Antakya, Harbiye ve Çevlik’de bu tür yerlerin bulunması için yeni teknolojilerle (Drone ve Lazer görüntüleme) taranması, araştırma yapılması gereklidir.
Antakya’nın turizm çekim merkezi özellikleri, Türkiye’nin büyük Turizm merkezi olan Efes’ten daha az değildir
7) Mustafa Kemal Atatürk, Hatay’ın Sınırlarını 6 Ekim 1918 günü çizmiştir
- M Kemal Paşa, 1. Dünya Savaşı sonlanırken, Antakya ve Hatay’ın yeni kurulacak Türkiye açısından önemini biliyordu.
- 26 Ekim 1918, Katma Savaşı: 1. Dünya Savaşı sonu-Mondros ateşkesi (30 Ekim 1918) öncesi, İngiliz–Faysalcı Arap saldırısını, Katma (Racu, Afrin) Tren İstasyonu’nda, “yerel milli güçlerin de” “Amik Ovası, Afrin; Türkmen, Kürt, Bedevi, Arap, Çerkez” desteği ile durdurmuş (26 Ekim 1918), Hatay’ın sınırları için olması gerekli hedefi göstermiştir.
- M. Kemal Paşa’nın karagahı; Katma, Haci Halil Köyü’ndeki, Hanif Ağa taş konağıdır (Fotoğraf 11) (Millîyet 3.07. 2018).
- İskenderun, “Antakya”, Reyhanlı, Kırıkhan, Belen, Der el Cemal, Tel Rıfat hattını M. Kemal Paşa korumuştur.
- Katma Savaşı, sonuçları, Adana ve Torosların korunması yanı sıra Hatay ve Türkiye açısından da çok önemlidir.
- İngiliz ve Şerif Hüseyin’e bağlı “Faysalcı” Arap birliklerinin Adana ve Toros Geçitlerini ele geçirmesi önlenmiştir.
- 30 Ekim 1918, Mondros: Katma Savaşından 4 gün sonra (30 Ekim 1918) Mondros Ateşkes Antlaşması, imzalanmıştır.
- Böylelikle günümüz Türkiye güney sınırlarının oluşumunda önemli katkı sağlamıştır.
- 31 Ekim 1918, Adana: İzzet Paşa (Sadrazamı), grup komutanı Liman Von Sanders‘in, tüm grup komuta yetkisini M. Kemal Paşa‘ya devrini istemiş, devir-teslim için Mustafa Kemal Paşa Adana’ya gelmiştir (31 Ekim 1918) (Fotoğraf 12).
- Liman Von Sanders Paşa‘nın “Yenildik. .. bizim için her şey bitti” sözüne karşılık “yetkiyi teslim alan”;
- Mustafa Kemal Paşa;
“Savaş müttefikler için bitmiş olsa da, bizi ilgilendiren savaş, kendi istiklalimizin savaşı, şimdi başlıyor” demiştir.
Hatipoğlu S. Birinci Dünya Savaşı Sonunda Mustafa Kemal Paşa’nın Afrin’deki (Katma ve Racu) Faaliyetleri.651-671. https://www.ttk.gov.tr/wp-content/uploads/2022/04/34-SuleymanHatipoglu.pdf
Canda MŞ. 104. Yılında (26 Ekim 2018), Katma (Afrin) Savaşı, Hatay ve Mustafa Kemal Paşa. Ajans Bakırçay 26.10.2022.
Atatürk’ün Afrin’deki tarihi karargahı bulundu. Hürriyet Temmuz 02, 2018 13:08.
https://www.hurriyet.com.tr/galeri-ataturkun-afrindeki-tarihi-karargahi-bulundu-40883802/1
https://www.ilimiz.net/detay/1/294/adana-ili-adananin-isgali-ve-kurtulus-savasi.html
İlginç olan, 1. Dünya Savaşı çok öncesi;
Fransa Akademi üyesi
- Marquis de Vogüé’ün 1851-1868 yıllarında,
Arkeoloji ve bilim dünyasının, “Antik Suriye” bölgesine dikkatini çekmiş olmasıdır.
ABD Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeoloji Bölümü’den, - Howard Crosby Butler’in 1899-1900, 1904 ve 1909’da “Suriye Keşif Gezisini” yapmış olması,
- Charles Rufus Morey, 1927, 1928 yılından başlayarak Antakya ve Hatay ile ilgilenmiş,
Sonunda 1932-1939 Antik Antakya Kazılarını yapmıştır.
- Birçoğu zeytin bahçelerinde, zeytin ağaçları altında bulunan;
- Antik villa, hamam, tapınak vb yapıların duvar ve tabanını döşeyen, “görkemli” Antakya Mozaikleri, bulunmuş;
- Bahçe sahipleri ile de anlaşarak,
- O günün teknolojik koşullarında çıkarılmış,
- Dönemin Osmanlı Devlet yetkilerinin, yerel halkın, liderlerin eğitim alanındaki geriliği,
- Bölgenin antik değerlerinin,
- O dönemin yetersiz ve uygunsuz teknolojisi ile bulunup, çıkarılması,
- “bir biçimde” “taşınması” ve “yağmalanmasının” yolunu açmıştır.
Bu makaledeki amacım;
Princeton Üniversitesi 1932-1939 yıllarına ait kaynaklarının ışığında;
- Antik çağdan günümüze, coğrafyası çok bilinen bir deprem bölgesi olan Antakya’da,
- Büyük acılara yol açan 6 Şubat 2023 depremi sonrası yapılacak olan, yeni yapılaşmanın,
- Antik Antakya dışındaki sağlam zeminlere yapılması,
- Antik Antakya’dan yurt dışına giden arkeolojik varlıkların (Antakya Mozaikleri) saptanması,
- “Yitik Kent” Antik Antakya’nın yeri, önceki bilimsel çalışmalarla saptanmış, haritaları çizilmiştir.
- “Yeni teknolojilerle” haritaların yenilenmesi ve antik yerlerin kolayca belirlenmesi,
- Öncelikle koruma altına alınması ve
- Zamanla kurtarma çalışmalarının yapılmasının önemini vurgulamaktır.
II. Coğrafyanın Önemi “Coğrafya Kaderdir”
1) İnsan yaşadığı yere benzer
Edip Cansever (1928 – 1986), İnsan, çevre, ekoloji ilişkisini şu dizelerle anlatmıştır:
İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Konyanın beyaz
Antep’in kırmızı düzlüğüne benzer
Cansever E. Mendilimde Kan Sesleri. https://siir.gen.tr/siir/e/edip_cansever/mendilimde_kan_sesleri.htm
2) Toplumun Kültürü, Yaşadığı Coğrafya Özelliklerine Göre Biçimlenir
İbn-i Haldun (1322 – 1406)’un da belirttiği gibi, toplumun yaşadığı coğrafya özellikleri toplum yaşamını, kültürünü ve sosyolojisini etkiler.
Bir toplumun sosyal yaşam ve kültürü, bulunduğu coğrafya özelliklerine göre biçimlenir.
Böylece, toplumun yaşadığı coğrafya ve ekolojik özellikler, sosyal yaşam ve kültürü biçimlendiren ekenlerdir.
Bu nedenle Antakya ve çevresinin coşkun doğası içinde, çok iyi ve varsıl koşullarda yaşayan insanların, içinde yaşadıkları yerin, coğrafya, ekoloji ve tarih açısından özelliklerini de öğrenmesi, toplumun geleceğine ışık tutar.
Yolların kavşağında, İpek Yolu’nun Akdeniz’e ulaştığı yerde, dünyanın çok önemli ve ilginç bir coğrafya bölgesi üzerinde yer alan Antakya, Türkiye’nin güneyinde, Akdeniz (İskenderun Körfezi) ve Suriye ile komşu olan Hatay İli’nin merkezidir.
Asi Irmağı, Lübnan’dan doğar, Suriye’den gelir, Amik Ovası’nı kıvrımlar yaparak kat eder, Antakya’nın içinden ve Asi Boğazı’ndan geçer, Asi Deltası’nda (Samandağ) denize dökülür.
Eski (Antik Antakya) ve yeni Antakya, katmanlar biçiminde, antik dönemden günümüze, Habibi Neccar Dağı’nın etekleri ile Asi Irmağı arasındaki dar bir düzlükte yer alır (Fotoğraf 13).
Amanos Dağları, Kızıldağ, Kel Dağ, Suriye Dağları, Amik Ovası (Hitit kentleri, höyükler), Amik Gölü (Kurutulmuş), Kuseyr platosu (Altınözü), Defne Çağlayanları (Harbiye, Daphne), Yayladağı (Kel Dağ), Asi Boğazı, Asi Delta Ovası, Çevlik kıyları, Titus Tüneli, “Seleucia Pieria” Antakya’nın yakın çevresindeki önemli coğrafi yerlerdir (Fotoğraf 14).
Ayrıca, Amik Ovası’nin Suriye sınırında Reyhanlı, Kırıkhan arasında çok değerli özellikleri olan görkemli Gölbaşı su kaynakları bulunur.
Amanos Dağlarının Akdeniz ve İskenderun Körfezi’ne bakan yönünde; İskenderun, Dörtyol, Erzin, Arsuz kıyı ovaları yer alır.
Amanos Dağlarının geçit verdiği dar bir alanda bulunan Belen Geçidi, Antakya ile İskenderun bölgelerini bağlar.
Ayrıca, Suriye’nin kapısı olan Cilvegözü (Reyhanlı) Boğazı ile Antakya, Hatay ve Anadolu Suriye’ye bağlanır.
Üzerinde çalışılan Hassa Tüneli ile Amanos Dağları geçilerek, Antakya ile Akdeniz kıyıları bağlantısı kurulmaktadır.
Antakya’da 1992 yılında kurulan Mustafa Kemal Üniversitesi ile İskenderun’da da MKÜ’ne ait birimlerinin ayrılması ile 2015 yılında kurulan İskenderun Teknik Üniversitesi adı ile iki devlet üniversitesi bulunur.
Bu kadar önemli bir coğrafya bölgesi içinde yer alan Antakya, İskenderun ve çevresi, aynı zamanda dünyaca bilinen “faylar üzerinde bulunan”, önemli bir “deprem bölgesidir.
Bu özellikler, bölgenin ve Antakya’nın da “kaderini” ve geleceğini belirlemiştir.
III. Tarih
Paleolitik ve Antik dönemlerden günümüze, Antakya bulunduğu coğrafyanın konumu ve ulaşım açısından önemi nedeniyle, birçok uygarlığın, ticaretin, sanatın ve varsıllığın merkezi olmuştur.
Uygarlık tarihi açısından Antakya ve çevresinde çok önemli uygarlık izleri bırakan başlıca kültürler şunlardır:
Hititler (İÖ 1620—1595), Mısır (İÖ 1490 -), Persler (İÖ 550 – 330), İskender (İÖ 336-323), Seleukoslar (İÖ 312 – 64), Romalılar (İÖ 64 – İS 395), Doğu Roma (Bizans) (İS 395 -1187) (Antakya Suriye Eyaletinin Başkenti), İranlılar ( 540 – 628), Araplar (638 -969 ), Bizanslılar (969 – 1084), Selçuklular (1084 – 1098), Haçlılar (1098 -1137), Bizans (1137- 1187), Eyubiler (1187 – 1191), Haçlılar (1187/1191-1268), Memluklar (1268 – 1516), Osmanlılar (24 Ağustos 1516 – 30 Ekim 1918), Fransızlar (27 Kasım 1918 – 23 Temmuz 1939), Hatay Devleti (2 Eylül 1938 – 23 Temmuz 1939), Türkiye Cumhuriyeti (23 Temmuz 1939 ∞).
Tarihsel süreç içerisinde, Hatay’da egemen olan bu uygarlıklar pek çok iz bırakmış; olup, Hititler, Büyük İskender ve ardılları olan Seleukoslar, Romalılar, Osmanlılar ve Türkiye öne çıkmaktadır.
İskender (356-323), İÖ 330 yılında Pers Kralı Darius’u, Erzin’de, İskenderun kıyısındaki İpsos savaşında yenerek, Hindistan’a dek ulaşan büyük bir devlet kurmuştur (İÖ 336 – 323).
Seleukoslar Devleti (İÖ 312 – 64), İskender’in ölümü sonrası, Babil Valisi I. Seleukos Nikotar (İÖ 358 – İÖ 281) (Fotoğraf 15) tarafından kurulmuştur.
I. Seleukos Nikotar önce;
- Seleucia Pieria (Çevlik) (İÖ 300)’yı, daha sonra
- Antiocheia (Antakya) ( 22 Mayıs 300)’yı kurmuştur.
- Daphne (Defne, Harbiye) özgün doğası, çağlayanları, su kaynakları, bitki örtüsü ile yazlık yaşam alanıdır. Romalıların bir tatil beldesidir. Antakya halkı, varlıklı kesim, kentin sıcağından kaçmak, dinlenmek için Defne’ye gelirdi.
1) Antakya’da Romalılar ve Bizanslılar Dönemi (İÖ 64 Pompei – İS 15-20 Ağustos 636, Yermük Savaşı)
İpek Yolu, Baharat Yolu, Kral Yolu’nun Akdenize ulaştığı ve yolların kavşak yaptığı yerde bulunan Antiocheia, Seleucia Pierria,
Daphne’de yaşayan Romalı yöneticiler, komutanlar, aristokratlar, tüccarlar çok varlıklılardır.
2) Varlıklı ve Büyük Bir Orta Sınıf Oluşması ve Etkisi
Bu dönemde, büyük bir orta sınıf oluşmuş, kentin ve bölgenin büyük varlığını, gelirini ve kültürünü paylaşmıştır.
3) Antakya Suriye Eyaletinin Başkenti
Giderek, Antakya çok gelişmiş ve Romalılar döneminde, Suriye Eyaletinin Başkenti olmuştur.
Bayındırlık alanında ilerleme olmuş; saraylar, köşkler, tapınaklar, hipodromlar, hanlar, hamamlar, kütüphaneler, suyolları, köprüler, kaleler yapılmıştır. Mozaik okulları açılmış, sanatçılar yetişmiştir.
4) “Mozaik Levhalar” (Mosic Pavements)
Greek ve Pagan kültürü etkisinde yaşam alanlarını, kentlerin önemli anıtsal, inanç ve yönetsel yapılarını, “mozaik levhalar” (Mosic Pavements) ile döşemişler ve süslemişlerdir.
Saray, tapınak, hamam, kamu, eğlence kurumlarının, tabanını, duvarlarını kaplayan olağanüstü güzellikteki ünlü Antakya Mozaikler ortaya çıkmıştır. Antakya Mozaikleri açısından bakarsak, Romalılar dönemi çok önemlidir.
https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/hatay/genelbilgiler
Kurt İ. https://derstarih.com/hatay-tarihi/
IV. Antakya Mozaiklerin Bulunması, 3 Önemli Lider
Fransız Arkeologlar Dönemi
- Charles-Jean-Melchior Marquis de Vogüé (18 Ekim 1829 – 10 Kasım 1916) (Fotoğraf 16)
Marquis de Vogüé, Fransız arkeolog, diplomat ve Fransız Akademisi üyesidir
Marquis de Vogüé, 1851-1868 yıllarında, Arkeoloji ve bilim dünyasının, “Antik Suriye” bölgesine dikkatini çekmiştir.
- Kutsal Topraklar,
- Kudüs Tapınağı ve
- Orta Suriye Kiliseler ile ilgili bilimsel kitap ve dergi makaleleri yayınlamıştır.
Marquis de Vogüé:
Syrie centrale. Architecture civile et religieuse du Ier au VIIe siècle (1865–1877) kitabını yazmıştır.
(Orta Suriye. 1. yy – 7. yy sivil ve dini mimari, 1865–1877). 3 Vol, Paris: J. Baudry 1865 (Fotoğraf 17);
Marquis de Vogüé; Kudüs’e son yolculuğunu 1911’de “82 yaşında” yapmış,
50 yıllık deneyimlerini küçük ve “nostaljik” bir kitap olan Kudüs’ü Dünü ve Bugün’nü yayınlamıştır.
Marquis de Vogüé‘nin üç ana araştırma alanı, Filistin, Suriye bölgesinin kiliseleri ve Sami yazıtlarıdır.
Marquis de Vogüé’nün araştırmalarının önemi;
- Yokedilen, geri dönülemez biçimde değiştirilen anıtları saptayarak çizimlerle kaydetmesi,
- Bilimsel yayınları ve kitapları ile sonraki kuşak arkeologlara ışık tutması,
- Antakya Mozaikleri konusunda, bu alana ilgili Arkeoloji Uzmanlarının yetişmesine “esin kaynağı” olmasıdır.
Amerikan Arkeologlar Dönemi (Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeoloji Bölümü)
Antakya Mozaikleri, yeri saptanınca, “1932-1939 yıllarının teknolojik ve bilimsel koşullarında” ve “hızla” çıkarılarak, çoğunun yurtdışına götürülmesi, Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeoloji Bölümü’nün sorumluluğundadır.
2) Prof. Dr. Howard Crosby Butler (7 Mart 1872 Croton Falls, New York – 3 Ağustos 1922 Neuilly, Paris)
“Öğrencilik yıllarında (1892-1895), Melchior_de_Vogüé ‘nin Suriye keşifleri ilgisini çekmiştir”
- Roma ve Atina’da mimari, arkeoloji, filoloji (Fransızca, İtalyanca, Arapça, Türkçe, Yunanca) eğitimi almıştır.
- 1895: Butler Princeton Üniversitesi’ne katılmıştır (Fotoğraf 18,19),
- 1899-1900: İlk “Suriye Keşif Gezisini” yapmış, ayrıca 1904 ve 1909’da Suriye’de bulunmuştur.
- 1899-1900: İlk Amerikan Arkeolojik Konferansı‘nı düzenlemiştir.
https://arthistorians.info/voguec; https://archive.org/details/syriecentralearc01vogu/page/n1/mode/2up
Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeolojinin 125 Yılı
Howard Crosby Butler’e özgülenmiştir (Fotoğraf 13).
(1877-2007)
- Butler’in liderliği; “1932-1939” yıllarında, Charles Rufus Morey, Antakya Mozaiklerini bulması için ışık olmuştur. https://researchphotographs.princeton.edu/?s=Butler
- Ayrıca, Butler, 1910-1922 yıllarında Sardes kazılarını yönetmiştir.
- Sardes’teki ilk önemli bilimsel kazıları, Osman Hamdi Bey‘in isteğiyle gelen Butler yapmıştır.
- Butler, sıtmaya yakalanmış”, Paris Neuilly Amerikan Hastanesi’nde, 13 Ağustos 1922’de kalp yetmezliği ile 50 yaşında vefat etmiştir. https://archive.org/details/howardcrosbybutl00unse/page/78/mode/2up
- 1910 yılında arkeolojik başarılarından dolayı Drexel Altın Madalyası ile ödüllendirilmiştir.
- New York Halk Kütüphanesi‘nde, yedi ciltlik fotoğraf seti (Butler’in Suriye çalışmaları) bulunmaktadır. https://sardisexpedition.org/en/essays/about-sardis-expedition
3) Prof. Dr. Charles Rufus Morey (1877-1955)
“Gerçeği Gördüğünde Anlayan Bir Sanat Profesörü”
Morey (1877–1955) (Fotoğraf 20), 1928’de Princeton Sanat ve Arkeoloji Bölümü Başkanı (1924’ten 1945) olarak, Orta Çağ yerleşimi Antik Antakya‘nın “keşfedilmesini” ve kazılmasını önermiştir.
Charles Rufus Morey, daha önceki dönemde, “Howard Crosby Butler‘ın,
Suriye’nin arkeolojik keşfindeki çalışmalarına”, Princeton Sanat ve Arkeoloji Bölümü olarak sahip çıkmıştır.
Morey, Antakya, Defne, Çevlik (Seleucia Pireria) Arkeolojik Kazılarını başlatmıştır.
(Committee for the Excavation of Antioch-On-The-Orontes 1932–1939)
Charles Rufus Morey, 7 yıl (1932-1939), Princeton Antakya arkeolojik kazı çalışmasını yönetmiştir (5 kurum)
Antik Antakya, Defne (Daphne) ve Çevlik (Seleucia Pieria) kazılarında (1932-1939);
- 300 den çok mozaik yer ve duvar döşemesi,
- Heykeller (mermer), heykelcikler,
- Madeni paralar ve yapıtlar ortaya çıkarmıştır.
Charles Rufus Morey ve ekibinin kazı çalışmaları Antakya’nın görkemli mozaiklerini ortaya çıkarmıştır.
Bu mozaikler, villaları, hamamları, kamu yapılarını, tapınakları ve diğer yerleri süslemekteydi.
Charles Rufus Morey;
“The Mosaics of Antioch” (1938) kitabını yazmıştır (Fotoğraf 21).
(Charles Rufus Morey (1877-1955).Oxford University Press. Archived from the original on 2018-06-13.Retrieved 2018-06-12)
Morey, Charles Rufus (1877-1955). Dict of Art Historians. Archived f the original on Jan 17, 2019. Retrieved March 11, 2009.
https://artandarchaeology.princeton.edu/whats/news/news-charles-rufus-morey-aa-chair-1924%E2%80%931945
Morey Cr. The mosaics of Antioch 1938.
Princeton Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü’nün 1932 -1939’da Antakya’da yürüttüğü kazılarda çıkarılan mozaiklerin paylaşılması, yurt dışına götürülmesi, vb araştırmaya değer konulardır.
V. Asi Antakya’sı Arkeolojik Kazı Kurulu (Bileşenleri)
(Committee for the Excavation of Antioch-On-The-Orontes 1932–1939)
- Prof. Dr. Charles Rufus Morey’nin katılımı, 1927 gibi erken bir zamanda,
Fransız Eski Eserler Dairesi’nin;
“Princeton’ın Antakya’da kazı yapmakla ilgilenip ilgilenmeyeceğini” sormasıyla başlamıştır.
Morey şöyle demiştir:
“Howard Crosby Butler’ın Suriye’deki “arkeolojik keşif” çalışmalarına devam etmek elbette Princeton “Sanat ve Arkeoloji” Departmanın her zaman isteği olmuştur.” http://vrc.princeton.edu/researchphotographs/s/antioch/page/introduction
Asi Antakya’sı Arkeolojik Kazı Kurulu (1932-1939)
(Committee for the Excavation of Antioch-On-The-Orontes 1932–1939)
Clarence Fisher, William A. Campbell, Jean Lassus, and George W. Elderkin
https://onlinepublications.uchicago.edu/antioch
Arkeolojik Kazı Kurlu, Kuruluşu: Aralık 1931
Alan ve Yüzey Çalışmasının Başlaması: 4 Mart 1932
Birinci “İmtiyaz” Süresinin Başlaması ve Bitmesi: 1 Ocak 1931 – Temmuz 1936 (6 Yıl)
İkinci “İmtiyaz” Süresinin Başlaması: Temmuz 1936 – Eylül 1939 ( 6 Yıl )
Hatay’ın Türkiye’ye katılması (23 Temmuz 1939), sürenin erken sonlanmasını sağlamıştır.
- Antakya Arkeolojik Kazı Çalışmasının Bileşenleri
Prof. Dr. Charles Rufus Morey, çalışmaları, aşağıda belirtilmiş olan 5 kurum adına, 7 (1932-1939) yıl boyunca yönetmiştir.
Aralık 1931’de kurulan Asi Antakya’sı Kazı Kurulu Üyeleri
- Worcester Sanat Müzesi (Massachusetts),
- Baltimore Sanat Müzesi,
- Dumbarton Oaks Koleksiyonu (DC),
- Musées Nationaux de France,
- Louvre Müzesi,
- Princeton Üniversitesi (Keşif gezisi yönetimi ve sonuçlarının yayınlanması).
- Antakya’da alan ve yüzey Çalışmasının Başlaması (4 Mart 1932 günü) (Fotoğraf 22 a-d)
- George W. Elderkin (1879-1965) (Princeton), Genel Yönetim,
- Clarence Fisher (Kudüs Amerikan Doğu Araştırmaları Okulu), Alan Direktörü,
- William A. Campbell (Wellesley Koleji), Alan Direktör yardımcısı,
- Jean Lassus (Şam Fransız Enstitüsü).
4) Birinci “İmtiyaz-Yetki” Süresi: 1 Ocak 1931 – Temmuz 1936 (6 Yıl)
Suriye Fransız Manda Yönetimi “Eski Eserler Dairesi”, 1930’da “başlangıç:1 Ocak 1931” “6 yıl” kazı hakkı vermiş,
1933 ile 1936 yılları arasında Antakya ve Daphne’ye dört sefer düzenlenmiştir.
5) İkinci “İmtiyaz” Süresi: Temmuz 1936 (6 Yıl)
Temmuz 1936’da, birinci “imtiyaz” süresi bitmiş, Suriye Eski Eserler Dairesi, 6 yıl için yenilemeyi kabul etmiştir.
Katılımcı kurumların da desteği ile kazıların devamı sağlanmıştır.
Yenileme ile Seleucia Pieria’da da kazı yapma hakkı alınmıştır.
VI. Yerel Halk Liderleri, Toprak Sahipleri, Yerel Köylü ve İşçilerle Uzlaşma
Yerel halk liderleri, toprak sahipleri ile “uzlaşıldığı”, destek görüldüğü resimlerden anlaşılmaktadır (Fotoğraf 23-29).
- “Antakya’nın içinde bulunduğu Hatay ilinin Suriye’den, “katı” eski eserler yasaları olan Türkiye’ye ayrılması”
- https://researchphotographs.princeton.edu/antioch/;
- “Alan direktörü William Campbell, Suriye Eski Eserler Dairesi’nden, komitenin kazı payını almakta zorlandı.”
- “Sonuçta; 300 mozaik, diğer tüm buluntular, Türk hükümeti de içinde, üyeler arasında pay edilmiştir.”
- İkinci Dünya Savaşı (1 Eylül 1939 – 2 Eylül 1945)’nın başlaması ile Antakya Kazıları sonlanmıştır (Eylül 1939).
- “Hatay’ın Türkiye’ye katılması (23 Temmuz 1939), sürenin erken sonlanmasının etkenlerinden birisidir. ”
İlk sıra: Muhammed Yusuf, Hayder Vezzen, Raşid Bereket, Nasip Arsuzi, Richard Stillwell, Halil Zaravend, Necmeddin Vecihi Paşa, Mahmud Tuhani, Charles Rufus Morey, Zeki Arsuzi, Fadıl Gabusi, Süleyman Hindi.
İkinci sıra: Mustafa Yusuf, Jean Lassus, Edib İshak, Apostolos Athanassiou, WH Noble, Berberi Mahmud İsa, Joseph Numani, William A. Campbell, İbrahim Ağa Tuhani, Süleyman Vezzen, Samaan Tota, Ali Ağa Tuhani. 5 7. 1936,
Visual Resources: Department of Art and Archaeology Princeton University, resphotos@princeton.edu, © Item Type, Album Photograph, Image Number 6008, Date of Photograph 7/5/1936. Antioch Album Photographs 2023 Trustees of Princeton University.
http://vrc.princeton.edu/researchphotographs/s/antioch/item/26655#?c=&m=&s=&cv=&xywh=277%2C1%2C1576%2C752
İlk sıra: Shükri Abdul Malak, Suraya Bey Barrakat, Shakib Bey Barrakat, Muhammed Bey Adali, C.R. Morey, Hajji Rashid Agha Kusieri, Nafieh Bey Adali, Doctor Abdul Rahman Malak
İkinci sıra: Samaan Totah, William Gad, Apostolos Athanassiou, Richard Stillwell, W.A. Campbell, Reis Mahmud Kriem, Hal Noble, Jean Lassus, Reis Barbari Mahmud Isa, Adib Ishak
Visual Resources: Department of Art and Archaeology Princeton University, resphotos@princeton.edu, © Item Type, Album Photograph, Image Number 6008, Date of Photograph 7/5/1936 Antioch Album Photographs 2023 Trustees of Princeton University http://vrc.princeton.edu/researchphotographs/s/antioch/item/26655#?c=&m=&s=&cv=&xywh=-277%2C-1%2C1576%2C752
VII. Antakya Arkeolojik Kazıları, “1932-1939” Teknoloji ve İşçilerin Çalışma Koşulları
VIII. 6 Şubat 2023 Depremi Sonrası Antakya, Büyük Yıkım ve Antik Antakya
- Şubat 2023 Büyük Depreminin Antakya ve diğer yerlerde olduğu gibi, yapmış olduğu büyük yıkım ve tarih boyunca yaşanmış gerçeklerin ışığında;
- Deprem bölgelerinde, depremle barış içinde yaşamak için, anaokullarından başlayarak, tüm okullarda ve toplum katmanlarında eğitsel çalışmaların yapılması,
- Deprem sonrası güncel yapılaşmaların “depreme dayanıklı” biçimde olması,
- Yeni yapılaşmanın güvenli alanlara kaydırılması,
- Yeni teknolojilerden yararlanarak,
- Antik Antakya (Antiokhea), Defne (Daphne), Çevlik (Seleucia Pieria) gibi uygarlık izlerinin bulunması, korumaya alınması, “dünya uygarlık kalıtının” korunması anlamı taşımaktadır.
- Yetkili kurumların, bilim insanları ve üniversiteler ile daha çok işbirliği yapması sağlanmalıdır.
Antakya Arkeolojik Kazılarının (1932-1939) belgelerini, Princeton Üniversitesi yayınlamıştır (Fotoğraf 17,21).
Fisher C, Campbell WA, Lassus J, and Elderkin GW.
The Excavation of Antioch-on-the-Orontes Digital Resources 1932-1939.
https://onlinepublications.uchicago.edu/antioch
Günün, teknolojik yeterliği, tarih ve sosyolojinin tanıklığını yapan belgeleri;
- Kültür Bakanlığı,
- Bölge üniversiteleri dikkatle incelemeli,
- Kamunun bilgilendirilmesi için yayınlanmalıdır.
Çünkü, bu belgeler, güncel olarak insanlara ve geleceğe de ışık tutmaktadır.
MKÜ Arkeoloji Fakültesi:
Mustafa Kemal Üniversitesi’nde, “MKÜ Arkeoloji Fakültesi” kurulması için,
YÖK Başkanlığına rapor sunmuştum (28 Kasım 2006 – 28 Kasım 2010; Rektör Canda).
Antakya ve çevresi bu açıdan çok önemli bir kültürel çevredir.
“Bütüncül, bilimsel, en yeni teknoloji” ile çalışmanın gerekliliği, gençlerin eğitimi, yetişmesi önemidir.
“Drone ve lazer teknolojisi ile yer taranması, görüntülerin alınması” önemli yeniliklerdir.
IX. Antakya Mozaiklerinden Örnekler (Fotoğraf 44-54)
Mozaiğin ortasında, “baş çevresinde çiçeklerden çelenk ve sol omzunda çiçekli bir çelenk ile süslenmiş bir kadın büstü” bulunuyor.
Defne’de varlıklı kesimin yaşamını, bolluğun, iyi yaşamı simgelemektedir.
1930’ların sonunda Defne kazılarında, bu mozaiği içeren villa ile çok sayıda iyi döşenmiş ev ve villa kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.
Sonuçlar
- Antik Antakya (Antioch, Antiochia), Defne (Daphne), Çevlik (Seucia Pieria), coğrafya özellikleri ve ulaşım yollarının kesiştiği yerde olması, olağan üstü coğrafyası, ekolojik koşulları ve doğal özellikleri nedeniyle, eski çağlardan bu yana önemli bir yerleşim alanıdır.
- Antakya, tarih içinde birçok uygarlığın da merkezi ve Suriye Eyaletinin Başkenti olmuştur. Son olarak, Hatay Devleti (2 Eylül 1938 – 29 Haziran / 23 Temmuz 1939)’nin Başkenti olmuştur.
- Romalılar döneminde, bölgenin çok varlıklı olması, Romalı tüccarların burada yaşaması, giderek “varlıklı bir orta sınıf” ortaya çıkması sonucu, bayındırlık, sanat ve uygarlık alanında da önemli yapıtlar ortaya çıkmıştır.
- “Antakya’da varlıklı bir orta sınıf” ortaya çıkması sonucu, toplumda bolluk, kültürel ve sanatsal gelişme izlenmiştir.
- Sanatsal gelişmelerin en önemlisi, Antakya Mozaikleridir.
- Antakya Mozaikleri, Antik Antakya, Daphne ve Seleucia Pieria’da ki Villalar, Hamamlar, Tapınaklar, Kamu yapıları, toplumun ortak kullanım alanlarında daha çok görülmektedir.
- Özellikle, 1800’lü yıllardan başlayarak, Hatay’ın Türkiye topraklarına katılmasından (23 Temmuz 1939) önceki dönemde, Anadolu, Suriye ve Akdeniz bölgesindeki antik uygarlık kalıtlarını saptayan, batılı gezginler, misyonerler, tüccarlar, yabancı ülkeler adına görevliler bu konuda çalışmalar yürütmüş, “bölge halkının eğitimsizliğinden de yaralanarak”, ülkeyi bir baştan bir başa, Bergama Altarı’ndan, Antakya Mozaikleri’ne dek birçok antik kent kalıtlarını yağmalamışlardır.
- Antakya arkeolojik kazıları konusunda; 1 Fransız, 2 Amerikan, toplam 3 batılı bilim insanı liderlik yapmıştır:
- Fransız Charles-Jean-Melchior Marquis de Vogüé, 1851-1868 yıllarında, Arkeoloji ve bilim dünyasının, “Antik Suriye” bölgesine dikkatini çekmiştir.
- ABD’nin Princetton Üniversitesi’nden Howard Crosby Butler, “Melchior_de_Vogüé ‘nin Suriye keşifleri” konusundaki çalışmalarını öğrencilik yıllarından (1892-1895) başlayarak, ilgiyle izlemiştir.
- “Gerçeği Gördüğünde Anlayan Bir Sanat Profesörü”olarak tanınan ve “Princeton Sanat ve Arkeoloji Bölümü Başkanı (1924-1945) olan Charles Rufus Morey, 1928 yılında, Fransızların önerisi üzerine, Orta Çağ yerleşim yeri Antik Antakya’nın “keşfedilmesini” ve kazılması için çalışmaya başlamıştır.
- Morey ekibi, 1932-1939 yılları arasında Antik Antakya, Daphne ve Seleucia Pieria’da arkeolojik kazı yapmışlar, Antakya mozaiklerini çıkararak, çoğunu yurt dışına götürmüşledir.
- Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeoloji Bölümü, o günün koşullarında, yetersiz teknolojisi ile Antakya Mozaiklerini çıkarırken, tüm çalışmalarını belgelemiş, fotoğraflamış büyük bir arşiv durumuna getirmiştir.
- Güncel olarak Princeton Üniversitesi Asi Üzerindeki Antakya Arkeolojik Kazı arşivinin bir bölümünü dijital ortamda paylaşmaktadır. https://onlinepublications.uchicago.edu/antioch/
- Princeton Üniversitesi “Antik Antakya” kazısı ile ilgili arşivin, belgelerin Türk Bilim dünyası tarafından dikkatlice incelenmesi ve yeni bir görüş ortaya konulması gerekmektedir.
- Princeton Üniversitesi “Antik Antakya arkeolojik kazısı” arşivi fotoğrafları şu gerçeği de göstermektedir:
O dönemde kazı yapılan arazi ve bahçe sahipleri ile “bir biçimde”, “uzlaşıldığı”,
Yerel halkın, köylülerin, kitlesel biçimde, günün koşullarında, teknolojiden uzak, kol gücü ile çalışmış olduğudur.
- Güncel olarak önceliği olan konu ise, “6 Şubat 2023 depreminin yarattığı derin acı ve yaralar sarılırken”, geçmişte Princeton Üniversitesi tarafından, konumları detaylı olarak belirlenmiş, haritalar ile gösterilmiş olan antik alanların, yapıtların, yapıların bulunduğu yerlerin, korunma altına alınması, bu alanlara yeni yapı yapılmamasıdır.
- Güncel olarak Drone, Lazer ve ileri dijital teknolojinin ışığında, bölgenin yeniden haritalandırılması ve geçmiş zaman depremlerinde yer altında kalmış olan varlıkların saptanmasıdır.
- MKÜ Sanat ve Arkeoloji Fakültesi: Türkiye arkeoloji alanını önemsemeli, daha geniş bakış açısı ile gençlerin eğitimi yapılmalı, Arkeoloji eğitimi, bütüncül biçimde üniversitelerde, Sanat ve Arkeoloji Fakültesi olarak yapılandırılmalıdır.
Sonuç olarak;
Büyük acılara, kültürel ve fiziksel yıkımlara yol açan, 6 Şubat 2023 Depreminin yaraları sarılırken;
Bir yandan da “Antakya Mozaikleri” konusunda bilimsel, kültürel ve yönetsel çalışmalar yapılmalı,
Ayrıca, Türkiye’nin ve dünya uygarlığının “varlığı”, “ kültür kalıtı” olan Antik Antakya değerlerinin bulunması, haritalandırılması, korunması, gün yüzüne çıkarılması “kuşkusuz bir süreç içerisinde olacak” için çalışılmalıdır.
Antakya ve Hatay’ın dünya turizm, kültür, inanç, sağlık merkezi olarak tanınmasını, turizmden pay almasını sağlayacak, aynı zamanda Türkiye’nin saygınlığını arttıracaktır.
Kaynaklar
- Antioch on the Orontes. 1932-1939 yılı kazıları, 5 cilt, Princeton Üniversitesi, Antioch mosaic restoration Project. https://artmuseum.princeton.edu/story/antioch-mosaic-restoration-Princeton University Art Museum. Princeton, NJ 08544 609.258.3788project.
- Antioch through the Ages. https://artmuseum.princeton.edu/story/antioch-through-Princeton University Art Museum Princeton, NJ 08544 609.258.3788ages
- Barsanti C. The Fate of the Antioch Mosaic Pavements: Some Reflections. JMR 5, 2012:5;25-42.
- Crace, J. Publications of an American Archæological Expedition to Syria in 1899–1900. Part II: Architecture and other Arts. By Howard Crosby Butler, A.M. 4 to; pp. 433, with 600 illustrations. (Issued by “ The Century” Company, New York City.). Journal of the Royal Asiatic Society 1905;37(2), 402-405. doi:10.1017/S0035869X00033335
- https://ochre.lib.uchicago.edu/ochre?uuid=da3096e4-9445-4908-a88a-dfb8df6e7d95
- Canda MŞ. Antakya, Mustafa Kemal Üniversitesi ve Deprem Gerçeği. Ajans Bakırçay 23.02.2023.
- Canda MŞ. Antakya Depremi, Mustafa Kemal Ü (MKÜ), Prof. Dr. M. Nafi Toksöz, Prof. J Schwarz. Ajans Bakırçay 04.03.2023.
- Canda MŞ. Doğunun Kraliçesi: Antik Antakya nerede? Ajans Bakırçay 0 3.05.2023.
- Canda MŞ. Diokletianus’tan Günümüze. Ajans Bakırçay 02.06.2023.
- Canda MŞ. Antik Antakya (Antiokheia) Mozaikleri ve Princeton Üniver Belgeleri (1932-1939). Ajans Bakırçay 24.08.2023.
- Canda MŞ. Antik Antakya: Yitik Kent. Ajans Bakırçay 15.09.2023.
- Demir A. Çağlar İçinde Antakya. Akbank Kültür ve Sanat Kitapları, İstanbul, 1996;365. ISBN 975-7880-08-6.
- Tekin M. (1993). Hatay Tarihi, Hatay Kültür Turizm ve Sanat Vakfı. Antakya, 1993. ISBN 975-95607-1-2.
7 yorum
Değerli Şerefettin Canda hocamıza yoğun emekleri için teşekkür ederiz.
Bu güzel çalışma ile Hatay /Antakya’yı çok detaylı anlamamızı sağlayan kıymetli Hocama çok teşekkür ederim.
Emeklerinize sağlık.
Bu üretken ve hümanist Rektörümüz,hala amatör ruhunun güdüsüyle doğduğu yerleri, bir akademisyen gözüyle sunmaktadır.İleride dünyanın en çok ziyaret edilecek özelikleri taşıdığına dikkat çekerek yerel ve genel yönetim sorumlularına çağrı yapmaktadır.Umudumuz odur ki bu çağrı en kısa zamanda en verimli şekilde karşılık bulsun !
Şerafettin Hoca yine çok iyi araştırarak bizlere bir kitap gibi Antakya’nın antik değeri hakkında bir bölüm hazırlamış. Hayran olmamak elde değil. Türkiye ve Anadolu tarih açısından bir cennet. Atina gibi tarihi kalıntıları koruyarak, onlar ile birlikte yaşayan onlarca şehir kurulabilir. Ben hala geç olmadığını, bir gün ülke olarak bunu başaracağımızı düşünüyorum. Şerafettin Hoca’nın da Antakya’nın antik önemi ile ilgili olarak daha önce yazdığı “Antakya Halk Sözleri” kitabında olduğu gibi kitaplaştıracağını düşünüyorum. Hocama tekrar teşekkür ederim. Kalemine, emeğine sağlık…
Elinize yüreğinize ve zihninize sağlık Şerefettin hocam, bir bölgenin tanıtımı ancak bu kadar güzel olabilir; kapsayıcı ve derinlikli bir yazı, arşivimizin baş köşesine yerleştirilmelidir. Teşekkürler, teşekkürler teşekkürler…
Prof.Dr.Şerafettin Canda hocamız,bilime ,Antakyaya,ülkemize katkı koymaya devam ediyor.Tıp fakültesinde,sadece patoloji bilimine değil üniversiteye önemli katkılarda bulunmuştur.Hatay/Antakyaya sadece rektör olarak değil.kurucusu olduğu Tip Fakültesi ve hastanesi ile de katkıda devam etmiştir.6.şubat depreminde Tip Fakültesi Hastanesi ayakta dimdik bir abide gibi kalabilmektir.Şimdilerde ise antik Antakya yazıları ile ışık tutmaya devam etmiştir.
https://www.ajansbakircay.com/antik-antakya-antioch-atiochia-bergama-pergamon-efes-ephesus-makale,2680.html
6 Şubat ve 20 Şubat 2023 depremleri çok büyük acılara yol açmış olmakla birlikte, Hatay’da Antik Antakya’nın da yeri ve kurtarılmasının önemini yeniden gündeme taşımıştır. Yeniden yapılaşmaya giderken, 1932-1939 Princeton Üniverstesi Sanat ve Arkeoloji Böülümü’nün Antakya’daki çalışmaları da dikkate alınmalıdır. Bu çalışmaların dijital belgeleri Princeton Üniversitesi yayınlamıştır. Tüm bilim insanları ve entelektüeller, yetkililer buradan izleyip öğrenebilirler. Selamlar, Sevgiler.