Zoka: Büyük balıkları tutmakta kullanılan, küçük balık biçiminde, ucu iğneli kurşun parçası, aldatıcı şey, tuzak, hile. 7 Ekim 2023 tarihinde paramiliter örgüt olan Hamas‘ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Aksa Tufanı Operasyonu ile İsrail’e karşı geniş çaplı bir saldırı düzenlendi. Saldırı sonrası İsrail, Hamas için savaş ilanı kararı aldı ve çıkan çatışmalarda başlangıçta, en az 1.200 İsrailli ve 900 Filistinli olmak üzere 2.000’den fazla kişi öldü, 6.000’den fazla kişi yaralandı. İsrail, Yom Kippur Savaşı‘ndan bu yana ilk defa savaş ilanı kararı aldı, Gazze’ye karşı büyük bombardımanlar başladı.
Hamas, 1987 de İsrail’in işgaline karşı yaygın protestoların damgasını vurduğu ilk intifada sırasında kurulmuş bir örgüt. İsrail’i yok etmeye yemin eden grup, sivillere ve İsrail askerlerine yönelik birçok intihar saldırısı ve ölümcül saldırılardan sorumlu.
Vadedilmiş topraklar, kendileri için kutsal saydıkları Filistin’e olan yahudi göçü 1800 lü yıllardan itibaren başlamış. O yıllarda Filistinli Araplar Osmanlı İmparatorluğu toprakları olan Filistin’de, çok ilkel ve zor şartlarda, daha çok çadırlarda ve çoğunlukla göçebe hayatı yaşıyorlardı. Çok açıkgöz olduklarından! arazilerini , mülklerini, yüksek paralar karşılığında yahudilere satmaya başladılar. Hem de kendi devletleri olan Osmanlı’nın izni olmadan. Yahudi liderlerinden olan baron Rotschild’in, Filistin topraklarının Yahudilere verilmesi karşılığında, Osmanlı’nın tün borçlarını silecekleri teklifine, Sultan Abdülhamit sıcak bakmamış ve kabul etmemişti.
Rusya’da, 1917 den sonra kurulan komünist rejimden kaçanlar ve 1933 ten sonra Yahudi karşıtı Nazi rejimi yüzünden Almanya’dan ayrılmak zorunda olanlar Filistin’e göç etmeye başladılar. Araplardan satın alınmış yeterli toprağa da sahip olununca, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere’nin destekleriyle 14. Mayıs 1948 de İsrail Devleti kuruldu. Bitmek tükenmek bilmeyen Arap İsrail savaşları da bu tarihten itibaren başladı.
Yahudiler, Çöl ’de tarım yaptılar, eğitim ve ekonomilerini geliştirdiler, deniz suyundan tarım ve içme suyu elde ettiler, dört tarafları düşmanla çevrili olmasına rağmen, modern ve güçlü bir ülke yarattılar. Bu sayede tüm dünyada söz sahibi oldular. Arkalarında ABD varmış, varsın olsun. Gerçek olan şudur ki, hiç bir ülke, tembel ve aptal olanların arkasında durmaz. Okullarda, ikinci dil olarak Arapça öğretiliyor. Yüzyıllardır kullanılmayan eski dillerini yeniden öğrenerek kullanmaya başladılar. Yol tabelalarında hem kendi lisanları, hem de Arapça yazılıyor. Liseyi bitiren gençler, hemen askerliğe alınıyorlar. Askerlik, erkelerde 2.5 yıl, kadınlar da 2 yıl ve mecburi. Ülkede, İngilizce bilmeyen yok gibi. Dünyaya tohum satıyorlar. Nükleer enerji de dahil, her türden silahı üretebiliyorlar.
Hamas liderlerinin, ya gözü dönmüş ve aptallar olduklarını ya da, kazanmaları sıfır olan bu kirli savaşı başlatmaları için, birilerinden yüklüce paralar aldıklarını düşünüyorum. (Tarih ileride gerçekleri yazacaktır). Sonuçta, İsrail’in kaybettiği bin küsur kişiye karşılık, on binlerce Gazzeli masum ölecek. Hep söylendiği gibi, ‘Atlar tepişir, olan çimlerle (binalar, tesisler) taylara (çocuk ve masum halk) olur. Eninde sonunda İsrail, çok arzuladığı Gazze’yi toptan ele geçirecek gibi duruyor. Gazze’de yaşayan masum Arap halkını da, son günlerde görüldüğü gibi, Mısır ve Ürdün başta olmak üzere, başka Arap ülkelerine zorunlu olarak göç ettiriyorlar.
İsrail’in istediği bir gözdü, Hamas Verdi iki göz. Kolaydı, başkasının parasıyla alınan roketleri ve füzeleri pervasızca kullanmak. Petrol zengini Arap devletleri, Gazze’ye ve dolayısıyla Hamas’a milyonlarca dolar yardım yaparak, onlara bu silahları aldırıyorlar. Onlar da bunları mirasyedi gibi bunları kullanıyor.
Çirkin savaşın kazananı kim olacak, çoktan belli: 1. İsrail, 2. Silah üreticileri.
Üniversiteye başladığım1966 dan itibaren, Arap ülkeleri, Filistinli ve Yahudi tanıdıklarım ve arkadaşlarım oldu. Her ne kadar Hz İbrahim’den itibaren amca çocukları olsalar da, aralarında büyük farklılıklar var. Bir tarafta mutasyon olmuş, hangisinde belli değil. Tanıdığım Yahudiler, çalışkan, zanaat ve ticareti iyi bilen, ufukları gelişmiş, biraz da kurnaz yapıdalar. Araplar ise, tembel, çalışmayı pek sevmeyen, çoğunlukla kısa vadeli çıkarların peşinde koşan, fırsat bulduğunda, dostunu bile aldatıp kazıklamaktan çekinmeyen bir yapıya sahipler. Bir öykü:
‘Pazar günleri kasabada kilisenin girişine sağlı sollu iki dilenci gelmiş. Birincinin önünde ‘dini bütün fakir bir Hristiyan’ım, yardım edin’ yazılı bir tabela varmış. Diğerinin önünde de ‘dini bütün fakir bir Yahudi’yim, yardım edin’ yazılıymış. Ayinden sonra kiliseden çıkanların hepsi de, fakir Hristiyan’a para atıyorlarmış. Bu durum birkaç hafta sürünce, kilisenin papazı Yahudi’ye, ‘sen de hristiyanım diye yazıver, sana da yardım yaparlar’ deyince Yahudi, arkadaşına seslenerek, ‘bak Solomon, papaz efendi bize ticareti öğretiyor’ deyivermiş. Onlardan, bilgi, ticaret vatanseverlik dahil olmak üzere, öğrenilecek çok şey var.
Arap ülkelerini de, İsrail’i de, görüp gezmişliğim vardır. Arapların birinci Dünya Savaşı’nda ve 1974 Kıbrıs Harekatı’nda ve yaşadığımız ekonomik krizlerde, bize yaptıklarını da hiç unutmam. O günlerde Libya lideri Kaddafi de olmasa, savaşın içinde uçaklarımıza yakıt bile bulamayacaktık. Hamas dahil, terörden nemalananların, İsrail askerlerine karşı, genç ve çocuklara taş attıran ve terörden çıkar sağlayan zihniyeti değişmedikçe, her savaşın kazananı, daima İsrail olacaktır gibi görünüyor.