İngiltere Acil Tıp Koleji Başkanı Dr. Cliff Mann, İngiltere’de acil servislerde çalışacak doktor bulunamadığını belirtmiş. Son 12 ay içinde majör ünitelere hasta başvurusunun 250 bin arttığını, ancak personel sayısının artmadığını söylemiş. Boşalan kadroların sadece yarısının dolduğunu, 350 kadronun boş kaldığını ifade etmiş.
Doktor başına düşen hasta sayısının artması nedeni ile doktorların işyükü, işyoğunluğu ve kişisel işbaskıları artmış. Pek çok genç hekimin de, daha kıdemli hekimler ve danışmanlarının kötü yaşam şartlarını ve sürdürülemez işbaskılarını görüp, aynı kaderi paylaşmamak için başka fırsatları değerlendirmeleri ve beklentilerini başka alanlara kanalize etmelerine şaşırmamak gerektiğini söylemiş.
Bizdeki duruma benziyormuş gibi görünüyor. Hâlbuki İngiliz meslektaşımızın yakınması, ideal şartlardaki acil hasta bakımına yönelik rakamlar üzerinden yapılıyor. Yani bir hekim için saatte 2,5-3 hasta, normal acil servis alanında 1:4, kritik bakım alanında 1:2 ve majör travma için 1:1 hasta hemşire oranı gibi. Bizim ulaşmayı hayal bile edemediğimiz rakamlar.
İngiltere’nin nüfusu yaklaşık 53 milyon. 2011-2012 döneminde İngiltere’de acil servislere başvuran hasta sayısı yaklaşık 21,5 milyon. Bu hastaların yüzde 24,2’si ise ambulans ile gelmiş. Başvuran hastaların yüzde 20,7’si hastaneye yatırılmış.
Ülkemiz sağlık istatistik yıllıklarından ne yazık ki bu rakamlara ulaşamıyoruz ama 76 milyon nüfuslu ülkemizde, yapılan resmi olmayan açıklamalara göre 100 milyondan fazla acil servis başvurusu var.
Yani İngiltere’de çok başvuru var diye yakınılan hasta sayısı, toplam nüfusun yüzde 40,5’i. Bizde ise yüzde 131,5’i. Genç bir nüfusa sahip bir ülke olduğumuzu düşünürsek ya biz toplum olarak çok sağlıksızız ya da bizim sağlık sistemimiz çok sağlıksız. Arzda sorun olduğu kesin ama talepteki fazlalığın örneği dünyada yok.
Yine İngiltere’de genel pratisyenler arasında yapılan bir çalışmada, acil servis başvurularının yüzde 40’ının gereksiz olduğuna inanıldığı tespit edilmiş. Her hastadan 5-10 sterlin alınırsa sayının azalacağını belirtmişler. Ancak, İngiliz Genel Pratisyen Koleji ve İngiliz Tıp Birliği bu öneriye karşı çıkmış ve yoksul hastaların bu uygulama ile cezalandırılacağını söylemiş.
Muhtemelen İngiltere’deki pratisyen hekimler ülkemizdeki uygulamaları bilmiyorlar. Yeşil alanın icadı ve hastalardan para alınması bizde hiçbir şeyi değiştirmedi; hatta hasta sayısı giderek artıyor. Hastalar zarar görüyor mu? Bu rakamlara göre görmemesi imkânsız.
Acil servisler için bizde de hekim bulunamıyor. TUS kadroları bile tercih edilmez oldu. Mecburi hizmet de çözüm olmadı. Şimdi son torba yasa ile aile hekimlerinin acil serviste zorunlu hizmeti başlıyor. Yasayı hazırlayan ve çıkartanlar dışında kimsenin memnun olmadığı bu uygulamanın çözüm getirmesini beklemek hayalperestlikten öte bir şey değil.
İngiliz hekimler iş yükü, iş yoğunluğu ve kişisel baskılardan yakınırken, Türkiye’de haykıran binlerce hekimin sesini kimse duymuyor. Londra’da 40 civarındaki acil tıp uzmanı profesyonel destek alıyormuş. Türkiye’de bu şartlar devam ederse, yardım ihtiyacı olmayan acil hekimini bulmakta zorlanacağız. İngiliz meslektaşlarımızı bizim cehennemlerimize bir soksak, eminim ki kendi şartlarına şükredip ülkelerine kaçarlar.