Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliği’nde araçların cinsine göre azami hız sınırları belirlenmiştir. Hız sınırını aşanlara ceza kesilir. Amaç, aşırı hıza bağlı olabilecek trafik kazalarına engel olmaktır. Bu sayede kazalara bağlı ölüm ve sakatlıklar önlenecektir.
Şimdi, sınırları biraz zorlayıp işimizi temsil eden bir senaryo yazalım:
Pek de yeni olmayan, birçok yönden eksiklikleri bulunan bir otobüsün şoförüsünüz. Motordan ses geliyor, yakıtınız kısıtlı, yardımcılarınızın da tüm yolcuların ihtiyacına yetişmesi imkânsız. Yolunuz ise uzun. Otobüs, yaptığı yolculuktan memnun olmayan müşterilerle dolu. Çoğu ayakta seyahat ediyor. Siz hata yapmadan gitmek istiyorsunuz, ne de olsa en önde giden sizsiniz, kaza yaparsanız ilk darbe size gelecek. Yolcular daha hızlı gitmek için size baskı yapıyor, sürekli homurdanıyorlar, hatta tehdit ediyorlar. Daha vahim olan, şirket yöneticisi sizi sürekli arıyor ve daha hızlı gitmeniz için baskı uyguluyor. Sürekli onun istediği şekilde çalışmanızı emrediyor. Ne kadar hızlı giderseniz o kadar çok para veren bir sistem de geliştirilmiş. Her seyahat sonrası gelen şikâyetlere karşı savunma yazmak zorunda kalan sadece sizsiniz. Şirket yöneticisi sürekli sizi suçluyor, büyük patron sizi suçluyor, müşteriler sizi suçluyor. Daha hızlı, daha hızlı gitmelisiniz! Artık otobüsün limitlerine çıktınız, ufak bir esintide bile yoldan çıkmanın, uçuruma yuvarlanmanın eşiğindesiniz…
Herhâlde devamını anlatmaya gerek yok…
Tıp fakültesinin ilk klinik günlerinden hatırlarsınız: “İyi bir öykü alın, tam bir fizik muayene yapın; yüzde 90 tanıya ulaşırsınız.” derdi tecrübeli hocalarımız. Hasta başına ayrılması gereken zaman en az 20 dakika olarak önerilirdi. Bu süre, sağlık ocağı veya poliklinik için önerilen zamandı.
Peki, acil servisler için bu süre farklı mı?
Amerikan Acil Hekimleri Derneği, acil hekimlerinin iş yükü konusunda yapılan çalışmalar sonucu, acil hekiminin maksimum üretkenlik kıstasını “bir saatte 2,5 hasta” olarak önermektedir. Beklentilerin ve risklerin artması, hastaların yakınmalarının çeşitliliği gibi nedenlerle hekim sayısı saatte 1.8 – 2.8 hasta bakılması olarak hesaplanıyor
Çoğunuz şu anda bu sayıyı farazi bulmaktasınız; haklısınız.
Ülkemiz şartlarında bunun mümkün olmadığının farkındayız. Acil servis başvurularını dünyada zirveye taşıyan bir sağlık sistemi ile şu an hekimler acil servislerde “3 ila 5 dakikada bir hasta” bakmaya çalışıyorlar.
Diyebilirsiniz ki: “Bizdeki hastaların yüzde 80’i zaten acil değil.” Acil servise başvuran bir hastanın acil olup olmadığına karar vermek için de, yakınmasına yönelik bir öykü almak ve muayene yapmak gerekli değil mi? Gerekli. Bu da 3 dakikada olacak iş değil.
Her hasta için ayrılacak süre hastadan hastaya değişecektir. Kanada’da acil hekimlerinin iş yükünü etkileyen belirteçleri tespit etmek için bir çalışma yapılmış. Bir hasta için hekimin harcadığı “ortalama süre 19,2 dakika” olarak bulunmuş. Bu süre triyaj kategorisi 1 olan hastalar için “40,2 dakika”, triyaj kategorisi 5 olan hastalar için ise “15,2 dakika” olarak ölçülmüş. Hastanın ambulans ile getirilmesinin, GKS skorunun 15’in altında olmasının, 75 yaşın üstünde olmasının, kadın olmasının, eşlik eden hastalığı olmasının, hastaya girişim uygulanmasının ve bakım sırasında eğitilenlerin olmasının bu süreyi uzattığı tespit edilmiş.
Bu ideal süreleri kısaltmak için yaptığımız her taviz, ne yazık ki biz hekimlere “medikolegal risk” olarak geri dönmektedir. Hastaların memnun olacağını zannederek acil serviste görev yapan hekimlere baskı yapmak bir çeşit “mobbing” uygulamaktır. Bu ise kabul edilebilir bir durum değildir.
Şu açıkça görülmelidir ki, bu ideal süreler dışında çalışan her hekim her an kaza yapmaya açıktır. Ne yazık ki ülkemizdeki tüm kazalarda suç hemen sürücüye yüklenmektedir. Hâlbuki bu suç bu şartlarda hekimleri çalıştıran, onlara baskı uygulayan, sorunu gidermek için çaba harcamayan yöneticilere ve hekimleri bu hızda çalışmak zorunda bırakan bürokrat ve politikacılara aittir. Onlar da bizimle aynı fakültelerden mezun oldular, aynı gerçekleri biliyorlar, bilimsel yayınları da okuyabilirler. Artık acil servislerde olup bitenlerin sorumluluğunu bırakın paylaşmayı, üzerlerine almak zorundadırlar.
Hata yapmamak için doğru koşulların sağlanmasını yöneticilerinizden yazılı olarak talep ediniz. İşinizi doğru ve kurallara göre yaptığınız için kimse sizi suçlayamaz. Bugün yaşananların ve aksaklıkların nedeninin bizler olmadığımızı hepimiz biliyoruz. Umarım hiçbirimizin başına gelmez ama yarın bir gün bir kaza yaparsak bilimsel kanıtlar ile kendimizi savunmayı unutmayalım. Bu şartlar altında sorumluluğun bizde olmadığını, bilimsel ve insani olmayan şartlarda çalışmaya zorlandığımızı bizi yargılayanlar da görmelidir.