10. Acil Tıp Asistan Sempozyumu bu hafta Bursa’da yapılacak. Bilimsel bir etkinliği güçlü kılan, süreklilik kazanabilmesidir. 2006 yılında Ankara’da Gazi Üniversitesinde başlayan bu etkinlik her yıl güçlenerek devam ediyor.
Acil tıp dışında hiçbir uzmanlık dalında asistanların organize ettiği benzer bir organizasyon yok. Sempozyumda farklı kurumlardan asistanlar, hazırladıkları sunumlarını katılımcılar ile paylaşıyor ve oturum başkanlıkları yapıyorlar. Eğitimler çeşitli yarışmalar ile renklendiriliyor. Örneğin; “sonowars” adı ile asistanların ultrasonografi bilgi ve becerilerini sergileyebildikleri bir yarışma düzenlenecek. Bilimsel program yanında sosyal etkinliklerin varlığı, farklı kurumlardan gelen asistanların birbirini tanımasını ve kaynaşmasını sağlıyor.
Peki, süreklilik kazanan bu sempozyuma nasıl gelindi?
Yeni bir uzmanlık dalının kurulması ve kendisini kabul ettirmesi kolay bir süreç değil. Uzmanlık eğitimi veren kurumlar yanında, branşın gelişmesi için çaba harcayan sivil birliktelik, yani uzmanlık derneği, acil tıp eğitiminin standardizasyonu ve güçlenmesine çok katkı sağladı.
1995 yılında Türkiye Acil Tıp Derneği kurulduğu zaman sadece altı acil tıp ana bilim dalı mevcuttu ve çok az sayıda acil tıp asistanı vardı. 1996 yılında dernek altında “Acil Tıp Uzmanlığı Komisyonu” kuruldu. Komisyonun temel hedefi, asistanlar ve uzmanlık eğitiminin standardizasyonu idi. Komisyon, öncü birkaç öğretim üyesinin desteği ile mevcut az sayıdaki eğitim kurumunu bir araya getirmeye çalışıyordu. O dönemde ATABİD adını verdiğimiz “Acil Tıp Ana Bilim Dalları Koordinasyon Toplantıları” düzenlendi. Acil tıp asistanları bu toplantılarda branşın gelecek kuşağı olacağı için söz hakkı buluyordu; ulusal ve uluslararası ilişkilerle uzmanlık dalının temelinin sağlam olması için çaba harcanıyordu. 2000 yılında, eğitim veren kurum sayısı henüz 12 iken, acil tıp uzmanı sayısı toplam asistan sayısının ancak yüzde 10’u kadardı. Asistanlar her zaman çok değerli idi. Yapılan tüm etkinlikler uzmanlık eğitiminin gelişmesinde kalıcı izler bıraktı.
2003 yılında yeterlik kurulu çalışmaları yoğunlaşınca, asistanların daha çok söz hakkı bulacağı “Acil Tıp Asistan Komisyonu” kuruldu. Asistanların, kendilerine hak verildiğinde ne kadar doğru işler yapabileceğini bilen bir geçmişe sahip olunca, 2005 yılında Türkiye Acil Tıp Derneği Yönetim Kurulu, “Acil Tıp Asistan Sempozyumu” yapılmasına karar verdi.
2006 yılında Türkiye Acil Tıp Derneğinin liderlik ve sorumluluğunda, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinin desteği ile 19 ana bilim dalından yaklaşık 90 asistanın katılımı ile ilk sempozyum yapıldı. O tarihte acil tıp uzmanlık eğitimi veren ana bilim dalı sayısı 25 idi. Henüz eğitim ve araştırma hastanelerinde acil tıp uzmanlık eğitimi başlamamıştı.
Her yıl farklı bir şehirde katılımcı sayısı giderek artan şekilde sempozyumlar düzenlendi. Diyarbakır, Eskişehir, İstanbul, Nevşehir, Antalya, Rize ve iki kez İzmir, etkinliğe ev sahipliği yaptı.
Asistan Komisyonu, 2008 yılında Acil Tıp Asistan Birliği (ATAB)’ne dönüştü. Artık bu sempozyumun organizasyonu, Türkiye Acil Tıp Derneği ve ev sahibi olan eğitim kurumunun desteği ve önderliği ile birlikte ATAB ve sempozyumun yapılacağı ildeki asistan ekibi tarafından yürütülmeye başlandı.
Asistan Sempozyumunun ne katkısı var, diye sormaya gerek bile yok. Asistanların yaratıcılığı ile şekillenen bu bilimsel etkinlik, klasik kongrelerden çok daha farklı bir yere sahip. Eğitimleri sırasında cevabını arayıp bulamadıkları konular, bilimsel programın başlıklarını oluşturuyor. Kurslar ve yarışmalar ile bilgiye ulaşma daha zevkli hâle geliyor. Sosyal programlar ile gelecek için güçlü bir işbirliğinin temeli atılıyor. Bazı sorunların sadece kendi eğitim kurumunda var olduğunu düşünen asistanlar dertlerini ve sorunlarını tartışıyorlar. Farklı kurumlardan gelen program yöneticisi öğretim üyeleri ile konuşma, tanışma fırsatı buluyorlar. Günlük sorunlarının nasıl çözülebileceğini görüyor ve meslektaşları ile paylaşıyorlar. Dört günlük etkinlik ömür boyu mesleğe bağlılığı artıran bir anı olarak iz bırakıyor.
Şu an acil tıp uzmanlık eğitimi veren kurum sayısı 86; acil tıp uzmanı sayısı asistan sayısını geçti. Ancak, her yeni “Acil Tıp Asistan Sempozyumu”, bu ülkede acil tıp uzmanlığı var olduğu sürece yeni sempozyumların düzenleneceğinin kanıtı oluyor.
Diğer uzmanlık derneklerine de seslenmek isterim: Derneğinizin desteği ile ayakta duran ve faaliyet gösteren asistan gruplarını kurun, onları özerk bırakın, kendi bilimsel etkinliklerini yapmalarına önder olun. Bugünün asistanları; yarının uzmanları ve öğretim üyelerinin, en üretken oldukları dönemde söz sahibi olmaları kendi kişiliklerinin gelişimi yanında uzmanlığınızın gelişmesi için de önemli bir adım olacaktır.