Söz mü önemlidir yazı mı?
Atalarımız “söz uçar yazı kalır” demişler.
Peki yazı mı önemlidir fotoğraf mı?
Yazı yalan söyleyebilir, fotoğraf yalan söylemez.
Son günlerde gündeme oturan ve “Cuma namazını Çamlıca’daki Subaşı Camii’nde erkeklerle beraber kılan hanımlar” haberi ile ünlenen fotoğraf, ne söylüyor? Fotoğrafı analiz (çözümleme) ettiğimiz zaman, çok yönlü olarak bilgilerimizi (Bilgi: Doğruluğu için elde yeterince kanıt bulunan sav ya da inanç) çağrıştırıyor.
Fotoğrafı, bilgi teorisi (bilgilerimizin kökenini, niteliğini ve doğruluk ölçütlerini irdeleyen felsefe dalı-epistemoloji) açısından irdelediğimiz zaman 1400 yıllık İslam Tarihi’nin sosyolojik temellerine atıf yapan çok yönlü bir mesaj veriyor.
Fotoğrafın sağ yanında, “safları sıklaştırmaya” hazırlanan “Mona Lisa” tablosundaki fotoğraf kadar gizemli, bir o kadar da güzel, kameraya bakan, elleri göbek üstünde bağlı namaza “entegre” edilen bir kız çocuğu. Onun solunda, kendinden emin, orta yaşlı, “bıyıklı”, ellerini göbek üstünde bağlamayı fazla önemsemeyen “gururlu” bir bay…
Onun arkasında, ön saftaki tüm namaz kılanları “alaylı” bir nazarla gülerek süzen bir “vatandaş”…
Namaz kılmaktan “gurur” duyan bay’ın solunda, yanındaki bayana el bağlama konusunda örnek olma gayreti içerisinde, bir “asker” ciddiyetiyle “dik duran” yakışıklı genç…
Onun solunda, masum ve mazlum, baş örtüsünü kürküyle bütünleştiren, baş örtüsünü kutsal zannedip sadece camide başına çeken hemcinslerinin aksine, “benim baş örtüm var ama ‘devrimci ibadet’ aşkına omzumda taşırım” edasıyla “yere bakan”, ama “erkekçe” ellerini göbek üstünde bağlayan genç bir bayan.
Onun solunda namaz ciddiyetinin yerine, bürokratik ciddiyetin önemini vurgular gibi sağındakinin “sol kolu” olmaya özen gösteren bir bay…
Onun solunda, “safları düz tutun” ikazını unutmayan imamın edasıyla, herkesin önüne baktığı zaman diliminde “o”, kameraya bakarak “vaziyeti idare etme” cüretini gösteren bir bay…
Ve “o”nun solunda, ellerini göbek üstüne bağlayarak namaz kılınabileceğini gösterme eyleminde bulunan “masum ve mazlum” bayanlar.
Fotoğrafta bir başka “namaz kılan” vatandaş var ki analiz etmeden geçersek “tarihi yanılgı” olur.
En ön safta, tesettüre o kadar inanmış ki arkadakilere “inat” başını kapatmış, hızını alamamış cami içinde yüzünü de kapatmaya çalışmış, olmamış, “huşu” içinde öne eğilmiş ve militanca “namaz böyle olur” diyen bir bay…
Bu saptama ve yorumlar, bir fotoğrafı konuşturmaya çalışma gayretinden başka bir amaç taşımıyor.
En azından bu eylem, “ibadetler de gizli, kabahatler de gizli” anlayışını yıkma bakımından değer taşıyabilir.
Bizim yaklaşım ve yorum metodolojimiz, “Doğal Dünya Düzeni” tezimizin felsefesinden kaynaklanıyor.
NOT: Doğal Dünya Düzeni: Evrensel düzen, sosyal, biyolojik, fiziksel boyutların bütünselliğine göre işler.