Atlı Kuş
Atlı Kuş birden durakladı, bütün kuş imparatorluğunun bireyleri yolun kenarında ormanlarla, meşeliklerle, çamlıklarla kaplı gök mavi bulutların altından sızan güneş ışınlarının sıcağından bir bulut gölgesi ararken içlerine bir sevinç doğdu. Atlı Kuş atından inip yerde kendisine hoş geldiniz merasimi yapacak büyük kuş imparatorluğunun üyelerine:
– Selam kıymetli dostlarım, selam canlarım! diye hitap etti.
Bütün kuşlar kanat çırpıp, kanatlarını birbirlerine yaslayarak, kafalarını ve gagalarını uzatarak gözleriyle “merhaba” dediler. İlerleyerek, atını yolun kenarında çam sakızı ağacına bağladı. Atlı Kuş yavaşça fırladı ve meyilli bir uçuşla tepenin yamacında bir tur atarak gözleriyle tüm dostlarını süzdü, süzdü ve tüm kuşların sevinçlerini yüreğinden paylaştı. Bu bir zafer sevinci gibi uzun süreli ayrılığın yüreklerde bıraktığı kavuşmanın coşkun atmosferinde güç göstergesiydi. Orta-Asya bozkırlarından, Ötüken diyarlarında bu yana sayısız zaferler yaşayan imparatorluk, küllenen ateşin altında kanat çırpıyordu.
Atlı Kuş, tepenin yamacına doğru süzüldü ve tüm dostlarını görebilecek şekilde konuşma pozisyonunda kürsüye geçti.
Kuşlar bir sessizlik içine kulaklarını kabartmış, güneş ışınları altında kulaklarını kabartarak büyük lider, sevginin kaynağı, adaletin timsali Atlı Kuş’un seyahatinden bahsetmesini hazır kıta bekliyorlardı. Diğer yandan, Atlı Kuş’un atı çevresindeki yeşil otlardan yerken o’da kulak kesildi. Atlı Kuş, yanık bir sesle hitabetine başlarken, sessizlik içinde artık ormandan gelen rüzgarın uğultusu hissedilmeye başlanmıştı. Herkes merakla bekliyor, “ne güzel haberler” olacak diye birbirine gözlerinin ucundan bakıyordu.
Atlı Kuş:
-Aziz dostlar, gönüldaşlar, yol arkadaşlarım, büyük sessizlik içinde:
-Tüm yavru kuşlar, serçeler, güvercinler, kartallar, şahinler, uzaktan bakan karga kardeşler, sizleri burada görmek içime doğan güneş gibi sıcacık, sözlerime başlarken sizlere “mübarek topraklardan, Mescid-i Aksa’dan” sıcak çöl kumlarının içinden sıcacık gönül dostluğunun “merhamet diyarının” sizlere özel haberlerini getirdim.
-Mübarek topraklarda kasvetli günler var, rüzgar nerden eserse bir kurtuluş meşalesi olacakmış gibi oraya bakan kutlu davanın savunucuları var. Mescid-i Aksa’dan sizlere selam var, nur yüzlü dedeleriniz her daim sizlere güveniyor, her daim görevlerine hazır bekliyorlar. Dedeleriniz binlerce yıl öncesi gibi aynı heyecanla mübarek toprakların en güzel bekçileri olarak dipdiri, vefa dolu bakışlarından sizlere en derin sevgilerini sunarlar!
Atlı Kuş, konuşmasına Mescid-i Aksa’daki tüm gördüklerini, evlerin tek tek tahrip edildiğini, kardeş kuşların işkencelere maruz kaldığını, kardeş yavru kuşların zor anlar yaşadıklarını, yuvalarının yıkıldığını, yakıldığını teker teker anlattı. Bütün kuş imparatorluğunun üyelerine hüzün çöktü, gözleri doldu, masmavi bulut arasından gelen güneş ışınları bu gözyaşlarından yansıyarak, gökyüzünde “Mescid-i Aksa” yazısı oluştu.
Atlı Kuş, konuşurken atı da sessizce dinliyor, kendini heyecanla havaya salıyordu.
Konuşmasında bir ara hüzünlendi ve:
-Atalarınız Ebabillerden sizlere kucak dolusu sevgiler var! dediğinde bütün kuşlar havalandı, gökyüzünde perde perde dizildiler, yerde onları seyreden Atlı Kuş’un atı, kendini yedi kat göklerde buldu, güneşi perdeleyen bu ordu, her zaman Kudüs için Mâverâünnehir’den geleli yine hazır kıta bekliyordu. İstanbul’u fetheden ordu işte bu orduydu.
3 yorum
Selamun Aleykum İdris hocam
Yazdığın hikaye (betimleme) gerçekten güzel olmuş. Eline yüreğine sağlık
Sanırım bir seri yazıdır, kullandığın görsellerle ilerde bir çizgi-film olabilir. Başarılar dilerim.
V/Selam Nadir bey Hocam, öyküye dair beğeni iletiniz ayrıca sevindirici oldu, en iyi temennilerimle
Hikaye tadında, akıcı ve çok manidar bir yazı olmuş.