Akıl yoluyla açıklanamayan, bu yüzden de tanrısal bir güç tarafından yaratıldığına inanılan, doğaüstü olay ya da insanları hayran bırakan olağanüstü olay ya da ‘şey’ diye tanımlanan mucize her an bizlerle… …
Prof.Dr. Gülten Uyer
Prof.Dr. Gülten Uyer
Prof. Dr. Gülten Uyer, 9 Eylül 1931 tarihinde İzmir’de doğdu. İlk ve ortaokulu İzmir’de okudu. İstanbul’da bulunan Kızılay Hemşire Okulunda 1947 yılında eğitime başladı ve 1950 yılında mezun oldu. Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) işbirliği ile 1952 yılında Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünde açılan dokuz ay süreli Hemşire Tekâmül Kursuna 1953 yılında katıldı. Kurs sonunda kursiyerler arasından seçilerek DSÖ bursu ile 1954 yılında İngiltere'ye gönderildi. Oxford’da 1954-55’de bir akademik yıl süreli (Health Visiting) Sağlık Ziyaretçiliği eğitimi aldı. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından Hemşire Tekâmül Kursu Müdürü olarak atanmasına karar verildiğinden, Dünya Sağlık Örgütü bursu ile Edinburgh Üniversitesinde bir yıl süreli “Eğitim Yönetimi” eğitimi aldı. Hemşirelikte lisans eğitimini yapmak için Anafartalar Kız Lisesi diplomasıyla başvurduğu üniversite giriş sınavında sadece hemşireliği seçerek Ankara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulunu kazandı. Boston Üniversitesinde 1967 yılında başladığı 2 yıllık “Mother and Child Health Nursing” Ana Çocuk Sağlığı Hemşireliği Yüksek Lisans Eğitimini 1969 yılında tamamladı. Amerika dönüşü Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulunda öğretim görevlisi olarak göreve başladı. Aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bilim Dalında doktoraya başladı. Doktora derslerini başarıyla tamamladıktan sonra 1971 yılında özel nedenlerle tekrar Amerika’ya gitti. Amerika’da “The Need of Mothers With Premature Babies” adlı tez savunmasını Türkiye’de yaparak doktor unvanını kazandı. Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulunda 1982 yılında doçent ve 1988 yılında profesör oldu. Badhomburg Almanya’da yer alan “European Conference on Nursing Administration” adlı uluslararası etkinliğe Türkiyetemsilcisi olarak katıldı(1959). Kuveyt Sağlık Bakanlığının davetlisi olarak 1982 yılında Kuveyt’e gitti. Kuveyt’te sağlık sistemi, hemşirelik, hemşirelik eğitimi, hemşirelik yönetimi konularında bakanlık ve üniversite yetkilileri ile fikir alışverişinde bulundu. Oxford-İngiltere’de çeşitli ülkelerde dekan ve yüksekokul müdürleri için 1983 yılında planlanmış bir eğitim çalıştayına katıldı. Hacettepe Üniversitesi pediatri dersi öğretim üyesi hekimler ile Brezilya Rio de Janerio’da 1992 yılında yapılan Dünya Pediatri Kongresine katıldı ve sertifika aldı. Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan bir grupla birlikte “Anne Sağlığı ve Çocuk Sağlığı” adlı kitabın yazımında yer aldı. Kitaplar, sağlık ocaklarına hekim ve hemşirelerin kullanımına sunuldu. Yurt içi ve yurt dışı birçok bilimsel çalışma ve yayınları bulunmaktadır. International Nursing Studies dergisinde yayımlanan “Effects of Nursing Approach in Understanding of Physicians’ Directions by Mothers of Sick Children in an Out-Patient Clinic” adlı araştırmasında kullandığı anket formu, ABD PA Pittsburgh Üniversitesi tarafından “Health Instrument File”a konuldu. Çalışma İspanya ve Kanada’dan da istenildi. International Journal of Nursing Studies dergisinde yayınlanan “Nursing education in Turkey: past and present” adlı makalesi iki kez İspanya’dan istendi. Türk Hemşireler Dergisi’nde birçok makalesi yayınlandı. Bunun yanı sıra, International Nursing Review, Entre Nous (WHO), Tıp Etiği, Deniz Tıp Bülteni (GATA), Image: Journal of Nursing Studies, Diyaliz Transplantasyon ve Yanık (BÜ) dergilerinde makale ve çalışmaları, Milliyet gazetesi Düşünenlerin Düşünceleri adlı köşesinde makaleleri yayınlandı. Radyo konuşmaları yaptı. YÖK’ün görevlendirmesiyle Ebelik Bölümü lisans programını hazırladı. ÖSYM’nin görevlendirmesiyle lise düzeyli hemşirelerin ön lisans programına giriş sınavlarının hazırlanmasında koordinatörlük yaptı. Şu anda hem Ankara hem de İstanbul’da yaşamını sürdürmektedir.1873 yılında eğitim amacıyla kurulmuş olan Darüşşafaka Derneği bağışçı üyesidir Darüşşafaka tarafından kendisiyle yapılan röportaj Darüşşafaka Dergisinde “Eğitimle Geçmiş Bir Ömür” başlığı ile basılmıştır. Kongre, seminer gibi etkinliklere onur konuğu olarak davet edilmekte ve konuşmalarla deneyimlerini paylaşmayı sürdürmektedir.
-
-
Liyakat, göreve alınacak kişilerde aranılacak özelliklerin en başında gelir. Her ne kadar liyakatin sözcük tanımı; işe layık olma, işe uygunluk, yeterlilik ve yetenek gibi kavramları içerse de liyakat kavramının kapsamı …
-
Evlilikte kadına yönelik şiddet üçlüsünün en şanssız ve çaresiz üyesi çocuktur. Çocuk doğduğunda beyaz, temiz ve lekesiz bir sayfa gibidir. Ancak daha sonra geçmişten gelen genetik aktarımlarla, bazen de dürtüsel …
-
Erkeğin kadına şiddet uygulamasının çok karmaşık bir nedeni olmalı ki, bugüne kadar bunun gerçek nedeni saptanarak önüne geçilemedi. Bu yüzden bugün yapılabilen, kadını koruma amacıyla erkeğin evden uzaklaştırılması ve tutuklanması …
-
Şimdiye kadar kadına yönelik şiddetle ilgili olarak pek çok yazar, bilim adamı, psikolog, sosyolog, avukat, kadın dernekleri ve düşünürler tarafından pek çok şey yazıldı, hala da yazılıyor ve bu konuda …
-
Teftiş fırçası! Teftiş fırçası; yapıyor gibi görünme, geçiştirme, işleri öyle ya da böyle idare etme anlamlarına gelen bir deyimdir. Aslında teftiş fırçası, mecazi anlamda, denetleyici geldiğinde görevlilerin çalışıyormuş gibi görünmelerinin hayali …
-
Kimi zaman eleştirel bir taşlama, kimi zaman da öneri olarak kullanılan üç maymun deyimi bugünlerde daha sık duyulmaya başlandı. Bununla birlikte, deyimin sembolü olan üç maymun figürü de her yerde …
-
Her alanda ağır kayıplara neden olan iletişim sorunları, bugün en çok göz ardı edilen sorunların başında gelmektedir. Kısa bir süre de olsa, bu önemli olguya odaklanıldığında ulaşılan sonuçlardan ne denilmek …
-
Pandemi artık herkesin gündeminde. Covid-19 hakkında hemen her görsel ve yazılı basında, her gün verilen yeni haberler, zihnimizi sürekli meşgul etmekte ve geleceğin ne olacağı hakkında endişe uyandırmaktadır. Aynı zamanda, …
-
İnsanların baş edemeyeceklerini düşündükleri bazı durumlarda, ”bana bir şey olmaz” inancı arkasına saklandıkları bilinmektedir. Bunun nedenleri insandan insana değişiklik gösterebilir. Ben böyle bir iddiada bulunmasam da, içinde bulunduğumuz bu pandemi …