Türkiye Dünya devletidir.
Doğrudur.
Ancak bu evrensel değerlere bağlılık derecesi ile uyumlu olma durumudur.
Bu bağlamda, Avrupa Birliği’ne doğru yürürken, yeniden kurumsallaşma sürecinde, insanımıza dinamizm ve ivme kazandıracak çağdaş ilkelere yabancı kalmamalıyız.
Nedir bu ilkeler?
Çağdaş standartları yakalayıp aşmaya çalışan Bilimsel Yaklaşım,
Özgün üretime sürekli dinamizm sağlayan ve yeteneklerin hizmete dönüşmesine kapı açan Bağımsız Düşünce,
Bilimin evrenselliğiyle entegre olabilecek kurumsallaşmayı sağlayan Evrensellik İlkesi,
Çağdaş uygarlığa katkısı olacak kurumların oluşmasını sağlayabilecek Süreklilik İlkesi,
Tüm insanlığa ve bilim dünyasına verilen hizmetin yetkisi kullanılırken aynı oranda Sorumluluk İlkesi,
Bu ilkeler, evrensel değerler taşıması gereken her kurum için olmazsa olmaz ilkelerdir.
Avrupa Birliği, aydınlanma döneminin bilimsel düşüncesiyle şekillenen altyapının kurumsallaştırdığı, üstyapılardan oluşan devletlerin birliğidir.
Aydınlanma dönemi de Rönesans ve Reform hareketinin sağladığı bilimsel düşünce ikliminde hayata geçmiş bir süreçtir.
İlkemizin de girdiğine inandığımız böyle bir süreci hızlandırarak, Avrupa Birliği’ne giriş hak edilebilir. Avrupa Birliği’ne geçiş için siyasi ve ekonomik birlikteliğin altyapısını oluşturacak hareket, tüm sektörlerdeki Bilimsel Seferberlik hareketidir.
Bizler eğitim ordusu olarak üzerimize düşeni yapmalıyız.
Eğitim, öğretim, araştırma, üniversite açısından durumumuz nedir?
Bize göre önemli tıkanmalara neden olan bazı faktörlerin altı çizilmelidir.
* Türkçe bilim dili olmaz diyen bir yaklaşım söz konusudur. Bu yaklaşım, düşünceyi öldürür, ulusal potansiyeli köreltir.
* İmza alma yöntemiyle üniversite öğrencisini derse bağlamaya çalışan bir anlayış sürüp gitmektedir. Bu anlayış çok yönlü düşünceyi engeller, statükoyu körükler.
* Üniversitelerde standardizasyon çabaları gözlenmektedir. Bu çabalar yetenekleri köreltir.
* Türk tıp dergilerinde yayımlanan yazılara doçentlik aşamalarında puan verilmiyor. Bu anlayış, öğretim üyelerine saygı problemi yaratır, yabancı dergilerin kusursuz olduğuna dair inancı canlı tutar.
* Avrupa’da Amerika’da dünyaya bilgi dağıtan bilim adamları varken bizde, yurtdışına çıkışı zorlaştıran bürokratik engeller geliştirilmektedir.
Bilim çevrelerinde “Ayrıntının kurumsallaştırılması” kavramı geliştirilmelidir ve üniversitelerimiz bu yaklaşımı benimsemelidir. Öyle anlaşılıyor ki 1923-1938 arasında tüm sektörlerdeki bilim adına atılmış adımlar ve kurumsallaşma süreci günümüzde tıkanmıştır. Önü açılmalıdır.
Bilimin önündeki tüm engellerin kaldırılması ümidiyle.