Tam gün yasa tasarısı meclis Genel Kuruluna gelmek üzereymiş. Bu haber bana geçen sene yazdığım iki yazıyı hatırlattı. "Sağlık Bakanıyla Yedi Saat" ve "Maaşlardaki İyileşme ve Bakanlıkla Diyalog" yazılarımı hatırlayanlar bilecektir, bu yazılarda Sayın Bakan ve üst düzey bürokratlarının 30 tabip odasının birlikteliğinden oluşan Türkiye Hekim Platformu (THP) temsilcileri ile Haziran 2009’da yapmış olduğu ve 7 saat süren toplantıdan söz etmiştim. Bu toplantı tam gün yasa tasarısının Meclis Sağlık Komisyonunda görüşülmesinin öncesine denk gelmişti ve ana gündemi THP üyelerinin tasarıya yönelik itiraz ve çekinceleriydi.
O yazılarımda da ifade ettigim gibi Sayın Bakanın bir heyete 7 saat ayırması, notlar alması ve eleştirilere cevap vermeye çalışması benim açımdan etkileyiciydi. Özellikle kendisine en ağır eleştirileri en yüksek perdeden yönelten şahsıma karşı gösterdigi nezaket ve eleştirileri karşılama biçimi benim açımdan son derece olumluydu. Zaten bu yüzden ikinci yazıyı yazma lüzumunu hissetmiştim. Sayın Bakan yerine getirilmesi mümkün olmayan noktaları belirtmekle birlikte, THP üyelerine bazı sözler vermiş ve bazı vaatlerde bulunmuştu. Hatta Meclisteki komisyon toplantısından sonra Platform temsilcileri aranıp güzel haberler verilmişti. Yukarıda söz ettigim gibi, şahsının başında bulunduğu Bakanlığın sağlık politikalarına en agır eleştirileri ben yönelttiğim halde bana "Sizi Bakanlıga alsak bizim ekibimize katılır mısınız?"
diye sormuş, müsteşar ve genel müdürüne benim irtibat telefon ve adreslerimi almaları ve mutlaka benimle kontakt kurmaları talimatını vermişti. Bunu anlattığım arkadaşlar, "Tipik siyasetçi taktiği, muhalifi ekibe alıp susturmak istemiş" demişlerdi. Mahcup bir akademisyen olarak teklife evet dememiş, ama "Şartları konuştuktan sonra neden olmasın?" diye karşılık vermiştim. Arkadaşlar haklı çıktı, 6 ay oldu beni ne arayan var ne soran. Bunu, Bakanlığa gitme arzumdan dolayı değil, verilen sözün yerine getirilmemesini tespit adına yazdım. Tıpkı THP’na verilen sözlerin yerine getirilmediği gibi.
Kısacası, THP ve şahsım bu süreçte büyük bir hayal kırıklığına ugradı. Bu yüzden şahsım, başkanı bulunduğum Şanlıurfa Tabip Odası ve THP Sağlık Bakanlığının pek çok politikasını olduğu gibi, mevcut tam gün yasa taslağını da bu şekliyle desteklemiyor.
Meclisteki çoğunluklarına güvenerek, hiç kimseyi dinlemeden sağlık politikaları üretip hayata geçiren Sayın Sağlık Bakanına ve Sayın Başbakana da teessüf ediyorum.
Uzun vadede halkın da zarar görecegi, fakat kısa vadede halkı memnun eder gibi görünen politikaların ve "sagduyuya" kulak tıkayarak yürüttükleri bu sürecin siyaseten de kendilerinin sonlarını getirebileceği düşüncemi, siyasetin dışında olan bir akademisyen olarak bu vesileyle hatırlatmayı bir görev bilirim…