Sağlık hizmetlerinin sunumunda, işletilmesinde yeni yasa ve uygulamaların sunulmadığı günümüz yok gibi. Bu yasal değişiklikler ve kurallardan adeta başımız dönmüş durumda. Takip etmekte zorlanıyoruz. Tam gün yasası, sağlıkta dönüşüm, özel hastaneler yasası, eczacıların kar oranları, merkezi veri tabanları sürekli değiştiriliyor.
Ancak birşey var ki, vaktiyle yetkililerin de sözünü etmesine rağmen bir türlü yerine getirilmedi: “Basamaklı sağlık hizmeti” sunumu. Sağlık ocaklarının görev ve uğraşı alanları aile hekimlerine kaydırılırken, bununla birlikte birinci, ikinci ve üçüncü basamak hizmetlerin ayrıştırılacağını ve sevk zincirinden geçmeyen kişilerin birden üst basamaklara gitmeyeceğini umuyorduk. Bir türlü bu gerçekleşmedi. Hala baş ağrısı çeken bir hasta bir üniversite hastanesinin nöroloji kliniğine, beli veya boynu ağrıyan bir hasta yine üniversite hastanesinin beyin ve sinir cerrahisi kliniğine doğrudan gidebiliyor. Bu durum kaynakların gereksiz israfına neden oluyor. Hem daha zor hastalıkların tedavisi ile ilgilenmesi gereken üçüncü basamak sağlık kuruluşları bu basit hastalıklarla meşgul ediliyor hem de pratisyen hekimlerin verimli şekilde kullanılmasının önü açılmıyor. Hastalar bölgelerinde, kendilerine yakın birinci basamak sağlık kuruluşlarında çözebilecekleri sorunları için başka kuruluşlara başvuruyorlar. Bu nedenle uzak mesafelere seyahat ediyorlar. Ayrıca, özel sağlık kuruluşlarına gittiklerinde gereksiz incelemeler yapılabiliyor. Buna o kadar alışıldı ki, zaman zaman hastaların kendileri bir özel sağlık kuruluşundaki veya üçüncü basamak bir resmi hastanedeki bir uzman hekime gidip “Ben baş ağrım için MR çektirmeye geldim” diyebiliyor.
Basamaklı sağlık hizmeti uygulanmaması nedeniyle ikinci ve üçüncü basamakta yapması gereken gerçek uzmanlık gerektiren işlerini yapamayan, günde 100’den fazla hasta bakan uzmanların sayısını biliyor muyuz? Yakın zamanda bir beyin cerrahisi uzmanının 121’inci hastasına bakmadığı için başhekiminden uyarı aldığını bile duydum. Acaba “Bu uzmanlar baktıkları 100 hastaya ne kadar yararlı oluyorlar?” diye soruyor mu yetkililer kendilerine?
Acaba bu kadar radikal kararlar alan, hekim haklarını bu kadar göz ardı edebilen Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri bu israfa neden boyun eğiyorlardır dersiniz? Sağlık harcamalarını ciddi olarak düşürebilecek bu basit kararı uygulamakla, her isteyenin basit yakınmaları için bir uzmana gidemeyeceğini, ileri inceleme yaptıramayacağını anlatmaktan neden kaçınıyorlardır dersiniz?
Sağlık masraflarını ciddi olarak düşürebilecek ve daha verimli bir hizmet sunumu sağlayacak bu uygulamaya neden kalkışmıyorlar dersiniz?
Sakın popülist politikalardan olmasın?