Aslında, Türk Nöroşirurji camiası top yekün, XVI. Dünya Nöroşirurji Kongresi (WFNS 2017)’nin Türkiye’de, İstanbul’da yapılabilmesi için sürdürülen çalışmaları yakinen takip ediyor ve bunun Türk nöroşirurjisi ve ülkemiz için ne kadar önemli olduğunun bilincinde olan her bir arkadaşımız ve meslektaşımız hiçbir fedakârlıktan imtina etmiyordu.
Mutlu sonun haberi ulaştığında, sadece beyin cerrahisi camiasının değil, tüm Türk tıbbının bayram ettiğini ve bunun Türkiye için çok büyük bir hadise olduğunu ifade etmek isterim. Hatta bununla ilgili olarak, Medimagazin yazarlarımızdan ve Türk Nöroşirurji Derneğimizin Eski Başkanlarından Sevgili Kardeşim Prof. Dr. Mehmet Zileli, 17 Ekim 2011 tarihinde, kendi köşesinde, “Türk Beyin ve Sinir Cerrahisinin Başarısı” isimli bir yazı yazmış ve bu onur ve gurur vesilesi başarıyı okurlarımızla paylaşmıştı.
Konuyu tekrar gündeme getirmemin sebebi, Türk Nöroşirürji Derneği Önceki Dönem Başkanı ve WFNS 2017 Adaylık Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ethem Beşkonaklı’nın, Türk Nöroşirurji Derneğinin resmi web sitesinde yayınlanan (Mart 2012 Bülteni’nde de basılması planlanıyor) “Hayali Gerçek Yapmak… ve Başarının Hoş Kokusu! Tasarımdan Sonuca, 2017 Dünya Kongresi Adaylık Öyküsü…” isimli ve herkesin okumasını tavsiye edebileceğim, tebrik ve takdire şayan nefis makalesi olmuştur. Dr. Beşkonaklı, bu yazıda müthiş bir sürükleyici üslup kullanarak, gerektiği yerde ironik vurguları yapmaktan da geri durmadan, ulusal ve uluslararası platformdaki gelişmeleri ve başarının nasıl kucaklandığını dile getirmektedir.
Yazıyı okuyunca, bir kez daha koltuklarım kabardı, gözlerim doldu, duygulandım, gururlandım ve böyle bir camiaya mensubiyetten mutluluk ve onur duydum. Gözlerimi kapayıp, faaliyeti durdurulması sebebi ile bir derneğimizin bile olmadığı 1980’li yılların başlarına döndüm.
Kongre yapabilecek yeterli sayıda beyin cerrahına ve ekonomik imkânlara sahip olmadığımızdan, mecburen nöropsikiyatri kongrelerine sığıntı(!) olarak iştirak ettiğimiz, bize yönetimce tahsis edilen izbe, havasız, kuytu köşelerde, tuvaletlerin yanındaki karanlık odalarda 15-20 kişi ile biraraya gelerek, ilmi toplantılar ve kongreler(!) yaptığımız günlere, zaman içinde, hayali bir seyahat yaptım. O günleri hatırlayan ve meşakkatli yılları iliklerine kadar içselleştirmiş meslektaşlarımla birlikte, Allah uzun ömürler versin, halen yaşayan duayen ve şimdi aramızda olmayan birçok hocamızla ne sıkıntılar çektiğimizi ve ne mücadeleler verdiğimizi gözlerimin önünden geçirdim.
1993 yılında Mexica, Acapulco’da yapılan Dünya Nöroşirurji Kongresi’nde, Dr. Beşkonaklı’nın makalesinde zikrettiği süregelen çabalar içerisinde yerini alan, bir uluslararası ilmi toplantıyı ülkemize alabilmek için Türk Nöroşirurji Derneğimizin hazırladığı broşür ve dokümanları birlikte sırtlayarak taşıdığımız Sevgili Kardeşlerim Prof. Dr. Nur Altınörs, Prof. Dr. Kemali Baykaner ve diğer birkaç arkadaş ile beraber umutsuz gözlerle birbirimizi süzmemizi hatırlıyorum.
Söz konusu amacımıza yönelik, uluslararası nöroşirurji camiasındaki delege arkadaşlarımızla, yıllardır edindiğimiz dostluklar çerçevesinde kulis faaliyetleri yaparken, Amerika Birleşik Devletleri’nden çok samimi bir meslektaşıma, Türkiye’de dünya kongresi düzenleme talebimize destek olmasını rica ettiğimde, şaka ile karışık, tabiri caiz ise “Siz de iki de bir, zırt-pırt ihtilal yapıyorsunuz!” diye karşılık vermişti.
Köprülerin altından çok sular aktı, Türk Nöroşirurji Derneğimiz faal hale geldi, meslektaşlarımızın ve öğretim üyelerimizin sayıları arttı, bir dernek yetmedi, Sinir Sistemi Cerrahisi Derneğimiz arz-ı endam ederek beyin cerrahisi camiamızı güçlendirdi. Allah’a şükür, bugünlere geldik.
Ülkemiz açısından çok önemli ve insanımız için gurur vesilesi olan XVI. Dünya Nöroşirurji Kongresi (WFNS 2017)’nin Türkiye’de, İstanbul’da yapılacak olması, sadece Türk beyin cerrahisinin değil, Türk tıbbının ve hatta Türk insanının başarısıdır.
Bu başarıyı bize kazandıran, başta Türk Nöroşirürji Derneği WFNS 2017 Adaylık Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ethem Beşkonaklı olmak üzere, bu hayalimizin gerçekleşebilmesi için başından beri bu meşakkatli yolculukta emeği olan herkese teşekkür boynumuzun borcudur.
Her şeyin ötesinde, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, her zaman yanımızda olması, bu gaye uğruna her türlü desteği vermesi, kongreyi sahiplenmesi ve bu hususu milli bir görev olarak addetmesi sebebi ile namütenahi şükranlarımızı arz ediyoruz.
Güngörmemiş ve dumanı üstünde yeni bir rubaimizle, bu muhteşem ve mutlu haberi perçinleştirelim.
KADINIM!
Ruhumla nefesimle, adınım, muradınım.
Hüznün, sürurun, neş’en, figanın, feryadınım.
Ademoğlu Cennetten, neden kovuldu dersin?
Bu sürgün fetvasını veren senin Kadınım!