Sağlık Bakanlığı aldığı ani bir kararla, başhekimlere ‘tam gün çalışma zorunluluğu’ getirdi. Muayenehanesi olan başhekimlerin pek çoğu istemeden, idarecilik görevlerinden ayrıldılar. Bir kısmı ise tam gün çalışmayı yeğlediler. Bunlardan bazılarının muayenehanelerini şeklen kapatmış gibi görüntü vererek, bir şekilde gizli olarak çalıştıklarına dair duyumlar alıyoruz. Doğal olarak bu işlerin takibi, bizzat uygulamayı başlatanlara düşüyor. İşin bu kısmı bizim işimiz değil.
Olayın analizinde, eskiden özel işyeri bulunan başhekimler akşam 16:00’ya kadar çalışıyorlardı. Tam gün mesai, saat 17:00’ye kadardı. Bakanlık bu bir saatin peşine mi düştü acaba? Hiç sanmıyoruz.
Muayenehanesi olan başhekimler hastaneleri kendi kişisel çıkarları için kullanıyorlar da, bakanlık bunu mu önlemeye çalışıyor? Bakanlık istese, pekala bu tür davranış içinde bulunanları uyarır, engelleyebilir, hatta başhekimlikten ayırabilir, ‘sizinle çalışmak istemiyorum’ diyebilir. İstenildiğinde, başhekimler de görevden alınabilir.
Bunların dışında akla şu geliyor: ‘Arkadaş benim yüzlerce hastanem var hepsinin başhekimini bir çırpıda ancak bu şekilde değiştirebiliyorum.’ Eh buna ancak şapka çıkartılarak, ‘hayırlı, uğurlu olsun’ denir.
Olsun da, olan pek çok deneyimli başhekimimize oluyor. İdareci dediğin öyle bir çırpıda yetişmiyor ki. Yılların deneyim ve bilgi birikimiyle özveri içinde, hatta zaman zaman birtakım ihale, otopark mafya bozuntularının tehditleri altında, kelle koltukta görevde bulunanlar, maalesef bir çırpıda ekarte edilivermişlerdir.
Bir şeyler, örneğin ‘tam gün çalışma düzeni’ uygulanmak isteniyorsa, (ki bizce gerçekçi ve mümkün değil) tüm hekimlere uygulansın. ‘1979 tam gün uygulamalarındaki’ aksaklıkları o günleri yaşayanlar çok iyi biliyorlar.
Yok, sorun sadece idarecileri değiştirmekten ibaretse, göreve gelir gelmez müsteşar, müsteşar yardımcıları, genel müdür, genel müdür yardımcıları, daire başkanları, tüm başhekimler, başhemşireler, baş müdür, müdür, sekreter, personel ve hademelerin tamamının değiştirilmesi hakkında bir kanun çıkartırsınız olur biter. Bu şekilde herkes bilir ki, bir iktidar değişikliğinde toptan kıyım zaten kanun gereğidir. Ancak bu tür uygulamalar yirmi birinci yüzyılda sadece kabile yönetimlerinde olur.
Tüm idarecileri değiştireceğiz, her köşeye deneyimsiz hatta bilgisiz de olsa, ille de kendi adamlarımızı getireceğiz diye diye, olan bu ülkenin çok önemli sağlık görevini sırtlayan resmi sağlık kurumlarına oluyor. Bunun adına, ‘tam gün uygulaması’ değil, ‘tam gün dayatması’ denilmez de ne denir? Akıl edip, bu büyük işleri yapanlara, ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.
Saygılarımla.