Bir süredir Akademik Akıl Sitesi’ne düzenli yazı yazamadım. “Kur’an Açısından Hayvanlar ve Bitkiler” ile “Hz. Ali ve Tefsirdeki Yeri” başlıklı iki kitabımı yeniden gözden geçirmekle meşgul oldum. İnşallah bu kitaplar yenilen yayımlanarak okurların istifadesine sunulacaktır. Haliyle bu kitapları yeniden düzenlediğim zaman, bazı şeyler dikkatimi çekti. Hayvanlar ve bitkilerle ilgili kitabımda, Kur’an’da adı geçen tüm hayvan ve bitkiler hakkında bilgi verilmiştir. Arapçası “neml” olan karınca, bayağı dikkatimi çekti. Önemi nedeniyle bu kelimenin geçtiği sureye “Neml Suresi” yani “Karınca Suresi” ismi verilmiştir. Konu ile ilgili bazı ayetlerde şu bilgiler verilmektedir:
Küçük bir hayvan olan karınca, Arapçada “nemle” adı ile tanınmaktadır. “Nemle”nin çoğulu, “neml” ve “nimâl” olarak kullanılmaktadır. Kur’an’da, bir ayette iki defa “neml” ve bir defa da “nemle” kelimeleri yer almaktadır:
وَحُشِرَ لِسُلَيْمَانَ جُنُودُهُ مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ وَالطَّيْرِ فَهُمْ يُوزَعُونَ حَتَّى إِذَا أَتَوْا عَلَى وَادِي النَّمْلِ قَالَتْ نَمْلَةٌ يَا أَيُّهَا النَّمْلُ ادْخُلُوا مَسَاكِنَكُمْ لَا يَحْطِمَنَّكُمْ سُلَيْمَانُ وَجُنُودُهُ وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ فَتَبَسَّمَ ضَاحِكاً مِّن قَوْلِهَا وَقَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَى وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ تَرْضَاهُ وَأَدْخِلْنِي بِرَحْمَتِكَ فِي عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ
صَالِحاً
“Bir ara Süleyman’ın cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları düzenli bir biçimde sevk edilerek onun huzurunda toplanmışlardı. Karınca vadisine vardıklarında bir karınca, ‘Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki Süleyman ve ordusu farkında olmadıkları halde sizleri ezmesinler!’ demişti. Süleyman, onun bu sözü üzerine tebessüm etmiş ve ‘Allah’ım! Beni, bana, anneme ve babama verdiğin nimetlere karşı şükretmeye ve senin rızana uygun salih/yararlı, iyi işler işlemeye yönelt. Beni, rahmetinle, salih/iyi kulların arasına dâhil et!’ demişti.”[1]
Süleyman’ın (as.), Kur’an’da bir peygamber olarak haber verilmektedir. Onun çeşitli hayvanlarla diyalog ve konuşmaları anlatılmaktadır. Kur’an’a göre o, Allah katında yüksek bir makam sahibiydi,[2] insanlara ve cinlere hâkimdi.[3] O, Allah’tan çeşitli dileklerde bulunmuştu. Allah onun dilediğini vermişti[4] ve rüzgârı onun emrine bağlı kılmıştı.[5] Bunun yanında o, hayvanların dilinden de anlıyordu. Çünkü Allah, ona kuşdilini öğretmişti.[6] O, insanlara, cinlere ve kuşlara hükmederdi. Onlar, onun ordularıydı.[7] Kur’an’da anlatılan bu bilgiler arasında, bazen hayvanların insanlara ders ve ibret verecek davranışlarda bulundukları da kaydedilmektedir. İnsan olarak bizim, bu bilgilerden yararlanmaya çalışmamız gerekmektedir.
Burada verilen bilgilere göre, Süleyman (as.) ordusu ile karıncaların bulunduğu bir vadiden geçerken, bir karınca diğer karıncalara yuvalarına girip tehlikeden korunmalarını söylemiş ve diğer karıncalar da onun sözünü dinleyerek büyüklerinin emrine uymuşlardır. Bu olay, insan toplulukları için bir örnek teşkil etmektedir. Buna göre her toplumun bir başı, lideri olmalıdır. Baş olan kişi, toplum bireylerinin yararını düşünmeli, onların yararını kendi kişisel yararlarının üzerinde tutmalı, onlara karşı samimi olmalı ve o toplumu oluşturan bireylerin de onun sözünden çıkmamaları gerekmektedir. Başsız aileler, toplumlar, kavimler ve milletler, perişan olmaya, sefaleti yaşamaya mahkûm olurlar.
Bu tür uygulamaları, hayvanların diğer sınıflarında da görmekteyiz. Çünkü hayvanların dünyasında, her tür hayvan sınıfının güvenliğini sağlama almak için gerekli kanunlar vardır. Topluluklar halinde yaşayan hayvanlarda bir başın bulunması da, bu kanunların önemli maddelerinden biridir. Bu kanunların ilkelerine riayet etmeyen hayvanlar, yalnız kendi hayatını değil, soydaşlarının hayatını da tehlikeye sokarlar. Bu nedenle hayvan gruplarını oluşturan fertler arasında emre itaat etmeyen veya verilen sözü yerine getirmeyen birey, liderleri tarafında şiddetli bir şekilde cezalandırılmaktadır. Çok kere sürü halinde yaşayan hayvanlar arasında gözcü olarak seçilen hayvan görevini ihmal edince, diğer arkadaşları tarafından cezalandırılarak hırpalanmıştır.[8] Özellikle bal arısı hakkında da bu tür bilgiler verilmektedir. Bu örnekler, günümüz insanları için son derece önemlidir. Tarihin çeşitli dönemlerinde olduğu gibi, günümüzde de insanlar arasında baş sorunu yaşanmaktadır. Bunun yanında toplumda düzenli idare sistemi sağlanamamaktadır. Burada ve diğer bazı hayvanlarla ilgili verilen örneklerden anlaşıldığı gibi önce ailede baş olmalı ve bu başın idaresi altında aile düzeni, huzuru ve mutluluğu sağlanmalıdır. Baş meselesi, aileden sonra geniş aileler arasında, köylerde, kasabalarda, şehirlerde ve milletlerde sağlıklı bir şekilde uygulanmalıdır. BAŞSIZ KAVİMLER, HALKLAR VE BENZERİ TOPLUMLAR, ÇOBANSIZ SÜRÜ GİBİ DAĞILMAYA VE YOK OLMAYA MAHKÛMDUR. Allah bu konuyu Kur’an’da, hayvanları örnek göstererek son derece edebi bir üslupla son derece güzel bir şekilde anlatmaktadır.
Bu surede, Süleyman (as.) ile karıncalar arasında meydana gelen böyle ibretli ve ders verici bir olay anlatıldığı için, bu sure “Neml Suresi” adı verilmiştir.
Usta bir edip olan Hintli âlim Ebû’l-Hasan en-Nedevî (ö. 1420/1999), karıncanın çalışkanlığını, kendi diliyle son derece edebi bir üslupla şiir halinde dile getirmiştir. Burada, mümkün olduğu kadar aslına sadık kalmak suretiyle onun şiirinin tercümesine, yine şiir halinde yer vermek istiyoruz:
KARINCA
Ümitle çalışırım
Tembelliğe kanamam!..
Bir hedefi seçerim
Yorgunluğa yanamam!..
Her şeyi çok mükemmel
Güzel bir ev yaparım !..
Oyunla oyalanmam
Nafakama koşarım !..
Durmadan çalışırım
Yaz boyu hamal gibi!..
Yağmurda dinlenirim
Ben bey gibi, kral gibi!..
Küçükken, şanımdır bu
Büyüdüğümde ilke !..
Ne güzel bir örneğim
Çalışmamla bir işte!..[9]
Ufak bir hayvan olan karınca, Nedevî’nin dile getirdiği gibi çalışkanlığıyla insanlar için güzel bir örnek olmaktadır.[10]
Herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunarken, bu yazıdan ders ve ibret almalarını diliyorum.
Anahtar Kelimeler: Başsız olmaz, İnsan, Karınca, toplum, Kur’an.
[1] en-Neml 27/17-19.
[2] Sad 38/40.
[3] Sebe’ 34/12.
[4] Sad 38/35.
[5] Sad 38/36.
[6] en-Neml 27/16.
[7] en-Neml 27/17.
[8] Charles M. Bogert ve diğerleri, Hayvanlar Ansiklopedisi, trc. Meral Gaspıralı ve diğerleri, Hayat Yayınları, İstanbul 1966, s. 116.
[9] Ebû’l-Hasan en-Nedevî, el-Kirâetü’r-Raşide, Dâru ibn Kesîr, Dımaşk 2000, s.35, 36.
[10][10] Bu yazı, Nurettin Turgay’un “Kur’an Açısından Hayvanlar ve Bitkiler” adlı kitabından alınmıştır. Fecr Yayınları, Ankara 2011, s. 78 vd.