DİNİ BAYRAMIMIZ YILDA İKİDİR. BİRİ KURBAN, BİRİ DE RAMAZAN. DESENE TATİLİMİZ BEŞ GÜNDÜR. BÜTÜN KADINLAR VE ÇOÇUKLAR BAYRAMDAN BAYRAMA, HAYDİN BAYRAM NAMAZINA
Bayram namazı imamlar arasında hüküm itibariyle (farz-ı kifaye, vacip, sünnet-i müekkede gibi) farklı farklıdır.
Klasik dönem İslâm hukuk bilginlerinin ekserisi, kendisine Cuma namazı farz olan kimsenin, bayram namazı kılmasını vacip olarak görmüşlerdir.
Cumanın vucübu ve edası için şart olan kriterler bayram namazı için de şart koşmuşlardır.
İslâm fıkıh ekollerinin geliştirdikleri fıkıh doktrinlerinde genellikle, Cuma namazının farz olma şartlarından birinin “erkek olmak” kabul ettiklerinden bayram namazlarına iştirak yükümlülüğünde de bu şartı ileri sürmüşlerdir.
Bu şarta göre bayram namazı ancak erkeklere vacip olup kadınların yükümlülüklerinin bulunmadığı görüşündedirler.
İslâm fıkıh ekolleri, kadınların sosyal içerikli ibadetlere iştirak yükümlülüğü konusundaki içtihatları, kadınların bayram namazlarına iştirak yükümlülüklerini de kapsamaktadır.
Klasik dönem bilginleri, kadınların bu sosyal içerikli ibadetlere iştiraklerini tamamen yasaklamamakla birlikte böyle bir sosyal siyaset izledikleri kaynaklardan anlaşılmaktadır.
Bu anlayışlarına temel gerekçe ise Tarık b. Şihab tarafından rivayet edilen bu Mürsel hadisin, kadınların bayram namazlarına da iştirak yükümlülüklerini bu rivayetle istisna kapsamına aldıkları görülmüştür.
Bu bağlamda dönemin sosyo kültürel şartlarını yansıtan fitne gerekçesini de görüşlerini temellendirmede ileri sürmüşlerdir.
Bu durumda bayram namazlarını iştirak etmek için erkek olmak, akıllı olmak, ergenlik çağına girmiş olmak, hür olmak, sıhhatli olma ve bir yerde ikamet etmek gibi şartlar belirlemişlerdir.
Öyle ki Cuma namazının farz kılınma şartlarını bayram namazlarının da vacip olma şartlarından kabul etmişlerdir.
Buradan anlaşıldığı gibi Peygambere (sav)’e isnat edilen “cuma her Müslümana, cemaatle kılınması gereken bir farzdır.
Ancak şu dört gurup; köleler, kadınlar, çocuklar ve hastalar müstesnadır” hadisinin bayram namazları için de delil olarak kullanmışlardır.
Sonuçta klasik dönem İslâm fıkıh ekolleri, kadınların bayram namazlarına iştirakleri konusunda Cuma namazına iştirak yükümlülüğü bulunanlara ancak bayram namazının gerekli olduğunu ileri sürerek Cuma gibi kadınların bayram namazlarına iştirak yükümlülüklerinin olmadığını ileri sürerler. (BAYRAM GELMİŞ NEYİME)
Bu görüşümüzü temellendirmek için İslâm fıkıh ekollerinin kadınların bayram namazlarına iştirakleri konusunda yaptıkları yorumlardan birkaç misal vermek sanırım yeterlidir.
Hanefilere göre, ihtiyar kadınlar bayram namazına gidebileceğini ancak genç kadınlar gidemeyeceğini ifade ederler.
Şâfiîler, genç ve güzel kadınların dışındakiler bayram namazlarına gidebileceklerini, ihtiyar ve gösterişli olmayan kadınların bayram namazlarına gitmelerini müstehap görürler.
Mâlikilerin ise erkeklerin rağbet etmeyeceği çağa gelen kadınların bayrama, cuma ve diğer namazlara iştirakleri caiz olduğunu, gençlerin iştiraklerinin caiz olmadığını içtihat ederken; Hanbelîlere göre ise ihtiyarların gidebileceğini gençlerin gidemeyeceklerine kaildirler.
Bu sebeple Hanbeliler kadınların koku kullanmadan, kılık kıyafette aşırılığa kaçmadan ve erkeklerin arasına karışmadan bayram namazlarına iştirakinde bir sakınca görmezler.
Hatta bunun müstehap olduğunu söyleyenler de vardır.
Keza Ebû Yusuf ve Mâlikilerden bir rivayete göre tüm kadınların bayram namazlarına iştirakleri mekruh görülmüştür.
Hanefi Mâliki ve Şâfiîler ise fitneye sebep olabileceği endişesiyle yaşlı kadınların dışındakilerin bayram namazına gitmelerini mekruh kabul etmişlerdir.
Onları bu görüşe sevk eden amilin sosyal hayattaki değişiklikler olduğu şüphesizdir.
Nitekim Hz. Ayşe’nin şu sözleri bu değişikliklere temas etmektedir: Rasulullah kadınların kendisinden sonra takındıkları tavırları görseydi İsrail oğullarında olduğu gibi o da kadınların camiye gitmelerine engel olurdu.
Görüldüğü gibi kadınların genç olması ile yaşlı olmasını birbirinden ayırarak görüşlerini temellendirmişlerdir.
Keza kadınların bayram namazlarına iştirakleri erkeklerin dikkatini cezp etme noktasından konuya yaklaştıkları sanılmaktadır.
Görüldüğü gibi İslâm hukuk bilginlerinin ekserisi, Cuma namazına kadınların iştirak yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesinden hareketle bayram namazlarına iştirak yükümlülüklerinin de bulunmadığı görüşündedirler. (BAYRAM NAMAZINDA İNSİYET Mİ ASILDIR CİNSİYET Mİ?)
İslâm hukuk bilginler, klasik dönem bilginlerinin aksine Peygamber (sav) hadislerinden hareketle kadınların bayram namazlarına iştirak yükümlülüklerinin bulunduğunu ifade etmişlerdir.
Bu görüşlerini şu şekilde temellendirmişlerdir.
Öncelikle Buhârî sahihinin on beşinci babını kadınlar ve hayızlı kadınların namazgâha çıkmaları konusuna ayırmış, bu bab başlığı altında kadın Sahabilerden Ümmi Atiyy’den şöyle bir hadis rivayet nakletmiştir:
Hz. Peygamber (sav) bütün ergin kadınların, genç kızların ve ergenliğe yaklaşan kız çocuklarının da bayram namazına getirilmelerini emir buyurunca “adetlilerimiz de mi gelecek”? dedik. “Evet onlarda gelecek” buyurdu.
Ve emirlerinin gerekçesini şöyle açıkladı. Gelsinler de bayram sabahının kutsal heyecanını soluklasınlar ve yapılacak ibadet ve duaya da tanık olsunlar. (Buhârî, Iydeyin, 15)
Haddi zatında çocukların da bayram namazına gelmeleri konusunda teşvik yapılmıştır.
Hatta Peygamberimiz (sav) giyecek cilbab türü elbiseleri olmadığı için bayram namazına gelemeyeceklerini ileri süren fakir kadınlara da komşularının giysi vermeleri emrini vermiştir.
Ümmü Atiyye Mescid-i Nebi dışında açık alanda (musallada) kılınan bayram namazında adetli kadınların da arka kısımda yer aldıklarını ve cemaatle birlikte tekbir getirdiklerini açıklıyor.
Peygamberimiz (sav), vakit, Cuma ve cenaze namazlarına iştirakleri hususunda kadınlara engel olmayın buyururken; bayram namazlarına iştirakleri yönünde emir buyurmuşlardır.
Peygamberimiz (sav) bayram namazından sonra da kadınlara nasihatte de bulunmuşlardır.
Cuma namazlarından farklı olarak Peygamberimiz âdaletli olan kadınlar dahil istisnasız bütün kadınların bayram namazlarına iştiraklerini emir buyurmuşlardır. (Tecrîd, I, 234-235)
Bu hadisin sıhhati konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Keza bu hadis hemen her hadis kaynağında da bulunmaktadır.
Peygamberimiz (sav)’in böylesine açık bir irade beyanı ile kadınların bayram namazlarına iştiraklerini teşvik etmesi kadınların bayram namazlarına iştirak yükümlülüğü olduğunu açıkça göstermektedir.
& Dini ve sosyal iki yönü bulunan ramazan ve kurban bayramı kutlamaları asr-ı saadette musalla adı verilen geniş bir alanda kadınların ve genç kızların da iştirak ettikleri bayram namazı ile başlardı.
Hz. Peygamberin bayramları kalabalık ve büyük coşku içerisinde kutlanmasını arzu ettiği hatta yapılan folklorik gösterilere dahi izin verdiği, mescidi nebevinin toprak zemini üzerinde bir gurup Habeşî’nin oynadığı mızrak kalkan oyunlarını eşi Hz. Hatice ile birlikte seyredip Hz. Ömer’in müdahalesini de doğru bulmadığı bilinmektedir. (BÜTÜN KADINLAR VE ÇOCUKLAR BAYRAM NAMAZINDA BULUŞALIM – BAYRAMDAN BAYRAMA)
Bayram namazlarına iştirak konusunda böylesine açık hadisler bulunmasına rağmen, İslâm fıkıh ekollerinin kadınlar hakkındaki bu rivayetleri kadınların aleyhine değerlendirmeleri de dikkat çekicidir.
Tarık b. Şihab’dan rivayet edilen mürsel bir hadise gösterilen itina bayram namazlarına iştirakleri konusundaki rivayetlere gösterilmemesi izahı zordur.
Haddi zatında kadınların bayram namazlarına iştirakleri konusunda bu mevcut rivayetler, hemen her hadis kitabında mevcutken, Tarık b. Şihab’tan gelen hadisi de Buhârî gibi pek çok hadis kitabında da geçmemektedir.
Bu takdirde klasik dönem İslâm hukuk bilginlerinin Tarik b. Şihab’ın hadisinin ya sahih olduğu kanaatinde olduklarından böyle bir yaklaşım sergilemişlerdir ya da sosyo-kültürel bir bakış açısının ağırlığından söz edilebilir.
Zira sosyal içerikli ibadetler konusunda bu bilginler tarafından daha çok fitne ve fesat merkezli beyanlar klasik eserlerde ön plana çıkmıştır.
Bayram namazlarına kadınları iştiraki konusunda bu hadisler teşvikten daha çok emir ifade etmesine rağmen; kadınların bayram namazlarına iştirakleri konusunda aynı titizliği göstermemiş olmaları aksi takdirde başka şeyle izah edilemez.
Bayram namazları ailece yaşanacak sosyal bir aktivite olduğundan bu manevi havadan kadın ve çocukların mahrum edilmesi düşünülemez.& Bayram namazlarına iştirakin ailece istenmesi de bu manevi havanın ailece teneffüs edilmesine yöneliktir. (YAR İLE BAYRAM YAPALIM ŞİMDİ) Saygılarımla.