Bir olmamız, beraber olmamız, yardımlaşma ve dayanışma içinde olmamız bakımından bayramlarımız hayatımızda önemli yer tutar. Bayramlarımız vesilesiyle görmek isteyip de göremediğimiz, dokunmak isteyip de dokunamadığımız yakınlarımızı; gitmek isteyip de gidemediğimiz memleketimizi ziyaret edebilir, akrabalık bağlarımızı güçlendirebiliriz. Gözden ve gönülden ırak olmamak, irtibatı devam ettirebilmek açısından önemli fırsatlar sunar her birimize. Akrabalarımızla bir araya gelir, gönül bağımızı güçlendirir, birbirimize güven veririz. Yalnız olmadığımızı anlarız. Bayramlarımız akrabalık ve komşuluk bağlarımızı güçlendirir. Son bayramlaşmamız olabileceği düşüncesi kırmak ve kırılmaktan men eder her birimizi. Gelip de görememenin, görüp de dönememenin var olduğunu biliriz. Kalp kırmanın anlamsızlığının idrakinde olur, kimseye yararı olmayan kısır tartışmalardan uzak durmaya çalışırız.
Bayramlarımız içimizi ısıtır, yakın eder, yaklaştırır bizi birbirimize. Bayram sevinci çocukların yüzlerine yansır. Her ne nedenle olursa olsun doyduğu yeri doğduğu yere tercih edenler için bayramlar vuslat günleridir. Görür, dokunuruz sevdiklerimize. Sonraki bayramda görüşmemize kaldığımız yerden devam etmenin hayali saklı kalır zihnimizde. Bayramlarımız hem geçmişle olan bağımızın kuvvetlenmesini, hem de doğum ve evlenme gibi vesilelerle ailelerimize yeni katılan üyelerin eş, dost ve akrabalarımızla tanıştırılmasını mümkün kılar. Birbirimizi tanıdıkça, sevdikçe, hatırladıkça akrabalık, dostluk bağlarımızı güçlendiririz. Bir eder, beraber eder, iri eder, diri eder, birleştirir bayramlar bizi.
Bayramlarımız topraklarımıza ait olma, millet olma ve biz olma bilincimizi geliştirir. Vatan sevgimizi zirveye ulaştırır. Millet olarak üzerinde varlığımızı devam ettirdiğimiz coğrafya vatanımızdır. Bize, bizden sonrakilere devretmek üzere emanet edilmiş olan bu coğrafyayı sıradan bir toprak parçası olmaktan çıkaran, bu coğrafya parçasına değer kazandıran, burayı vatana dönüştüren başımızdan geçen olaylar, uğrunda ödediğimiz bedellerdir. Varlığımızı, birlik ve beraberliğimizin vücut bulduğu bu olaylardaki kahramanlıklarımıza borçluyuz. Bu olaylarda birlikte yaşadığımız sevinç ve hüzünler bizi birbirimize yaklaştırır, birlik ve beraberliğimizin nelere kadir olabileceğini yeniden hatırlatır bize. Millet olma ruhumuz kıpır kıpır eder içimizi.
Bayramlarımız, sevinçlerimizi birlikte paylaştığımız; devlet, millet, büyük, küçük bir arada olduğumuz özel günlerdir. Bugünleri birlikte idrak ettiğimizde, birbirine dokunabildiğimizde, birbirine güven verebildiğimizde çok daha anlamlı oluyor ve tarifsiz bir sevinç yaşatıyor her birimize.
Salgından önce bayramların tatil olarak değerlendirilmesine yönelik artan eğilim, salgınla birlikte dijital ortamlara taşınmaya, bayramlaşmalar camdan cama yapılmaya başlandı. Bayramların ruhuna halel getirmemek bakımından zorunlu hallerde bayramlaşmak için fırsat olarak değerlendirilebilecek dijital ortamların normal zamanlarda bahaneler üretilmesini ve vicdanların rahatlatılmasını kolaylaştırabilme potansiyeli taşıdığını göz ardı etmemeliyiz. Aksi halde salgın süreciyle birlikte dijital platformları kullanma konusunda belli yetkinlikler kazanan aile büyükleri ile bayramlaşmalar candan cana olmak yerine camdan cama yapılmaya dönüşebilir. Bu da nesiller arasındaki bağın zayıflamasına, başta yaşlılarımız olmak üzere insanlarımızın yalnızlaşmasına, nesillerimizin birbirinden uzaklaşmasına neden olabilir. Unutmamamız gereken candan cana bayramlaşmaların asıl, camdan cama bayramlaşmaların istisna olması gerektiğidir.
Bayramınızı kalbi duygularımla tebrik eder, günlerinizin bayram tadında geçmesi dilerim.