Geçen ay genetik testlerin nasıl yapılması gerektiğine dair “Newscientist” dergisinde Peter Aldhous tarafından bir makale yayınlandı. Aslında aynı konuya daha önce ben de Medimagazin’de değinmiştim (13.09.2010).
Bilindiği üzere, artık genetik bilimini tek bir dal olarak algılamak ve bunun sağlık alanında uygulamasını yapmak neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Onun için de pek çok alt dallar ve bunların uygulamaları ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri de farmakogenetik denen genetiğin alt bir bilim dalı. Kabaca söylemek gerekirse, bu bilim dalı, hangi ilacın hangi genetik yapıya sahip insanlara verilebileceği konusunda yol göstericidir. Diğer bir deyişle herhangi bir hastalık için aynı hasta grubuna verilen herhangi bir ilaç A kişisinde %100 etkili olurken, aynı hastalığı taşıyan B kişisinde %5 etkili olabilmektedir. Kişinin genetik yapısına göre ilaç seçim işinin yol göstericisi ise farmakogenetik adlı genetik bilim dalıdır.
Şimdi gelelim yukarıda sözünü ettiğimiz makalede işlenen konuya. Burada sorulan soru şu: Yaygın olarak kullanılmakta olan ilaçların hangi kişilerde nasıl bir etki yaptığını belirlemek üzere hazırlanan farmakogenetik testler mutlaka doktor reçetesine mi bağlanmalıdır? Ortaya çıkan bu can alıcı soru Amerikan İlaç Dairesi (FDA) tarafından doğrudan doğruya genetik test yapan firmalara yönlendirilmiştir.
Mart 2011 başında yapılan iki hafta süreli ve FDA’ya genetik testler konusunda danışmanlık yapılan panelde genetik testlerin risk ve yararları konusu ele alınmıştır. Bu toplantıda ele alınan konular 23andMe, Navigenics ve Decode Genetics gibi ayrıntılı tüm gen analizi yapan diğer firmaları da kapsamaktadır. Nitekim geçen yıl FDA böyle bir toplantının söz konusu endüstrinin düzenlenmesi için yapılacağını zaten duyurmuştu. Fakat Pathway Genomics adlı firma FDA tarafından getirilecek düzenlemelere aldırış etmeden test kitlerini eczanelerde satmaya başlamıştı. Toplantı sonucunda üyeler genel olarak bazı kategorilerin ya da spesifik genetik testlerin reçetelendirilmesi konusunda görüş birliğine varmışlardır. Bunlar kanser gibi presemptomatik testleri ve farmakogenetik testleri de kapsamaktadır.
Genom tarama testi yaparak hastalıklara ilişkin risk bilgileri veren firmalar, içlerinde 23andMe firması da olmak üzere, örneğin BRCA1 ve BRCA2 genlerinin bazı varyantlarını analiz ederek erken dönem meme ve yumurtalık kanserlerinin prognozu hakkında test isteğinde bulunan kişilere doğrudan bilgi sunmaktadır.
Aykırı düşüncesi ile dikkat çeken 23andMe firması, genel ilaçların etki oranı ve yan etkilerini ortaya koymak bakımından istekli kişilere bu testin aracı, yani reçete isteği olmadan yapılması taraftarıdır. Keza firmalar hastaların hekim tarafından verilen ilaçların yine hekim tarafından düzenlenmesine kesin olarak riayet etmelerini önerirken, kendileri tarafından önerilen testlere de dikkat etmelerinin gereğine dikkat çekmektedir.
Nitekim bu toplantıya ilişkin olarak 23andMe firmasından Ashley Gould “ilgili sağlık çalışanları farmakogenetik testlerin uygulanması konusunda önemli bir role sahiptir, fakat bize göre bunların bekçilik rolü üstlenmemeleri gerekir” diyor.
Bize gelince, şimdilik hangi testin kim tarafından istenmesi gerektiği konusunda bir endişemiz ya da kaygımız çok şükür yoktur! Biz özgürlüğüne çok düşkün bir ülke olduğumuz için aklımıza her geleni yapma lüksüne sahibiz! Umarım yapmak istediğim ironi yanlış anlaşılmaz ve en kısa sürede bu konuda kimin ne yapacağı ve nasıl yapacağı konusunda bir düzenleme ülkemizde de yapılır.
Yeni bir konuda buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.