Ben bir dermatoloğum, tepeden tırnağa deri hastalıkları ile ilgileniyorum. Muayene ederken hastalarımın şikayetleri ve muayene bulgularının yanı sıra şu özelliklerine de bakıyorum: Hangi dokudaki kumaştan, hangi renkte ve hangi modelde giysileri giydiği; şapka, güneş gözlüğü, takı kullanıp kullanmadığı; makyaj yapıp yapmadığı; tırnaklarının manikürlü ya da ojeli olup olmadığı; saçlarının boyalı, permalı ya da fönlü olup olmadığı; saçlarının modeli; ayakkabı malzemesi ve modeli; parfüm kokusu hissedip hissetmediğim gibi birçok kişisel ayrıntı. Çok yadırgadınız değil mi. Pek çoğunuzun neden bunlar ile ilgileniyorsun; muayeneni yap, teşhisini koy ve tedavini yaz dediğini duyar gibiyim. Ancak hastaları bu yönden değerlendirmem tamamen ‘koruyucu hekimlik’ gereksinimindendir. Her hastanın muayenesi sırasında deri bulgularının yukarıda saydığım faktörler ile ilişkisini değerlendiriyorum; ardından gerekli önerilerde bulunuyorum. Görüleceği gibi dermatologların inspeksiyonunda diğer tıp alanlarından farklı olarak yukarıda saydığım faktörlere de dikkat etmemiz gerekmektedir.
Bu duruma öncelikle ayakkabılardan örnekler vererek başlamak istiyorum: Örneğin ayağında mantar hastalığı bulunan bir hastanın sentetik yapıda kapalı bir ayakkabı giydiğini görüyor isem; hangi tedaviyi hastaya önerirsem önereyim ayaktaki mantar hastalığının iyi olmayacağını tahmin etmem gerekir. O zaman öncelikle ayaktaki mantar hastalığı için uygun ortamı yaratan faktörlerden uzaklaşmasını sağlamalıyım. Ayağı için uygun çorap ve ayakkabıyı tarif etmem gerekir. Peki bunlar nelerdir: Saf pamuklu çorap ile birlikte altı hakiki kösele, üzeri hakiki deri ayakkabı kullanmaktır; yani ayaktaki nemi alarak ve ayakkabının havalanmasını sağlayarak ayaklarının kuru kalmasını sağlamaktır. Neden buna ihtiyacım var?: Çünkü derimiz devamlı çevreye nem salgılar; buna ‘transepidermal su kaybı’ adı verilir. Sentetik ayakkabılar hava geçirgen olmadığı için, derinin dış ortama saldığı nemi hapseder ve bir süre sonra ayakkabının içi nemli hal alır. Mantar elemanları nemli ortamı çok sever ve nemli ortam mantar hastalığına zemin oluşturur. Hakiki deriden yapılan ayakkabılar, ayak derisinden çevreye salınan suyun dış ortama geçmesini sağlar. Doktor olarak ayağın mantar hastalığı için uygun üreme ortamını önlemeden tedavi verecek olur isek; tedavide başarılı olamayız. Ayak sağlığımızdan devam edecek olur isek; ‘ayağının çok terlemesi’ şikayeti ile başvuran bir hastaya da şunları önermemiz gerekir: Saf pamuklu çorap kullan, yanında çorap taşı, ayağında nemlilik hissettiğinde çorabını değiştir. Altı hakiki kösele üzeri deri 3 ayakkabınız olsun; ayakkabıları sırası ile giyin; yani kullandığınız her ayakkabı için 2 gün kuruma süresi tanıyın. Diğer açıdan ayağında nasır bulunan olgularda giydiği ayakkabı modeli ile ayak yapısını da karşılaştırmak gerekir. Örneğin ayak parmaklarının bulunduğu alanda ayakkabı iç yüksekliği dar bir ayakkabı giyiyor ve de hastanın ayak parmakları daha kalın ya da parmak yapısında deformite var ise nasırlar ayak parmaklarının üzerinde karşımıza çıkacaktır. Ayakkabının tarağı ayak yapısına göre dar ise; 5. parmak lateralinde ve/veya ayak parmak aralarında nasır gözlenecektir. Nasır oluşmaması için ya da oluşan nasırın iyileşmesi için ayak yapısına uygun ayakkabı giyilmelidir. Örneklerden de görüleceği gibi birçok hastada ayak yapısına göre giymesi gereken ayakkabıları tarif eden de benim.
Kıyafet rengi ve modeline, bu yazıyı Temmuz ayında yazdığım için, yaza özel bir örnek vereyim. Sıcaktan korunmak ister iseniz açık renk, güneşten korunmak için koyu renk giysileri tercih etmeniz gerektiğini biliyor musunuz? Yazın güneşten korunmayı amaçladığımız zaman tercih edeceğimiz giysiler koyu renkli, sıkı dokunmuş ve olabildiğince vücudu örten modelde olmalıdır. Bunu tarif eden yine benim.
Saçlarım seyreldi diye başvuran bir hastanın eğer saçlarını çok sıkı bağladığını ve de dökülmenin özellikle gergin bağlanan saç kısımlarında olduğunu görüyor isek; teşhisimiz ‘traksiyon alopesisi’ olacaktır. Hastamız bu modeli çok sevse de kesinlikle saçlarını çok gererek bağlamaması gerektiğini anlatan da benim. Yine siyah saç rengini seven bir hastada siyah renk için kullanılan ‘parafenilen diamin’ maddesine bağlı allerji var ise, saçlarını boyamamasını öneren de benim.
Boynunda kızarıklık olan ve çok güzel kokuya sahip parfüm kullanan olguda; gereken allerji testlerinde allerji reaksiyonunu gördükten sonra o parfümü kullanmasını yasaklayan da benim. Ya da kolunda kaşıntılı deri lezyonu ile muayeneye gelen hastanın nikele alerjisini tespit ettiğimde; o çok sevdiği saati kullanmamasını öneren de benim. Aksi halde, hasta alerjiye neden olan maddelere temas eder ise, hastalığı hemen ortaya çıkacaktır. Nikel alerjisi bulunan kişilerin nikel dışında metal içeren takıları kullanmasını öneren de benim.
Bu örnekleri o kadar çok arttırabilirim ki, konuyu uzatmamak için son bir örnek ile yazımı tamamlamak istiyorum: Erkek tipi kellik nedeni ile tepesinde saç olmayan yaşlı hasta; yüzünün bazı yerlerinde ve başının saçsız alanında bulunan aktinik keratozları ile muayeneye başvurdu. Sadece önünde 5 santimetre siperi olan ve tepesi delikli yapıda bir kasket kullanıyordu. Hastamıza deri bulgularının güneş teması ile ortaya çıktığını, güneşe temas devam ettikçe ilerleyen zamanlarda kansere de dönebileceklerini anlattım. Bu nedenle tam olarak güneşten korumadığı için, kullandığı şapkanın uygun olmadığını söyledim. Kullanması gereken şapka modelinin en az 10 santimetre çepeçevre siperli kovboy şapkası benzeri bir şapka olması gerektiğini anlattım. Hastamız bana, ‘Hocam bu şapkayı kullanır isem, köyde bana gülerler’ dedi. Hastama arkadaşlarına ‘Benim doktorum benim imaj tasarımcım, bu şapkayı kullanmamı önerdi ben de onu kullanıyorum’ cümlesini söylemesini öğütledim.
Şaka bir yana hastalarımın pek çoğuna hastalığına özel giysi, ayakkabı, takı, makyaj vs. vs. öneriyorum. Biz dermatologlar bu tür önerileri koruyucu hekimlik açısından mutlaka yapmamız gerekiyor. İmaj tasarımcısının tanımı, ‘kişinin sahip olduğu fiziksel özelliklere göre analizini yapıp ona uygun bir imaj oluşturan kişidir’. Ben de kişilerin sahip olduğu hastalıklarına göre analizini yapıyorum ve sonra giysi, ayakkabı, takı, parfüm, kozmetik vs. kullanım alışkanlıklarını değiştirten kişiyim. Sonuç olarak ben mesleğimi icra eder iken, hastalarıma zorunlu olarak ‘imaj tasarımcılığı’ da yapıyorum.
13 yorum
Çok hoş bir bakış açısı, okuması çok keyifli bir yazı olmuş 🌸🧿👏 elinize sağlık 👏🌸
Serpil Hocam,
Çok teşekkür ederim Değerli yorumlarınız için.
Saygılarımla.
😊
👍 Çok güzel bir yaklaşım ve ilgi çekici başlık . Süpersin.. Önerilerinle çok yararlı bir yazı olmuş. Emeğine sağlık👏🧿
Zeynep Hocam,
Sizin beğeninizi alabilirsem ne mutlu bana.
Değerli katkınız çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
Değerli hocam tam sahaya hakim bir bakış açısı, kısa kelimelerle karşıya dokunuş adeta.
Emeğinize sağlık.
Ne güzel anlatmışsınız hocam , elinize saglik
Çok teşekkür ederim Değerli yorumlarınıza.
Saygılarımla
Aydınlatıcı bir yazı, teşekkürler.
Çok teşekkür ederim Değerli Hocam.
Saygılarımla.
tebrikler’ harika bir koruyucu hekimlik yazisi olmus. Duyarliliginiz icin tesekkurler.
Harika okunması zevkli halkı bilgilendirici yazı olmuş hocam emeğinize sağlık
Bilmediğimiz çok şey var. Sağlığımızı koruyamıyoruz. Bu yazıyı okuduktan sonra kullandığım giysi, aksesuar, pafüm vs. şeylere dikkat ediyorum.
Değerli arkadaşım Prof.Dr. Ülker Gül’e insan ve toplum sağlığına ışık tutan bu çalışmasından dolayı teşekkür ediyor, başarısının devamını diliyorum.