Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi vere bilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tuta bilirsiniz, ruhlarını değil.
Khalil Giran
Günümüzde birey ve toplum olarak çocukların ihtiyaç ve problemlerine uzmanlar ve aileler olarak yaklaşım tarzımız nedir? Bizim çocuğumuzun problemi olduğunda veya başkasının çocuğunun da bu problem ortaya çıktığında tepkimiz nasıl değişiyor? Etiketlemek… nasıl hissettiriyor? Ya da etiketlenmek. Eminim ki hayatınızın bir döneminde siz ve yakınınızda ki birinin etiketlendiğini veya dışlandığını hissetmişsinizdir. Bu ayrıştırmaları benzer dönemlerde yaşarken nasıl oluyor da kolay yolu seçiyoruz ve genellikle ve bizimle benzer olmayanı dışlar yok sayıyor ve gözden çıkartıyoruz. Okullarımız farklı gelişimsel ve davranışsal özeliklerinden dolayı yok sayılan dışlanan gözden çıkartılan bireylerle dolu. Bu yok sayma aslında problemleri çözmüyor sadece hasır altı ediyor. Problem zannettiğimiz durumlar küçük dokunuşlar ile düzelecekken büyüyerek yaşamda yerini alıyor. Bu ayrıştırma sadece okular da olmuyor, örneğin engelli bir çocuğunuz var komşunuz size kahve içmeye geliyor ve laf arasında hiç umursamadan size senin de hayattaki sınavın bu oğlan deyi veriyor. Ya da ergenlik dönemin deki kızınızın yapmış olduğu bir hata bütün mahallenin ağzına sakız oluyor. Çok acımazsızca sanki hiç genç olmamış sanki hiç hata yapmamışız gibi vuruyoruz… Kahve sohbetlerimizin şekerlemesi yapabiliyoruz başkalarının bizden farklı olan hayatlarını. Bu nedenle çevremizdeki ailelere ve çocuklara kolektif yaklaşmak çok önemli. Aslında hepimizin aynı resmimin bir parçası olduğunu unutmadan hereksin iyi olması hepimizin iyiliğine bakış açısıyla..
Bahçeli bir evinizin olduğunu hayal edin mutfak camınızın önünde rengarenk çiçekler olduğunu, camınızdan aşağı sarkan bakmaya kıyamadığınız bu güzel çiçekleri karşı komşunuz daha net ve güzel görecektir. Kendimizi gördüğümüz kadar karşıdan gördüklerimizde bizi etkiler, algılarımız ne kadar iyi pozitif olursa hepimize etkisi de o kadar iyi olacaktır. Bu nedenle çocuklarımızı aile yapıları, etnik kökenleri, bireysel farklılıkları ve problemleri ne olursa olsun bizimmişçesine sevmek sevmek ve toplum olarak ihtiyaçları doğrultusunda desteklemek burada yapılacak en önemli dokunuştur.
Çocuklar sadece anne babalarının çocukları değiller toplumda onların üst ailesidir ve toplumunda çocuk yetiştirmede sorumluluğu vardır. Bu katmanın içinde akrabalar komşular mahalle ve şehir vardır. Ekolojik kurma göre çocuğun gelişiminde onun ailesi kadar onun çevresi de etkilidir. Ekolojik Yaklaşım temelde, sosyal sorunları sadece kişilerin psikolojik ya da kişilik özelliklerinden kaynaklı olarak algılamaz. Sosyal sorunların temelde birey ile çevresi arasındaki psikolojik, sosyal ve biyolojik etkileşimden kaynaklı olduğunu öngörmektedir. Bu nedenle bireyin çevresi ile olan etkileşimi kadar çevrenin bireye yaklaşımı onu anlama ve kabul düzeyi çok önemlidir. Bu nedenle ekolojik kuram bireyi bütün çevresi ve ihtiyaçları ile ele alır. Çocuk bütün çevresi ve ihtiyaçları ile ele alındığında sorun ve ihtiyacın kaynağına daha çabuk ulaşmak ve destek sistemlerini düzenlemek daha kolay olacaktır. Çocukların ve ailelerin ihtiyaçları onların içinde bulundukları kültür yaşam koşulları çocuğun gelişim özelikleri ve yaşına göre değişim gösterir. Bu nedenle ne ye ihtiyaç var? Nasıl destek olabilirim? sorusuna cevap aramakla başlayabiliriz iletişimimize. Bu destek bazen bir uzmana yönlendirmek olabilirken bazen de karşı tarafı sadece dinlemek sessizce yanında yer almak olabilir.
1 yorum
Oldukça başarılı bir yazı olmuş. İnsanda bir etki bırakıyor ve bu konu üzerine düşünmesini sağlıyor. Yeşim Hanım’a teşekkürlerimi sunuyorum.