Bütünsel sağlık ve gelişmiş hafıza, sağlıklı bir ruh hali ile birlikte, azalmış anksiyete ve depresyon gibi sağlıklı beyin fonksiyonları bileşenlerini içermektedir. Bu amaçla, tüketicilerin fonksiyonel besinlere olan ilgisi her geçen gün daha çok artış göstermektedir. Fonksiyonel besinler alanı hem doğal besinler hem de zenginleştirilmiş fonksiyonel besinler başlıkları altında ürün çeşitliliğini her geçen gün arttırmaya devam ediyor. Gerçek şu ki, fonksiyonel besinlerin birçok fonksiyonu sunulduğunun aksine bilimsel kanıtlara dayanmıyor. Buna rağmen, yetkili kurum ve kuruluşlardan onay almamış çok sayıdaki ticari ürünlerin internet satışı ve aktar tavsiyesi ile fonksiyonel besin ve ürün satışları hızla artış gösteriyor.
İnsan beslenmesi ve hastalıklarda beslenme konusunda ileri düzeyde eğitim almış meslek mensubu diyetisyenler, bu konuda söz söyleme hakkına sahip tek yetkili meslek mensuplarıdır. Yasaların sunduğu bu yetkiye rağmen, hiçbir konuda eğitimi olmayan bireylerden başlayarak kendi alanında bilgi sahibi birçok meslek mensubu tıbbi beslenme tedavisi konusunda konuşurken ve bilgi yayarken suçluluk duygusuna dahi kapılmıyorlar.
Beslenme psikiyatrisine katkı sunmaya çalışan bir yazar olarak, aşağıda sunduğum örneklere dikkatinizi çekmek istiyorum.
Ashwagandha (Withania somnifera)
Gece gölgesi ailesindeki bu bitki, Ayurveda’nın alternatif tıp uygulamasında önemli bir unsurdur. “Bitkilerin Prensi” olarak tanımlanan ashwagandha, strese karşı başarılı bir şekilde uyum sağlamamızı sağlar, kaygı düzeyimizi azaltmaya yardım eder, hafızayı güçlendirir ve bilişsel sağlığı güçlendirir. Konsantre bir ashwagandha ekstraktının, plasebo ile karşılaştırıldığında genel anksiyete şiddetini ölçen bir test puanını düşürdüğü gösterilmiştir. Ashwagandha tipik olarak çaylara, kahvelere ve çeşitli besinlere ilave edilebilmektedir. Bununla birlikte tüketim süresi ve dozu ilgili daha fazla klinik verilere ihtiyaç duyulmaktadır.
Ginkgo (ginkgo biloba)
Maidenhair ağacı olarak da bilinen Ginkgo, dünyadaki en eski ağaç türlerinden biridir. Ginkgo fındığının Çin tıbbında bilişsel fonksiyon bozukluğunu ve beyindeki bazı fonksiyonel bozuklukları tedavi etmek için uzun bir kullanım geçmişi vardır. Beyin sağlığını iyileştirmek için kullanılan birçok bitki gibi, Ginkgo’nun etkinliği bilimsel olarak doğrulanmamıştır. Ginkgo en sık spor beslenme ürünlerine, alkolsüz içeceklere ve çaylara ilave edilerek tüketilmektedir.
Melatonin
Doğal olarak oluşan hormon melatonin, vücudun sirkadiyen ritmi ve uyku düzenine etki eder. Melatonin ile ilişkili beyinle ilgili faydalar arasında jet lag etkisinden kurtulma, çeşitli uyku bozukluklarının düzeltilmesi ve ameliyat öncesi anksiyetenin azaltılması yer alır. Melatonin, çikolata, su ve içmeye hazır latte gibi yiyecek ve içeceklere eklenmektedir.
Mantarlar
Mantarların Doğu, Batı ve yerli kültürlerde uzun bir tıbbi kullanım geçmişi vardır. Günümüzde mantar türleri cordyceps, lion’s mane, chaga ve reishi, bağışıklık desteği ve beyinle ilgili fonksiyonlar için ayrı ayrı veya kombine olarak önerilmektedir. Özellikle lion’s mane’nin hafızayı, bilişsel işlevi ve ruh halini geliştirdiği sıkça karşımıza çıkmaktadır. Fonksiyonel mantarlar üzerine bugüne kadar yapılan çalışmalar, esas olarak in vitro veya laboratuvar hayvanlarında yapılmıştır ve mantarların bilişsel fonksiyonlara fayda sağlayabileceğini bildirmiş olmakla birlikte daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Takviyelere ek olarak, fonksiyonel mantarlar nootropik faydaları olan spor tozlarında, protein tozlarında, içeceklerde ve atıştırmalık barlarında bulunmaktadır.
Omega-3 yağ asitleri
Omega-3 yağ asitleri alfa-linolenik asit, EPA ve DHA, beyindeki fosfolipidlerin bileşenleri olmaları nedeniyle beyin sağlığını iyileştirmek ve bilişsel sağlığı korumak için sıklıkla önerilir. Omega-3’lerin takviye olarak tüketilmesi ile ilgili yapılan çalışmalar, omega-3 takviyesinin sağlıklı yaşlı yetişkinlerde veya Alzheimer hastalığı olan kişilerde bilişsel işlevi etkilemediğinin bildirilmiştir. Plasebo ile karşılaştırıldığında, ancak hafif bilişsel bozukluğu olan kişilerde dikkat, işlem hızı ve hatırlama dahil olmak üzere bilişsel işlevin belirli yönlerini iyileştirebilir. Çok sayıda çalışma, omega-3 yağ asitleri veya omega-3 içeren balık tüketiminin depresyonu azalttığını bildirmiştir ancak kanıtlar etki mekanizmalarının açıklanması açısından yeterli değildir. Omega-3 yağ asitleri balık ve ceviz gibi yiyeceklerde doğal olarak bulunur ancak yumurta, süt ve diğer hayvansal besinlere, içeceklere ve takviyelere zenginleştirmek için eklenebilmektedir.
Prebiyotikler ve Probiyotikler
Bağırsak-beyin ekseni üzerine yapılan araştırmalar, prebiyotik lifler ve probiyotiklerin kullanımıyla bağırsak sağlığının iyileştirilmesinin merkezi sinir sistemini olumlu etkilediğini göstermektedir. Multipl Skleroz, Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı gibi serebral hastalıklar ile birlikte olumsuz ruh hali ve anksiyete için de etkili bulunmuştur. Bağırsak ve beyin arasındaki iletişimin doğrudan enterik sinir sistemi, bağırsak bakteri metabolitleri, bağışıklık sistemi ve nörokimyasal sinyal yoluyla meydana geldiği düşünülmektedir.
Mikrobiyomun sağlığı serotonin üretimi için kritik olduğundan, bağırsak bakterilerini prebiyotik ve çözünmez lif, probiyotikler, meyve ve sebzelerden polifenoller ve fermente edilmiş besinlerle beslemek, buna karşın oksidatif strese katkıda bulunan besinleri sınırlandırmak oldukça önemlidir.
L-Theanine
Gamaetilamino-L-glutamik asit olarak da bilinen ve çay bitkisinin (Camillia sinensis) yapraklarında bulunan L-theanine, uyku bozukulukları, bilişsel ve zihinsel bozuklukları iyileştirmenin yanı sıra kaygıyı hafifletmek için giderek daha fazla tavsiye edilmektedir. Bununla birlike L-theanine stres giderme, depresyon ve dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu tedavisi ve zihinsel performans ve dikkati iyileştirme de etkilidir. L-theanine ayrıca uyuşukluğa neden olmadan gevşemeye neden olduğu öne sürülür. Genellikle yatmadan önce atıştırmalık olarak satılan çay bazlı içeceklere ve çikolatalara eklenir. L-theanine dikkat süresini iyileştirmeye yardımcı olabilirken, kanıtlanmamış farklı birçok etkilere de sahiptir.
Yeni ve gelişime açık bir alan olan Beslenme psikiyatrisine katkı sunmak ve bilgi kirliliğini önlemek amacıyla, kanıta dayalı bilgileri diyetisyen gözüyle sizlere aktarmaya devam edeceğim. Bedensel ve bilişsel sağlık dolu günler diliyorum.