Arkadaşlar, her yıl eylül ile beraber, yeni akademik mevsimin kongre, eğitim ve toplantı sezonu açılır. Hemen her gün bir kongre, sempozyum, toplantı ya da açılış daveti alıyorum. Bunlardan pek çoğunun konusu benimle ilgili değil. Bu nedenle bir kısmını hemen bir kenara bırakıyorum. İşler o hale geldi ki, sabah dokuz, akşam on sekiz neredeyse her gün bir yerlere gitmek gerekiyor. Bunların bir kısmı il dışı olduğundan, gitmeden önce izin almak, dönüşte ise katılım belgesi gibi teferruatlarla uğraşmak gerekiyor.
Hani idari bir göreviniz olsa, açılışta bulunup kahve molasında sıvışırsınız. Ya da laf olsun diye, sadece akşam kokteyline gider, kendinizi gösterir, biraz politika yapar, sonuçta hem vakit geçirir, hem de eş dostla bu sayede görüşmüş olursunuz. Bunun dışında tüm toplantılara katılmak insana gerçekten zor geliyor.
Hoca ‘Geç bunları, bu işleri biz senden daha iyi biliriz’ dediğinizi duyar gibiyim. Doğrudur. Bizde herkes, her şeyi birbirinden çok daha iyi bilir ya da bildiğini zanneder. Neyse, ben yine yazıma döneyim.
Geçenlerde Bakanlıktan ‘Üreme sağlığı’ ile ilgili bir toplantı daveti aldım. Üreme sağlığı konusu, diğer disiplinlerin yanı sıra, kadın doğum ve özellikle de benim de ilgi alanıma giriyor. Yeri Ankara’da. ‘Niye olmasın?’ diye düşünürken bir de baktım, hafta içi, pazartesi, salı sabahtan akşama kadar, iki tam gün olarak düzenlenmiş. Toplantıya da üç gün var. Doğal olarak, haftalık teorik ve pratik eğitim faaliyetlerimizin yanında, çok öncesinden verilmiş randevularımız var. Çok istememe rağmen maalesef katılamayıp, kliniğimizden başka bir arkadaşımı görevlendirdim.
Bakanlıktaki yetkili arkadaşlarımıza seslenmek istiyorum. Ya toplantı davetlerini, en az bir ay öncesinden gönderin. Bu sayede bizler de haftalık çalışma programımızı toplantıya göre yeniden düzenleyelim. Ya da böyle sabahtan akşama kadar sürecek olan toplantıları hafta sonuna alın. Bu sayede katılım daha yüksek olur. Cuma-cumartesi, ya da cumartesi-pazar olsa, katılmak için programımızı çok daha kolay ayarlarız.
Gelişmiş ülkelerde işlerin aksamaması için, bu türden toplantılar, genellikle mesai dışı saatlerde ve günlerde yapılıyor.
‘Sana ne kardeşim, işimize ne karışıyorsun, biz toplantılarımızı istediğimiz yerde ve istediğimiz zamanda düzenleriz, bu sayede bir iki gün bile olsa mesaiden de kırarız’ derseniz, toplantılarınızı çoğunlukla, harcayacak zamanı bol olanlarla yaparsınız.
Kendi konularımızda, böyle ciddi toplantılar öncesinde hazırlık yapmak için belirli bir zaman gerekiyor. İlgili ya da ilgisiz, davet edildiğimiz her toplantıya katılıp ön sıralarda beşlik simit gibi oturmak, işimiz olmamalı. Bizler için önemli olan, katıldığımız toplantılarda, bilgilenmenin yanında, eğer bilgi birikimimiz varsa, konuyla ilgili olarak ülkemizin sağlık sorunlarına parmak basmak ve olumlu düzenlemeler yapılmasına olanak sağlamaktır.
Lütfen, zamanlama bakımından, daha titiz olalım ve daha dikkatli gün seçimi yapalım.