Günümüzde bilgisayar kullanımı, modern teknolojinin çağdaş tıbba getirdiği önemli bir yeniliktir. Bilgisayarlar, tanı, tedavi planlaması, laboratuvar analizleri, hastane yönetimi vb. alanlarda kullanılmaktadır. Tıbbın bazı alanlarında, klasik yöntemleriyle hastalığın tanı ve tedavisi bazı yanlış sonuçları da beraberinde getirebilir. Bu bakımdan, bilgisayarlarla daha doğru ve kesin bilgiler elde edilebilir. Bilgisayarlar hasta tedavisi ile ilgili bilgiler verebilir. Ancak bilgisayarları yetkili olmayan kişiler de kullanabilir ve buradan aldığı verilerle tanı koymaya kalkabilir. Bu sorumluluk ise tamamen o bilgisayarın bulunduğu klinikteki hekime ait olup, hekim ya da onun yanında çalışanlar bilgisayara yüklenmiş olan hasta ile bilgileri saklı tutmalı ve tıbbi gizlilik ilkesine uymalıdırlar. Tıbbi verilerin bilgisayarlara doğru olarak yüklenmesi de çok önemlidir. Eğer bir veri hatası yapılırsa tanı yanlış olabilir ve yanlış tedavi sonucu hastaya zarar verilebilir ve yararlılık ilkesine uyulmamış olur. Bu arada kişiye yapılan analizler, onun özgür iradesi ile olacağından hastanın özerklik ilkesi de zedelenebilir. Bu bakımdan bugün hastane bilgisayarlarında her hastanın bir numarası vardır. Yine bilgisayara yüklenecek ve ondan alınacak bilgiler hastanın yararına olmalı ve gizlilik ilkesine uyulmalıdır. Bu konuda bilgisayarların tıpta kullanımına ait Dünya Tabipler Birliği duyurusu şöyledir:
“Bilgisayarların Tıpta Kullanılışına İlişkin Duyuru
27’nci Dünya Tabipler Birliği Genel Kurulu (Ekim 1973, Münih-Almanya)’nda benimsenmiş ve 35’inci Dünya Tabipler Birliği Genel Kurulu (Ekim 1983, Venedik-İtalya)’nda geliştirilmiş olan sonuç kararına dayanmaktadır.
Dünya Tabipler Birliği, sağlık alanında, özellikle de hasta bakımı ve epidemiyolojide bilgisayarların ve elektronik bilgi işlemlerinin kullanılmasında gözlenen büyük gelişmeleri ve bunların sağladığı yararları dikkate almış olarak şunları önermektedir:
1- Ulusal tıp birlikleri ile ilgili bilgilerin kişiselliğini, güvenliğini ve gizliliğini sağlamak için olası bütün adımları atmalıdır.
2- Yürütülen bir bilimsel araştırma, idari denetleme, mali denetleme, program değerlendirme ya da benzeri bir çalışma için, hastalara ait ve gizli kalması gereken bilgiler verildiğinde ya da aktarıldığında, verilen bilgi doğrudan ya da dolaylı olarak kimlik içermedikçe, söz konusu araştırma, denetleme, değerlendirmenin raporuyla ya da başka herhangi bir yolla, herhangi bir hastanın kimliği şu ya da bu biçimde açığa vurulmadıkça, bu durum gizlilikten ayrılmaz anlamına gelmez.
3- Ulusal hekim birlikleri, elektronik bilgi işlemlere ilişkin olarak, hastanın kişisellik, güvenlik ve gizlilik haklarını zedeleyebilecek ya da ortadan kaldırabilecek bir yasa çıkarmaya yönelik herhangi bir çabaya karşı çıkmalıdırlar. Sosyal güvenlik numaralarının ve bilgilerinin yetkisiz bir biçimde kullanılmasına ya da değiştirilmesine karşı etkin koruyucu yöntemler, daha bu tip bilgiler bilgisayara yüklenmeden sağlanmalıdır.
4- Tıbbi veri bankaları, hiçbir zaman başka merkezi veri bankalarıyla ilişkili olmamalıdır.”
Hekimle hasta arasında bir ahlaki ilişki vardır. Bu ilişkinin her zaman canlı tutulması ve hastanın tıbbi işlemleri sırasında ona herhangi bir zarar verilmemesi gerekir. Böylece zarar vermeme ilkesine uyulmuş olur. Ayrıca, bilgisayar kullanımında hekimlerin ve yanlarında çalışanların gizlilik ilkesine uymaları gerekmektedir. Yine bilgisayarların tıpta kullanımı ile ilgili yasal düzenlemenin yapılması hekim-hasta ilişkilerinin ahlaki yönünden dolayı çok önemlidir.
Gizlilik ilkesi Hasta Hakları Yönetmeliği ve diğer ilgili tüm yönetmeliklerde vardır ve hekimin ve sağlık alanındaki görevlilerin böylesine aletlerle iç içe olunan bir dünyada bu kadar önemli bir ilkeye uymaları çok önemlidir.
Bu bakımdan hastane kayıtlarını tutacak görevlilerin mutlaka gizlilik ilkesine uymaları ve bu konuda yetiştirilmeleri gerekir.