Bu ayın konusu, bana üç soruluk sosyal bilimler sınavı gibi göründü. İlk iki soru on beşer puanlık sorulardır. Üçüncü soru olan, ‘yirmi birinci yüzyılda din bilim ilişkileri’ yetmiş puanlıktır. Burada ilk iki soru, oraya dolgu maddesi olarak konulmuştur. Onlardan tam puanlar alsanız bile üçüncü sorudan puan alamazsanız sınavdan başarısız çıkarsınız.
İbn-i Haldun’a göre bir toplumun çöküş nedenleri:
- Dayanışmanın yok olması
- Üretimin zayıflaması
- Tüketim çılgınlığı
- Vergilerin artması
- Liyakatin dikkate alınmaması
- Adaletsizliğin yaygınlaşması
- Umutların kırılması
- Göçün hızlanması
- İblisane bir gurur ve kibir
- Gösteriş, riyakarlık ve yalakalık
En kötüsü de her şey normalmiş gibi bütün bunları görmezden gelen ve kabullenen bir toplumun olması. Japonya’da petrol rezervi, doğalgaz yok, altın madeni yok, yeterli tarım arazisi yok. Buna rağmen Japonya, dünyanın en güçlü ekonomilerden biri. Çünkü Japonların tarikat ve cemaatleri yok. Yolsuzluk, rüşvet, devleti soymak, demagoji, yalan söylemek yok. Onların töre ve kültürlerinde: dürüstlük ve ahlak, eğitim, bilim ve teknoloji, adalet ve insana saygı, yurtseverlik ve liyakat var.
Bakınız merhum Yaşar Nuri Öztürk hocamız bu konuda neler söylemiş, ‘Hayat asla geriye adım atmaz. Geçici dünya hayatınızı ve ömrünüzü Allah ile ve O’nun kitabı Kur’an’la güzelleştirin. Allahtan ve Kur’an’dan güç almadan ayakta durmanız mümkün değildir. Ömrünüz Kur’an’la geçsin. Kur’an’ı dincilerin elinden kurtarın ve Allah ile aldatılmamak için Kur’an’ın mesajlarını çok iyi bilin ve hayatınıza tatbik edin. Aksi taktirde helak kaçınılmazdır. Bunları bir yere yazın. Bir gün söylediklerimi hatırlarsınız.’
Frierdrich Nietzche bir söyleminde, ‘toplumları cehaletten modern bir eğitim kurtarır. Eğitim düzeyi düşük milletler, cehalet tuzağına düşer. Cahil milletlerde demokrasinin olmasının hiç bir faydası yoktur. Çünkü cahil halklar, genellikle kendilerini para, iş, vatan ve din gibi unsurlarla kandıranlara oy verirler’ demiştir.
Mahatma Gandi, ‘bizi yok edecekler şunlardır: İlkesiz siyaset; vicdanı zorlayan eğlence; çalışmadan zenginlik; bilgili ama karaktersiz insanlar; ahlaktan yoksun bir iş dünyası; insan sevgisini arka plana itmiş bilim; özveriden yoksun bir din anlayışıdır’ demiştir.
Şimdi biraz da şeytanın avukatlığına soyunalım. En son ve en gelişmiş din, bizim dinimiz değil mi? Peki neden gelişmiş ülkeler arasında Müslüman bir ülke yok? ‘Efendim bilim yapmak, araştırma yapmak için para lazım’ diyebilirsiniz. Bu söylem, ülkemiz için kısmen de olsa doğru olabilir. İyi de, petrol zengini Arap ülkelerine ne demeli? Her türlü imkanları var olmasına rağmen para içinde yüzerken bir türlü gelişmişlik düzeyine çıkamıyorlar, çıkmıyorlar. Hatta bu alanda gayretleri hiç yok. Petro dolarları, yani paraları pek çok. Parayı koyacak yer bulamıyorlar, devamlı olarak en yeni ne varsa çil çil paraları bastırıp hemen ithal ediyorlar. Kendileri çalışmayıp, en modern şehirlerini bile yabancılara kurduruyorlar.
Din bilimin gelişmesine engel olur mu? Tek kelimeyle, olmaz. Dindeki yanlış yorum ve uygulamalar, bilimin ve ülkelerin gelişmesine engel oluyorlar. Bugün gelişmiş ülkelere baktığımızda, farklı dinlere sahip olduklarını görüyoruz. Çoğunluk ise Hıristiyanlarda.
Geri kalmışlığın, ‘bizdeki miladı ne zaman’ diye sorulursa ilki 1520, ikincisi 10 Kasım 1938’dir derim. Yavuz Sultan Selim o büyük hükümdar, Çaldıran ve Ridaniye zaferlerinden sonra halifeliği ve Mısır hazinelerini ülkemize getirmiş, hazineyi tıka basa doldurmuş. Vakitsiz ölümünden sonra gelen padişahlar zamanında, İnebahtı bozgunu Viyana kapılarından iki defa geri dönülmüş, cihan haritalarının mucidi Piri Reis katledilmiş, Enderun’da matematik ve astronomi dersleri kaldırılmış, donanmamız Akdeniz’den okyanuslara bir türlü çıkamamış. Hattatların işleri bozulmasın diye, matbaa ancak üç yüz yıl sonra getirilebilmiş. Sanat, resim ve heykel yapmak suç sayılmış.
1938 sonrasından günümüze kadar olanları yazmama, bilmem gerek var mı. Çoğunuz, bizzat içinde yaşayarak görüyor öğreniyorsunuz.
– Süleyman abi, oldu mu, yazdıklarımı onaylıyor musun. -‘Oldu oldu da, yazdıklarının çoğunluğu zülf-i yare dokundu.’ Sen bu kafayla gidersen şeytanın avukatı değil, şeytanın bizzat kendisi olursun be oğlum.
En iyisi bir de hocamıza soralım. – Hocam sınavdan geçtim mi? ‘İlk iki sorudaki cevaplar doğru olsa da, 70 puanlık ana sorudan maalesef kocaman bir sıfır aldın. Sonuç olarak bu sınavı da geçemedin.
11 yorum
Din bilime engel olmaz bence hele laik bir devlette asla olmaz bizim geride kalmamızın nedeni yine bence son derece tembel oluşumuz bu konu saatlerce tartışılabilir.Ama ben herşeyi tekrar tekrar tembelligimize bağlıyorum en basit birine piyango çıksa herkes ev araba vs paraları yer kimse üreten minicik bir fabrika açmaz üretmeyi seçmez
Bilimsiz din kör ,dinsiz bilim felctir demiş Einistein.Ibni Haldun göre bizde toplumsal çürüme var gibi.Dini Bagnazliktan ve yobazlardan kurtarabilirsiniz birbirini destekler gibi görünüyor. Bizde bilim hep İslami bilimler olarak anlaşılmış ,pozitif bilim ve din felsefesi dışlamıştır.
Din bilime elbette engel değil. İbadeti kendi dilinde yapmayan, dininin vecibelerini kendi dilinde öğrenmeyen, ettiği duanın anlamını bilmeyen, kutsal kitabını kendi dilinde okuyanın horlandığı toplumlar elbette bilimin ne olduğunu da kavramayaz. Almanya’da aşıyı bulup üreten Türk bilim insanı neden oraya gitti diye sorgulamaz. Türk diye kendisine paye çıkarır. Ne yazsanız az Sayın Hocam.
Din bilime değil, dincilik yapanlar esas dini engellediğinden müslümanlar bu halde.
Bilim, sevilmediği yerden göç eder! İslam aleminde çöküş Emevi devriyle yani islam’a kattıkları yalan, çıkar ilişkileri , Arp milliyetçiliğini öne çeken unsurlar ve medreselerden pozitif bilimi kovmalarıyla başlamış. Sonra gelen tüm İslam ülkelerindeki meshep, tarikat-cemaat mensupları bu değerlere sarılıp gerçek İslam diniymiş gibi gösterip zavallı, cahil ve dogmatik inançlı halkı dini kullanarak sömürmeye başlamışlar ve de hala dozu artarak devam ediyor.
Gerçekleri söyleyenlere her zaman bir yafta bulup değersizleştirmeyi başarmışlardır.
Kuranın ilk inen surelerinden EL_ALAK ‘ biz sizi bir alak (zigot! ) tan yaratmadık mı? Allah’ın adıyla ‘oku’ .Kalemle belle tenlerden’ ol dememiş mi?
Bir diğer sure(?): Bu kitabı fırkalara ayıranları Allah bilir, onlar …….. vs dememiş mi? Bir çok ayette. Ben size akıl verdim düşünesiniz ‘ dememiş mi?
Sonuç olarak din,siyasallaştırılarak İslam alemi çökertilmiş ve cahil bırakılmıştır. Her türlü yolsuzluğa ve sömürüye açık hale getirilmiştir. Üstelik bu sömürüyü dini kullanarak yapmaktadırlar. Çünkü; Arap harici milletleri Kuran-ı kerimi Arapça okumaya zorlamışlardır. Arapça kuran okuma yarışmaları vs ,anlamı öğretilmeden boşuna mı yapılıyor?
Sayın Dr Güner;
Din, bilim, “gelişme”… Hem tarihsel hem de yersel -ulkesel, bölgesel, küresel- olarak nedensel temelde biribirleriyle iliskilendirilebilecek alanlar değil bence; ne neden ne de sonuç olarak birbirleriyle iliskilendirilebilir. Dahası, birbirlerini ne destekler ne de kostekler. Ek olarak olgusal olarak da aynı tartışmanın birlikte ele alınması gereken düzlemler değildir.
Sonuç olarak;
1) üç alanın herbirinin temelde -kural olarak- kendi sınırları içinde tartışılmasının yönetimsel olarak daha doğru bir yaklaşım olduğunu,
2) tartışmalar sırasında da toplumsal, kültürel ve siyasal koşullardan soyutlanilmamasi gerektiğini
düşünüyorum
Saygılarımla 🌻
Kıymetli hocam,
Aydınlatıcı yazılarınızı zevkle okuyorum.
Din ile bilim in birbirinden çok farklı olmalarına rağmen neden ilişkiliymiş gibi yazılır durur, hiç anlayamam. Vahiye dayanan din; sorgusuz inanmak bilim ise sorgulama ,akıl, deney, gözlem ve eleştiri koşullarına sahipler. Bence ne bilimin dinle nede dinin bilimle ne etken sonuç ne de diyalektik ilişkisi var. Bilimin de din işlevlerinde olumlu olumsuz yapabileceği bir katkı da bence yok .
Ruhbanların hükümranlığı, veya mala konmaları için kandırdığı cahiller ve sürüp gitmesini istedikleri cehalet var diye düşünürüm.
Saygılarımla…
Kur’an da Allah “ilim ve akıl sahipleri bizi daha iyi anlar” “Biz her şeyi bilim üzere yarattık”buyuruyor.Daha ne desin.
Hocam. Helal olsun gene ne guzel yazmissiniz. Bu konu benim de hep dusunup kafa yordugum bir konudur. Sonraki seride bu guzel dinimizin ışığında o modern egitimi nasil tirmandirabilirizin yorumlarini da tartisalim.
Haldun hocam
Bu sayıda da çok anlamlı hususlara değinmişsiniz tebrikler
Japonya örneği hiçbir zaman bilimi dine karıştırmazlar
Rahmeti Yaşar Nuri Öztürk gibi bilim insanlarına ihtiyacımız var
Herşeyin temeli bilime dayanmalı……
Sekam ve saygılarımla
Dogmaların ele geçirdiği beyinlere bilimin ışığı süzülemez…