Bir varmış bir yokmuş…
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde Dünya var olduğundan beridir, belki de öncesindendir bir aşk masal varmış. Öyle bu masal, masalda olur çok yalan. Yalandan ne çıkar? Denmemeli, yalansa da yalanını görmeli, aşkı yalana teslim etmemeli.
İşte bu aşkı masalının tarafları varlığın var oluşundan beridir var olan kadim Merak ile en az onun kadar kadim olan İhtiyaç da böyle yapmış ve aşkların yalana teslim etmeyip sıkı sıkı kenetlenmiş. Böylece Merakla ihtiyacın aşklarından mini mini yavruları olmuuş. İlkinin adı BİLİM ikincisinin SİYASET konmuuş. Allah var ya aslında BİLİM pek de kardeşi olsun istememiiş. Yine de kardeş kardeşe destek olur birlikte güçlenebiliriz diye düşünmüüş. Gel gör ki bazen umduğun değil korktuğun gelirmiş başa. İşte burda da öyle olmuş. Kıskançlığa kapılan SİYASET, BİLİM’i umduğuna değil korktuğuna uğratmış. Ne zaman Siyasetin yardımına ihtiyaç duysa siyaset burnunu kaldırır, bi afralar bi tafralar yapar, hatta bazen de gelişiminin önünü kesmeye çalışırmıış. Zaman zaman bunalan BİLİM, SİYASET’e ya yardım et yahut gölge etme yeter dese de SİYASET’in gel git aklı zaman zaman çatışmayı körüklermiiş. Bu çatışma uzayıp gittikçe bunu uzaktan izleyen Merak ve İhtiyaç bu duruma bir çözüm bulmak için çocuklarını yanlarına çağırıp bir konuşma yapmaya karar vermiiş. Merak demiş ki “Bak SİYASETCİĞİM senin kendine özgü bir karizman, bir gücün var lakin şunu bilmelisin ki BİLİM’e destek olmazsan hatta çıkarların için onun önünü kesmeye kalkarsan belki biraz duraksatırsın. Fakaat baskı veya zorbalıkla onu durdurmayı, asla başaramazsın. Çünkü onun içinde bizden beslendiği önü alınmaz bir merak ve ihtiyaç var. Merak onu dürtükleyecek, ihtiyaç ise onu şahlandıracaktır.” Biraz duraklayıp sonra sözlerine daha bir ciddiyetle devam etti.”
“Hem, bundan sen de büyük yaralar alır, gelişimini, ilerlemeni sürdüremez, ve sonrasındaysa varlığını kaybedebilirsin. Ammaa BİLİM’e hak ettiği değeri ve desteği verirsen onun ışığının varlığında her yer, her konu aydınlanır. Dünyadaki kötülükler, yanlışlıklar bu aydınlıkta eriyip yok olur. Tüm zamanlara şöyle bir bak. BİLİMİN desteklenip yüceltildiği yerlerde aydınlanma, ışıma ve güzellikler var olmuştur. Tersi durumun yaşandığı yerde ise karanlık, kötülük hakim olmuş ve hatta senin varlığının gerekliliğiyle ilgili ciddi sorgulamalar baş göstermiştir.
Tam bu sırada ihtiyaç söze girmiş “Ayrıca” demiş. “BİLİM’e bir de muhtaciyet meselesi var biliyorsun değil mi? Her şey dursa bile bu durum BİLİM’i hep ileriye, daha ileriye diye ittirecektir. İyisi mi sen sen ol BİLİM’e köstek değil, destek ol.” demişler. Bu güzel ve güzel olduğu kadar da gerçek olan sözleri dinleyen BİLİM ile SİYASET göz göze gelmişler. Tam bu sırada gökten üç elma düşmüş. (Zaten ne varsa bu hikmetli elmada varmış.) Biri SİYASET’in başına, biri BİLİM’in başına ve üçüncüsü de okurları başına.
1 yorum
Mesut Sabri Hocam, güzel bir yaklaşım sergilemişsiniz. Beğendim. Elinize kaleminize sağlık. Selamlar.