Bilim ve teknoloji haberleri veren ünlü Newscientist Çin için bir özel sayı yayımladı (Newscientist, 10.11.2007). Çin Halk Cumhuriyeti’nin bilim ve teknolojinin her alanındaki “aşırma” ve kopyalamalar dahil, inanılmaz yükselişi konu edilmektedir. Çin ile ilgili bu haberler Türkiye açısından çok önemli ipuçları taşıdığı için, bana göre ilginç olan konuları sizlerle paylaşmak istedim.
Çin Halk Cumhuriyeti özellikle bilim ve teknolojide gelişmenin ülkeyi kalkındıracak yegane alan olduğuna kendisini inandırmış, bir Bilim ve Teknoloji Bakanlığı kurmuş, ülke dışında belirli noktalara gelen bilim adamlarını tekrar ülkeye döndürmenin politikalarını oluşturmuş, eve dönen bilim adamlarına da maaş hariç her türlü imkanı sağlamıştır. Bu politika gereği Çin Bilimler Akademisi 1996 yılında “Yüz Yetenekli Araştırıcı” programını başlatmıştır. Bu program sayesinde 2000 yılında 100 üst düzey bilim adamı ülkeye geri dönmüş ve şu andaki bu sayı 1000 bilim adamına ulaşmıştır.
Çin Halk Cumhuriyeti Bilim ve Teknoloji Bakanlığına göre; uygulamaya konulan 100 değişik fon sayesinde, geride kalan on yıl içerisinde 20 binden fazla bilim adamı ülkeye kazandırılmıştır.
Daha da önemlisi, Çin Halk Cumhuriyeti’ne geri dönen Çinli bilim adamları aylık 200 ABD dolarının daha altında bir maaşla batıdaki parayı ve mevkii bırakarak ülkelerine dönme fedakarlığını göstermişlerdir. Bunların içerisinde Nobel Ödülü sahibi ve 80 yaşını bulmuş olanların olması da ayrı bir cazibe merkezi oluşturmuştur. Hele hele PhD sahibi genç bilim adamlarının çok daha kötü koşullara rağmen ülkelerine gönüllü olarak geri dönmek istemeleri Çin Halk Cumhuriyeti için ayrı bir övünç kaynağı olmuştur.
Türkiye açısından gelinen nokta ne Çin örneğin alınması gereken ders, her fırsatta söylemeye çalıştığım gibi “helva yapılması” meselesidir: Un var, şeker var, yağ var fakat ortada helva yok ya da helva yapamıyoruz. Ben ve benim gibi düşünenlerin hep dile getirmeye çalıştığı üzere, bizde her şey var fakat organizasyon yok, bunu da yapacak olan devlet yani devletin ilgili kurumlarıdır: Kurulması gereken Bilim ve Teknoloji Bakanlığı.
Türkiye’de yapılacak olan, Çin örneğinde olduğu gibi yurt içinde ve/veya yurt dışında önemli konumlara gelmiş Türk bilim adamlarına Türkiye’de araştırma olanakları sağlanarak tekrar Türkiye’ye dönmelerini ya da Türkiye’den kaçmalarını önlemek birinci aşama olmalıdır. Bu kişilere verilecek ücretler de batı standartlarına göre değil Türkiye standartlarına göre ayarlanmalıdır, zira her şey parayla değerlendirilmez. Kendisini yetiştiren ya da yetişmesine önemli oranda katkı sağlayan bu ülkeye karşı en azından vefa borcu olan bilim adamlarının büyük bir bölümünün ülkesine geri dönmek isteyeceğine inanıyorum. Fakat bu insanları Türkiye’nin kısır döngülü bürokrasisine ve ayak oyunlarına heba ederek küstürmememiz gerekmektedir. Keza üniversiteleri ve araştırma kurumlarını bir istihdam yeri olmaktan kurtararak sadece oraya uygun olanların orada tutulmalarını sağlayacak önlemler de klinlikle alınmalıdır. Aksi halde eş-dost, “bizim mahalleden”, riyakar insanlardan bu kurumları kurtaramayız ve sonuçta emekler yine heba olur.
Dikkat edilmesi gereken önemli bir konu da Türkiye’nin önceliklerinin çıkarılarak buna göre bilim adamlarının cezp edilmesidir. Eğer Mevlana gibi herkese gel derseniz esas ihtiyacınız olan ya da öncelik verdiğiniz alanları kaybedebilirsiniz.
Burada karşımıza çıkan en önemli konu, Türkiye’nin önceliğinin eğitim olduğu noktasında düğümlenmektedir. Çin, İrlanda , Hindistan ve hatta Japonya örneklerinde olduğu gibi pek çok ülke eğitime verilen önem sayesinde kalkınmıştır. Türkiye’de özellikle yükseköğretimin yaz-boz tahtasına dönüştürülmesi hevesinden vazgeçilerek bir ulusal politikayla eğitim inatla iyileştirilmelidir. Altyapı olmadan ya da yeterli eğitilmiş insan gücünüz olmadan bu bilgi çağında gelişmeniz ve kalkınmanız mümkün olmaz. Bazı alanlarda görülebilecek parıltılar da geçici olur ve saman alevi gibi bir parlar ve daha sonra söner.
Yeni bir konuda yeniden buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.