1985 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı’nda ihtisasa başladım. Ana kitaplarımız ve abone olunan dergiler dışında bilgiye ulaşmak zor ve meşakkatli idi. O yıllarda bilgisayar ve internet yoktu. Bir konuda yayınlara ulaşmamız gerekirse, Hacettepe Üniversitesi’nin kütüphanesine gider ‘İndex Medicus’ denilen kitaplardan araştırdığımız konu/konular ile ilgili araştırma yapar ve yayınlanmış yayınları not ederdik. Bu yayınların bir kısmına Ankara Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi kütüphanelerinde ulaşırdık. Ulaşamadığımız yayınlar için, ikinci istikamet Bilkent’te bulunan YÖK Kütüphanesi idi. O dönemde YÖK’ün çevresinde binalar bulunmuyordu; ulaşım için belediye otobüsü ve dolmuş yoktu. Ulus’ta Stat Otel’inin karşısından YÖK’e giden servisler vardı. Bu servislerin de geliş gidiş saatleri çok düzenli değildi. YÖK Kütüphanesine ulaştığımızda kütüphanede olup olmadığını bilmeden kısıtlı sayıda yayını talep etme hakkımız vardı. İstediğimiz yayınları yayın talep etme kağıtlarına yazardık, bir başka gün de almaya giderdik. Bazen istediğim 15 yayından sadece 3-4 yayının fotokopisi çıkardı.
Günümüzde cep telefonumuzdan ilgili sitelere bağlanıp birkaç dakikada ulaştığımız bir yayına günlerce uğraşarak ulaşabiliyorduk. Günümüzde herkesin bilgisayarı olduğu gibi, o yıllarda da pek çok doktorun evinde daktilo vardı. Hastanede hasta anamnezlerini ve epikrizlerini daktilo ile yazardık. Yayınlar ve tezler daktilo ile yazılırdı. Tezimi yazdırmak için elektronik daktilosu ile tez yazan bir beyefendiden rica minnet randevu alıp ücretli olarak yazdırdığımı hatırlıyorum. Hemen her hastanede fotoğraf çeken bir bölüm vardı; o bölüm siyah beyaz slaytlarımızı çekerdi. Fotoğraf ünitesine gitmeden slayt olacak yazılarımızı daktiloda hazırlardık, fotoğrafçı da o yazı gruplarını çeker slaytlarımızı hazırlardı. Eğer yazdığımız yazılarda bir hata yaptık ise slaytlar yazım hatası içerirdi. Kongre zamanlarında çok kalabalık olurdu. Slaytlara sıra numarası verilir kongrede sunum öncesi slayt makinasındaki kızağa yerleştirilirdi. Bazen sunum sırasında makinada takılma olur ve slaytlar havaya uçarak etrafa saçılırdı. Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı ile ilgili olgu bildirileri ve araştırma yazılarında hasta fotoğrafı kullanılır. Mesleğe ilk başladığım yıllarda hastaların lezyon fotoğrafları siyah beyaz olarak genellikle hastane fotoğrafçısında çekiliyordu. Sonraları renkli fotoğraf çeken fotoğraf makineleri çıktı. Kliniğin ya da şahsi fotoğraf makineleri ile lezyon fotoğraflarını çekmeye başladık. Fotoğraflar tab edilmeden nasıl çektiğimiz konusunda fikrimiz olmuyordu. Tab edilen fotoğrafların bazılarının net olmaması bizi çok üzerdi ve ilginç olgularımızı bu nedenle yayınlayamadığımız olmuştur. Bir diğer sorunumuz da bu çekilen fotoğrafların normal fotoğraflar olmayışı idi. Örneğin kadın memesinde lezyon ya da genital bölgede lezyon resimleri nedeni ile tab ettirmeye gittiğimiz fotoğrafçıya birçok açıklama yapma gereği duyardık.
1990’lı yılların sonunda bilgisayarlar aktif kullanıma girdi; ancak henüz hastanelerde doktor kullanımında yoktu. 2000 yılında Klinik Şefi iken ürtiker tanısı ile bir fabrika müdürünü muayene etmiştim. Anamnez alırken kendisine hastalığı ile ilgili stresiniz var mı diye sormuştum. Kendileri ‘fabrikadaki bilgisayarların değiştirildiğini ve bu nedenle stresli olduğunu’ söylemişti. Ben de değiştirilen ve atılacak olan bilgisayarlardan birini kliniğe hibe edebilirler mi diye sordum; o da fabrika sahibine ileteceğini söylemişti. Ben de sevinerek asistanlarıma size bilgisayar buldum diye müjde vermiştim. Kontrole geldiğinde ‘fabrika sahibinin bilgisayarı hibe etmeye izin vermediğini’ iletti ve klinikçe çok üzülmüştük. Takip eden 3-4 yıl içinde hastanelerde her birime bilgisayarlar alındı ve böylece bilgisayar ile yazı yazma, slayt hazırlama, yayın tarama konforuna ulaştık. Bu süreçleri internet bağlantısı ve internetten dergi abonelikleri takip etti.
İnternet yurt dışındaki bilimsel aktiviteleri anında takip etmeyi kolaylaştırırken, yurt dışındaki bilim adamları ve bilimsel çevre ile iletişim kurmada önemli rol oynadı. Günümüzde bizleri fiziki olarak tanımadan yayınlarımızı internasyonel ortamda görüp hakemlik, kitap bölüm yazarlığı, konferansta konuşma davetlerinin gelmesi tamamen bu iletişime bağlıdır. Sonuç olarak, eskiden bugüne kıyasla akademik hayat çok meşakkatliydi; o şartlarda da çok güzel araştırmalar yaptık ve çok ilginç olgular yayınladık. Genç hekimlere ve Tıp Fakültesi öğrencilerine zaman zaman eski akademik çabalarımızı anlattığımda, onlar bile anlattıklarıma inanamıyor. Günümüzde bilgisayar ve internet kullanımına o kadar alıştık ki; sanki eski yaşamı hiç yaşamamış, bilgisayar ve internet bulunan bir ortama doğmuş ve o ortamda büyümüş gibi hissediyorum. Bakalım gelecek teknolojik ilerlemeler ne sürprizler sunacak bilime…
20 yorum
Yaşadıklarımızı ne güzel akıcı dille aktarmışsın.Emeğine sağlık. İnternet çağında bilime ulaşmak kolay olduğu kadar geniş kitlelere de ürettiğin eserlerini ulaştırabilmekte çok güzel. Bugünleri de görebilen kuşakta olmamız da büyük şans diye düşünüyorum.
Saygıdeğer Zeynep Hocam, yazım için güzel yorumunuza çok teşekkür ederim. Bilgisayar ve internet öncesinde bilimsel aktiviteler için gerçekten çok çaba harcıyorduk. Sizde bilgisayar ve internetin olmadığı o dönemlerde ciddi bilimsel çaba gösterdiniz; ülkemizde alerji biliminin gelişmesinde ve çok sayıda bilim adamının yetişmesinde çok emekleriniz oldu. Bugünleri görebildiğimiz için ben de şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Saygılarımla.
Hocam adınızı görünce yazmadan duramadım. Öğrenciliğimde en sevdiğim ve örnek aldığım hocaların başında geliyordunuz. Bir Ankara Tıp mezunu olarak okulumuzla, aldığımız eğitimle, hocalarımızla, asistan ağabey ve ablalarımızla her zaman gurur duymuş ve örnek almış biri olarak sizin nezdinizde bu vesileyle bir kez daha teşekkürlerimi sunmak istedim. Saygılarımla
Sayın Zeynep Hocam,
Adınızı görünce, yazmak istedim: okulda en sevdiğim ve örnek aldığım kişilerin başında geliyordunuz. sizin nezdinizde, okulumla, hocalarımla, asistan ağabey ve ablalarımla, aldığım eğitimle her daim gurur duymuş biri olarak bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Saygılarımla
Ülker hocam, son 20-30 yıl içerisinde yaşadığımız başdöndürücü teknolojik gelişimin bize yansımalarını çok güzel özetlemişsiniz. Elinize sağlık.
Çok iyi hatırladım o günleri. Yazınız için çok teşekkürler
Değerli Kemal Hoca ve Değerli Gül Hoca’ya güzel yorumları için teşekkür ederim.
Son 20 içinde gerçekten baş döndürücü teknolojik gelişmelerin tıp bilimine çok etkili ve olumlu etkileri oldu.
Bu gelişmeler bütün hızı ile devam ediyor.
Bakalım daha ne tür gelişmeler ile tanışacağız.
Selam ve saygılarımla.
Prof Dr Ülker GÜL
Değerli Kemal Hoca ve Değerli Gül Hoca’ya güzel yorumları için teşekkür ederim.
Son 20 içinde gerçekten baş döndürücü teknolojik gelişmelerin tıp bilimine çok etkili ve olumlu etkileri oldu.
Bu gelişmeler bütün hızı ile devam ediyor.
Bakalım daha ne tür gelişmeler ile tanışacağız.
Selam ve saygılarımla.
Prof Dr Ülker GÜL
Gül hocam sade ve akıcı üslup ile yazdığınız yazınızı bir solukta okudum. Daktilodan bilgiyasara, siyah beyazdan renkli dökümanlara geçtiğimiz yılları çok güzel özetlemişsiniz. Siz akademik hayatınızda bende bürokratik kademelerde görevlerimde bu sıkıntıları, eksiklikleri zorlukları yaşadık. Bu gün teknolojinin geldiği nokta Yapay Zeka… her alanda ve özellikle sağlıkta hayal dahi edemiyeceğimiz gelişmelere tanıklık ediyoruz. Artık bilgiye erişmek çok kolay, tıpta sanal gerçeklik ile her türlü simülasyonlar yapılabiliyor, hastalık teşhis ve tedavilerinde inanılmaz gelişmeler oluyor.
Yaşayıp göreceğiz…
Yazınız için teşekkür ederim. Elinize, kaleminize sağlık.
Selam ve sevgiler
Gürbüz Bey,
Değerli yorumlarınıza teşekkür ederim. Daktilodan bilgiyasara, siyah beyazdan renkli dökümanlara geçtiğimiz yıllar aslında çok da eski değil. Günümüzde yapay zeka, sanal gerçeklik ile eğitim, robot doktorlar vb bir çok teknolojik gelişme son hızla ilerliyor. Bakalım ömrümüzün yettiği sürede hangilerini göreceğiz.
Saygılarımla.
Prof Dr Ülker GÜL
Ülker Hanım merhaba,
Emeğinize sağlık, bilgiye erişimde değişen yöntemleri bizlere tekrar hatırlattınız. Bir kütüphaneci olarak ben de neredeyse hep Internet ve elektronik bilgi kaynakları ile mesleğimi icra etmiş gibi hissediyorum ama bu güzel yazınız ile YÖK Dokünantasyon Merkezinde basılı kaynaklarla verdiğiniz hizmetleri ve şartları hatırladım ben de. Mesleki bir nostalji yaşattınız bana. Selam ve saygılarımla
Halise Hanım,
Değerli katkılarınıza teşekkür ederim. Siz YÖK Dokümantasyon Merkezinde çalışıyor iken, ben de literatür talepleri için YÖK Dokümantasyon Merkezine gidip gelir iken tanışmıştık. Yardımlarınızı hiç unutamam.
Zaman o kadar hızlı geçti ki, şu an o günleri konuşur iken bile; hepimiz sanki hiç yaşamamış gibi de hissediyoruz. Konuştuğumuz yıllar aslında o kadar da eski değil.
Bu kadar meşakkat ile ulaştığımız her bir literatür benim için o kadar değer taşırdı ki; sevinerek dönerdim. Bazen de araştırmam için en kilit literatüre ulaşamaz ve çok üzülürdüm.
Bilime ulaşmadaki çabalarımın sizler gibi değerli dostlar ile tanışmama vesile olması nedeni ile de çok mutluyum.
Selam ve sevgilerimle.
Prof Dr Ülker GÜL
Ülker Hanım merhaba,
Emeğinize sağlık, bilgiye erişimde değişen yöntemleri bizlere tekrar hatırlattınız. Bir kütüphaneci olarak ben de neredeyse hep Internet ve elektronik bilgi kaynakları ile mesleğimi icra etmiş gibi hissediyorum ama bu güzel yazınız ile YÖK Dokünantasyon Merkezinde basılı kaynaklarla verdiğiniz hizmetleri ve şartları hatırladım ben de. Mesleki bir nostalji yaşattınız bana.
Selam ve saygılarımla
Elinize sağlık, çok samimi bir yazı olmuş. ben de okurken kendimi o günlerde buldum. Bir Ankara Tıp mezunu ve Numuneli olarak çok duygulandım. Daha geçen gün asistan arkadaşlara ve öğrencilerime bilgiye ulaşmanın o zamanlar ne kadar zor olduğundan bahsediyordum. Umarım şimdi bilgiye kolay ve hızlı ulaşmanın değeri biliniyordur 😉
Serpil Hocam,
Değerli katkılarınız için çok teşekkür ederim.
Sizin de yaptığınız gibi, eski dönemdeki bilime ulaşma gayretlerimizi öğrenci ve asistanlarımıza bahsedip, günümüzdeki teknolojik fırsatların değerine vurgu yapmamız çok önemli.
Geriye dönüp baktığımızda hayal edemeyeceğimiz teknolojik gelişmelere tanık olmamız nedeni ile de kendimi şanslı hissediyorum.
Selam ve saygılarımla.
Prof Dr Ülker GÜL
Değerli Ülker Hocam,çok güzel bir yazı olmuş.Ben de derslerde sık sık bu anılarımızı anlatıyorum…..Ne kadar anlayabiliyorlar bilemem ama nereden bu günlere geldiğimizi hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum.Sevgiyle kalın
Berrin Hocam,
Değerli katkılarınız için çok teşekkür ederim.
Genç meslektaşlarımıza bir literatüre ulaşabilmenin bile ne kadar meşakkatli olduğu dönemleri hatırlatmamız çok önemli.
İnsan beyni o kadar değerli bir organımız ki, her gelişmeye hemen adapte oluyor. Hepimiz sanki yaşamımız boyunca teknolojik ortamda mesleğimizi yapıyormuşuz gibi hissediyoruz.
Selam ve saygılarımla.
Prof Dr Ülker GÜL
Emeğinize ellerinize sağlık Ülker Hanım, benim için de nostalji oldu eski bir YÖK Dokümantasyon Merkezi’nde çalışan biri olarak. Nereden nereye geldik, o zamanlar bu gelişmeleri hayal edemezdik ama çok hızlı bir geçiş oldu, artık bilgi parmalarımızın uçunda, bilgiye ulaşmak çok kolay.
Selamlar, sevgiler
Meryem Hanım,
Değerli katkılarınıza teşekkür ederim. Siz YÖK Dokümantasyon Merkezinde çalışıyor iken, ben de literatür talepleri için YÖK Dokümantasyon Merkezine gidip gelir iken tanışmıştık. Yardımlarınızı hiç unutamam.
Zaman çok hızlı geçti. Konuştuğumuz yıllar aslında o kadar da eski değil.
Gerçekten o günlerde bugünün teknolojik gelişmelerini hayal bile edemezdik.
Bilime ulaşmadaki çabalarımın sizler gibi değerli dostlar ile tanışmama vesile olması nedeni ile de çok mutluyum.
Selam ve sevgilerimle.
Prof Dr Ülker GÜL
Meryem Hanım,
Değerli katkılarınıza teşekkür ederim. Siz YÖK Dokümantasyon Merkezinde çalışıyor iken, ben de literatür talepleri için YÖK Dokümantasyon Merkezine gidip gelir iken tanışmıştık. Yardımlarınızı hiç unutamam.
Zaman çok hızlı geçti. Konuştuğumuz yıllar aslında o kadar da eski değil. Gerçekten o günlerde bugünkü teknolojik gelişmeleri tahmin bile edemezdik.
Bilime ulaşmadaki çabalarımın sizler gibi değerli dostlar ile tanışmama vesile olması nedeni ile çok mutluyum.
Selam ve sevgilerimle.
Prof Dr Ülker GÜL