Sevgili köşe okurlarım merhaba,
Yazın sonlarına doğru geldiğimiz şu sıcak günlerde küresel ısınma kendini iyiden iyiye hissettiriyor. Aşırı sıcaklardan dolayı çıkan kuraklık ve yangınlar en değerli kaynağımız su başta olmak üzere, tarım ürünlerimiz, hayvanlarımız, ormanlarımız vb. değerlerimizi olumsuz etkilemektedir. Bu durumdan ancak yaşamımızda bilimi temel alarak ona sıkı sıkıya bağlanarak kurtulabileceğimizi düşünüyorum. Tam da bunun üzerine az önce 27 Haziran 2024’te Ulusal Bilimler Akademisi (NAS) Başkanı Marcia McNutt Washington’daki tarihi NAS binasında Bilimin Durumu Konuşmasını anlatan bir yazı okudum. Dolayısıyla bu yazımızda Bilimin hayatımızdaki değerini, dünyada gelişmiş, güçlü bir ülke olmak ve daha ileriye gitmek için ülkelerin araştırma ve geliştirme rekabetinin anlamını çözmeye çalışacağız. Bunu yapmak için en başta rekabet eden iki lider ülkenin durumunu incelememiz bize küresel bilimde nelerin değiştiğine bakıp ülkelerin mevcut modellerini yeniden düşünmeye sevk etmesi gerektiğine dair somut bir örnek teşkil edecektir:
ABD Ulusal Bilimler Akademisi Başkanı Marcia McNutt Washington’daki tarihi NAS binasında “Bilimin Durumu” konuşmasında ABD’nin bilimin küresel STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) liderliği yarışını kaybettiği ve kaybetmeye devam ettiğini fakat ülkenin Ar-Ge modelini ortaya çıkan araştırma ortamına uyarlayarak bu eğilime karşı koyabileceğine olan güvenini dile getirdi (National Academy of Sciences, 2024). İlk ağızdan yapılan bu konuşma aslında STEM’in süper gücü ABD’nin de önüne geçilebileceğini ve bunun için geleceğin bilimsel işgücü olma yolunda çalışmanın ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.
2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD’nin bilime yaptığı kamu yatırımlarının ekonomik büyümeyi ve istihdamı artırdığını ve halkın yaşam kalitesini artıran birçok yeni ürünün ortaya çıkmasına yol açtığı çok iyi bilinmektedir. Küresel bir lider ülke olmanın, ülkelerin ulusal güvenliğini etkili bir şekilde korumasına, ekonomik büyümeden faydalanmasına, yeni teknolojilerin uygulanmasına yönelik etik ve standartlar oluşturmasına ve yumuşak güç ve diplomasi kullanmasına olanak sağladığı bilinmektedir.
Ülkelerin Bilim ve mühendislik alanındaki küresel rekabet gücü, hem ülkenin teknolojik açıdan ileri faaliyetleri gerçekleştirmek için donanımlı bir iş gücü geliştirmesine hem de temel ve uygulamalı araştırmalar ve deneysel geliştirme için araştırma ve geliştirmeye (Ar-Ge) yaptığı yatırımlara bağlı olduğu bilinmektedir. Gelişmiş endüstriler ülkelerin ekonomisinin küresel rekabet gücünü güçlendirirken, bu endüstrilerdeki gücün temel göstergesi, firmaların yeni yenilikler üretmek için Ar-Ge ‘ye yatırdığı miktar olduğu da artık iyi bilinmektedir. Çin, yenilik ekonomisinde küresel liderlik için ABD’ye meydan okurken, bu iki ülkenin gelişmiş endüstrilerinin özel Ar-Ge harcamalarında nerede durduğu Şekil 1’den de rahatça görülmektedir (Long ve Atkinson, 2023). ABD hala Ar-Ge ‘ye en fazla parayı yatırırken, Çin’in Ar-Ge ‘ye yatırım oranı ABD’nin 2 katıdır ve Çin artık ABD yatırımlarını geçme yolunda ilerlemektedir. Dolayısıyla bu yatırım daha fazla araştırma çıktısı üretmiştir. Çin’in 2015 yılına göre faz 1’den faz 3’e kadar olan denemelerdeki küresel ilaç payı 2013’te %4’ten %28’e çıktı ve patent sayısında Çin, ABD’yi geride bıraktığı bildirilmiştir. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi, en büyük üreticisi ve en büyük alacaklısı olan Çin’in ekonomik kalkınmasına artan katkı, tam teşekküllü ve hızla güçlenen bilim ve teknoloji kompleksinden kaynaklanmaktadır.
Hakemli Bilim ve Mühendislik dergilerindeki makalelerle ve konferans bildirileri ile ilgili veriler, hızla genişleyen araştırma faaliyeti hacmini ve ürettiği yeni bilgiyi, orta gelirli ülkelerin artan katılımını ve bilimsel yeteneklerini ve uluslararası iş birlikleriyle gösterilen genişleyen araştırma ekosistemini yansıtır. Araştırmayı yaymanın birincil yöntemi, hakemli dergilerde ve konferans bildirilerinde makalelerin yayınlanmasıdır (Schneider ve ark., 2023). Konferanslardaki araştırma yayınları ve sunumlar, araştırma bulgularının yayılması için ana mekanizmaları temsil eder. Sunumlar, konferans bildirilerinde yayınlanan araştırma literatüründe yer alır. Yayınlanmış literatür, bilimsel aktivitenin ve küresel araştırma ortaklıklarının bir göstergesidir. 2021 yılında bir dönüm noktasını daha geçerek ilk kez Çinli bilim insanları ABD veya AB’deki meslektaşlarından daha fazla makale yayınladılar (Şekil 2). Bu sonucu doğrulayan başka bir rapor da Japonya’nın Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikası Enstitüsü (NISTP) tarafından yayınlanmıştır. Rapora göre Çin’in hem bilimsel araştırma çıktılarında hem de “yüksek etkili” çalışmalarda dünya lideri olarak ABD’yi geride bıraktığı bildirilmiştir(The Guardian, 2022). Bu durum 2108 yılına göre Dünyada en çok Bilim ve Mühendislik makalesi üreten ülkeler ve global paylarından da açıkça görülmektedir (Şekil 3). Şekil 4’ten görüldüğü üzere ülkelerin gelir düzeyleri ile Bilim ve mühendislik alanında üretilen yayın sayıları arasında pozitif bir korelasyon olduğunu açıkça görebilmekteyiz. 2022 yılında Bilim ve Mühendisliğin tüm alanlarındaki Scopus dergilerinde yayınlanmış makale ve konferans bildiri sayılarının karşılaştırıldığı Şekil 5, 6’ya göre ilk 15 sırayı Çin, ABD, Hindistan, Almanya, İngiltere, Japonya, İtalya, Rusya, Güney Kore, Kanada, İspanya, Brezilya, Fransa, Avustralya ve İran almaktadır. Bu durum Gelişmiş ülkelerin bilim ve AR-GE üretiminde ne kadar önce olduklarını göstermektedir. Scopus Bilim ve Mühendislik yayınları veri tabanından alınan verilere göre, küresel yayın çıktısı 2022’de 3,3 milyon makaleye ulaşmıştır. 2012’den 2022’ye kadar küresel yıllık yayın toplamı %59 arttığı bildirilmiştir. 2022’de en fazla Bilim ve Mühendislik yayın hacmine sahip ülkeler sıralamasında, genel üretim seviyelerinde sırasıyla %173 ve %6 büyümelerine rağmen küresel çıktının %27’sine sahip olan Çin 1. sırayı ve %14’üne sahip olan ABD 2. sırayı almıştır.
Yayımlanan makalelerin toplam üretiminin ölçümlerine ek olarak, bu makalelerin bilimsel önemini ölçen göstergeler, Bilim ve mühendislik girişiminin canlılığını ve rekabet gücünü değerlendirmede yardımcı olur. Bir makale birçok başka makale tarafından referans alındığında (=atıf), olağanüstü bir bilimsel etkiye sahip olduğu kabul edilir (Garfield, 1973). Ek olarak, yayınlanan literatürün nasıl atıf aldığının analizi, araştırma çıktısının etkisine ilişkin içgörü sağlar. Bilimsel yayınlar, bilimsel çıktının kamusal kullanımına olanak tanıyan önemli bir bağlantı görevi görür (Yin ve diğerleri, 2022). Yayın çıktılarına göre uluslararası karşılaştırıldığında Çin’in araştırma çıktısı oranı, son 10 yılda dünyanın yıllık ortalamasının neredeyse 2 katı kadar hızlı büyürken, ABD ve AB çıktısı, dünyanın yıllık büyüme oranının yarısından daha az büyüdüğü ortaya çıkmıştır. ABD ve AB ülkelerinden gelen araştırma makaleleri en fazla etkiye sahip olmaya devam ediyor; ancak Çin, dergi makalelerine ve konferans bildirilerine yapılan atıflarla ölçüldüğünde etkili yayınlar üretmede hızlı bir artış gösterdi. Bilimsel alanlardaki uzmanlaşma dergi makaleleri ve konferans bildirileriyle ölçüldüğünde ülkeler arasında farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır: ABD, AB ve Japonya sağlık bilimlerinde daha uzmanlaşmışken, Çin ve Hindistan mühendislikte daha uzmanlaşmış durumdadır. Uluslararası iş birliklerinin son 10 yılda arttığı görülmüştür. Şekil 7 Uluslararası iş birliklerinin (collaboration), global Bilim ve mühendislik alanında bilimsel yayınlardaki paylarında büyümeye devam ettiğini göstermektedir. 2012’den 2022’ye kadar, birden fazla bölge, ülke veya ekonomideki kurumlarla bağlantılı yazarların makalelerinin payı %19 artmış olduğu ve buna ilaveten 2022’de ABD’nin çok sayıda uluslararası iş birliğine dahil olduğu özellikle üretilen ABD makalelerinin %40’ında uluslararası bir ortak yazar bulunduğu bildirilmiştir. En çok sayıda yayın üretmiş ülkelerin kendi toplam çıktıları arasında uluslararası iş birliklerinin son 15 yılda artmıştır ve işin ilginç yanı birbirleriyle global rekabet eden Çin ve ABD en çok iş birliği yapan iki ülke olmuştur (Schneider ve ark., 2023, National Science Foundation, 2023).
Çok atıf alan makaleler üreten yazarların, yapmayanlara göre daha fazla bilimsel etkiye (=impact) sahip olduğunu göstermektedir. Genişletildiğinde, belirli bir alanda en çok atıf alan makaleleri üreten yazarlara sahip ulusların, daha büyük etkiye sahip araştırma sonuçları ürettiği kabul edilmektedir. Bu atıf ölçümüne göre makalelerin en üst %1’inde yer alanlar, çok atıf alan makaleler (HCA) olarak belirlenir. Ulusal düzeyde bilimsel etkiyi temsil etme yöntemi, belirli bir ulusun bilimsel çıktısının belirli bir yıldaki HCA arasındaki payını hesaplar (Ke ve ark., 2015). Şekil 8’den görüldüğü üzere Bilim ve Mühendislik alanında 2006-20 arasında en çok atıf alan ilk %1 lik yayın yapan ülke ABD olurken Çin AB-27’yi geçerek 2. sıraya yükselmiştir. Çin’in yıllık makale çıktısı ABD’ninkini aşsa da Çin’in makalelerinin en çok atıf alan makaleler arasında o kadar iyi temsil edilmediği de görülmektedir (Şekil 8). Ancak, Çinli araştırmacılar tarafından yayınlanan makalelerin etkisi 2006’dan bu yana önemli yıllık artışlar gördüğü ve 2020 itibarıyla Çin’in en çok atıf alan makaleler arasındaki varlığının AB-27 ve Japonya’nın varlığını geçtiği bildirilmiştir. Şekil 9’dan görüldüğü üzere 2020 yılına göre en çok atıf alan ilk %1 lik yayınları sosyal bilim dergilerinde Çin, diğer bilim ve Mühendislik alanındaki dergilerde ABD ilk sırayı almıştır. AB-27, Japonya ve Hindistan da onları takip etmiştir. ABD ve AB ülkelerinden yayınlanan makalelerin, astronomi ve astrofizik, biyolojik ve biyomedikal bilimler, jeoloji bilimleri, sağlık bilimleri, psikoloji ve sosyal bilimler alanlarında nispeten daha fazla uzmanlaşma ve etki sergilediği bildirilmiştir. AB ülkelerinin doğal kaynaklar ve koruma ile matematik ve istatistik alanlarında uzmanlaşma ve etki gösterirken, Çin’in yayınlarının, tarım bilimleri, kimya, bilgisayar ve bilgi bilimleri, mühendislik, malzeme bilimi, doğal kaynaklar ve koruma ve fizik alanlarında en fazla uzmanlaşma ve etkiyi gösterdiği açıklanmıştır.
Ülkelerin STEM işgücünü geliştirmenin anahtarının ilköğretim (K-12) fen eğitiminin iyileştirilmesi olduğu için çocukların doğuştan gelen meraklarının beslemesi ve onların aslında bilim insanı olarak öğrenmelerine yardımcı olmanın ne kadar önemli olduğu vurgulanan konuşmada, ayrıca üniversitelerin endüstriyle etkileşim kurallarını modernleştirmenin araştırma ortamındaki araştırmanın nasıl finanse edildiğiyle de ilişkili olduğu bildirilmiştir. ABD’nin bilimsel liderliğini iyileştirme fırsatları arasında K-12 eğitiminin iyileştirilmesi, bürokrasinin azaltılması, ulusal bir araştırma stratejisinin oluşturulması, üniversite-sanayi iş birliklerinin güçlendirilmesi, uluslararası ortaklıklarının güçlendirilmesi ve Bilime güvenin geliştirilmesinin önemli olduğunu vurgulanmıştır. Ayrıca, Bilim insanlarının güvenilir, ihtiyatlı, önyargısız, kendi kendini düzelten ve faydalı araştırmalar ürettiklerini göstermesi, her düzeydeki araştırmacılar, mükemmel ve güvenilir araştırmalar ürettikleri için ödüllendirilmesi ve araştırma topluluğu, bilimin halka iletilmesinde mükemmelliği desteklemesi gerektiği de ifade edilmiştir.
Bilindiği üzere, içinde bulunduğumuz bilgi ve birikim çağı bilimsel araştırmaya, yaratıcılığa ve yeniliğe dayanmaktadır. Bilimsel araştırmaların artan çabaları ve başarılarıyla desteklenen bilgi ve iletişim devrimi, bilim ve teknolojiye ilişkin çoğalmış ve çeşitli bilgilere yol açmaktadır. Yaratıcılık inovasyonun başlangıcıdır. Yaratıcılık inovasyon için olmazsa olmazdır; ancak, kendi başına yeterli değildir. Fikirler, etkililiklerini ve ilişkili süreçlerini belirlemek için gerçek hayatta pratik olarak incelenmeli ve denenmeli ve bu süreçlerin asgari maliyet ve daha az çabayla yönetilmesi sağlanmalıdır. Yaratıcı fikirler bireyler tarafından üretiliyorsa, yenilik bu tür yaratıcı fikirleri kuluçkaya yatıran kurum ve kuruluşlar tarafından üretilir (Al-Youbi, ve ark., 2021). İşte burada araştırmacılarda, araştırma merkezlerinde ve bilimsel bölümlerde temsil edilen bilgi, yaratıcılık ve inovasyon üretebilen insan varlıkları ve araştırma kurumlarıyla temel bir kaynak olarak devreye girmesi gereken üniversitelerin ne kadar önemli bir rol oynadığı ortaya çıkmaktadır. Zira ülkelerin ekonomik kalkınması ancak yaratıcılık ve inovasyona, gelişmiş endüstriler için artan rekabet gücüne, verimliliği artırmaya ve yatırım risklerini yönetmeye ve bunları yerine getiren yüksek vasıflı insan kaynakları sayesinde olmaktadır. Bir başka deyişle toplumun tüm kesimlerinin önderlerini ve kaliteli insan gücünü yetiştiren yani bir ülkenin geleceğinin inşaa edildiği yerler olarak bilinen Üniversiteler, içinde bulunduğumuz yüzyılda bilgiye dayanan ekonomi için ekonomik kalkınmanın bir itici gücü ve üretim süreçlerinin en önemli oyuncularıdır. Bilim ve teknolojide ön sıralara çıkmış üniversiteler, yeniliklerin ve teknolojilerin üretilmesi kadar bunların iş dünyasına ve topluma kazandırılmasını da sağlar ve dolayısıyla ülkenin ekonomik büyüme işini desteklemeye katkıda bulunurlar.
Bilgi ve düşünme, sürekli gelişmeye katkı yaptığı için yaratıcılığın temel araçları olarak bilinmektedir. Dolayısıyla Bilgi, yeni fikirler üretme ve geliştirmeye ilaveten rekabet yeteneklerini en iyi hale getirmek için entelektüel sermaye olduğu içinsürdürülebilir kalkınmayı sağlamayı önemseyen ülkelerin ve ürünlerinin dünya liginde statüsünü korumaya çalışan küresel şirketlerin, üniversiteler ve araştırma merkezleri gibi bilimsel kurumların en önemli odağıdır. Dolayısıyla Bilgiye sahip bir toplum demek, başa çıkma, etkileşimde bulunma, katkıda bulunma, katılma, üretme, yaratma ve yenilik yapma alanında en önde yer almak demektir. Zira, ABD, Japonya ve Avrupa Birliği gibi gelişmiş ülkeler GSMH’nın % 6’sını eğitime ayırarak eğitimin öneminin farkında olduklarını göstermiştir (Kennedys, 1995). Bilim, teknoloji ve ekonomik alanda kalkınma, ülkelerin üretkenlik, verimlilik ve refahında artışa yol açarken, toplumdaki gelişme de ancak eğitimle olabilmektedir.
SONUÇ
Yurdumuzun kurucusu yüce önder Atatürk Hayatta en gerçek kılavuzun bilim ve fen olduğunu vurgularken aslında ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesine ulaştıran formülü de vermiştir. Bu söz aslında yönümüzü kaybettiğimizde bile doğru yolu bulmamızı sağlayacak şeyin sadece akıl ve bilim rehberliği olduğu çok derin manalar taşıyor. Çünkü bilim yalnızca gerçeği arar ve ona değer verir dolayısıyla ancak bilime değer veren ve bilimi kendine rehber yapan uluslar gerçeğin yolunda ilerleyerek gelişir ve refah seviyelerini yükseltir.
Yararlanılan Kaynaklar
- Al-Youbi, A.O., Zahed, A.H.M., Nahas, M. A., Hegazy, A. A., 2021, The Leading World’s Most Innovative Universities, Springer, Switzerland, https://doi.org/10.1007/978-3-030-59694-1.
- Elsevier, 2024, https://www.elsevier.com/products/scopus?dgcid=RN_AGCM_Sourced_300005030, Erişim 24 Ağustos 2024.
- Garfield, E., 1973, Citation Frequency as a Measure of Research Activity and Performance. Current Contents 5:406–8, http://www.garfield.library.upenn.edu/essays/V1p406y1962-73.pdf, Erişim 24 Ağustos 2024.
- https://ncses.nsf.gov/pubs/nsb20243/discovery-u-s-and-global-r-d, Erişim 24 Ağustos 2024.
- https://www.statista.com/chart/20347/science-and-engineering-articles-published/, Erişim 24 Ağustos 2024.
- https://www.stlouisfed.org/on-the-economy/2018/february/china-overtaken-us-terms-innovation, Erişim 24 Ağustos 2024.
- Ke, Q., Ferrara, E., Radicchi, F., Flammini, A., 2015, Defining and Identifying Sleeping Beauties in Science. Proceedings of the National Academy of Science 112(24):7426–31, https://doi.org/10.1073/pnas.1424329112, Erişim 24 Ağustos 2024.
- Kennedys, P., 1995, Yirmibirinci Yüzyıla Hazırlanırken, Türkiye İş Bankası Yayınları, s. 234.
- Long, T., Atkinson, R.D., 2023, Innovation Wars: How China Is Gaining on the United States in Corporate R&D, ITIF (Information Technology&Innovation Foundation), July, 2023, https://www2.itif.org/2023-us-china-corporate-rd.pdf, Erişim 24 Ağustos 2024.
- National Academy of Sciences, 2024, The State of the Science Address, Jun 26, USA, https://www.nationalacademies.org/event/41687_06-2024_the-state-of-the-science, Erişim Ağustos 2024.
- National Center for Science and Engineering Statistics, 2023.
- Schneider, B., Alexander, J., Thomas, P., 2023, National Science Foundation, Science and Engineering Indicators, December 11, 2023Publications Output: U.S. Trends and International Comparisons, https://ncses.nsf.gov/pubs/nsb202333, Erişim 24 Ağustos 2024.
- The Economist, Oct 11th 2023, American and Chinese scientists are decoupling, too, https://www.economist.com/science-and-technology/2023/10/11/american-and-chinese-scientists-are-decoupling-too, Erişim 24 Ağustos 2024.
- The Guardian, 2022, https://www.theguardian.com/world/2022/aug/11/china-overtakes-the-us-in-scientific-research-output#:~:text=China%20published%20a%20yearly%20average,research%20output%2C%20the%20report%20found, Erişim 24 Ağustos 2024.
- Trinh, NTH. 2023, Higher Education and Its Role for National Development. A Research Agenda with Bibliometric Analysis. Interchange (Tor: 1984) 54(2):125-143. https://doi.org/10.1007/s10780-023-09493-9
- Yin, Y., Dong, Y., Wang, K., Wang, D., Jones, B.F. 2022, Public Use and Public Funding of Science. Nature Human Behavior 6:1344–50. Available at https://doi.org/10.1038/s41562-022-01397-5, Erişim 24 Ağustos 2024.