17-18 Nisan 2010 tarihleri arasında Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği bünyesindeki Hukuk ve Etik Kurulu aracılığı ile Ankara’da kendi uzmanlık alanlarına yönelik olarak "Bilirkişilik Kursu" düzenledi.
Yargıtay’ın çok deneyimli yargıçlarının, hukuk fakülteleri öğretim üyelerinin, kadın-doğum uzmanlık alanının tecrübeli hekimlerinin ve adli tıp alanının uygulamadaki tecrübeli uzmanlarının eğitici olarak katıldıkları kursa, yetmiş civarında kadın-doğum uzmanı katıldı. Çok önemli deneyimlerin aktarıldığı ilk günden sonra ikinci gün, uygulamadan seçilmiş beş olgu üzerinden bilirkişilik raporları ile ilgili çalıştay yapıldı.
Bilindiği üzere insanlık tarihi sürecinde başlangıçtan bu yana var olan hekimlik mesleği, her dönemde en riskli mesleklerden biri olmuştur. Özellikle bilim ve teknolojideki hızlı gelişmelerle hekimlik mesleğindeki risk oranı giderek artmaktadır. Söz konusu risk sadece hastalar ya da meslek adamları için değil, riski üstlenen başta devlet olmak üzere sigorta şirketleri açısından da sorun teşkil etmektedir. Bir yandan tanı ve tedavi yöntemlerindeki hızlı teknolojik gelişmeler sağlam ve hasta bireyin beklentilerini yükseltirken, diğer yandan internet başta olmak üzere iletişim araçlarının kullanımı bilgiye ulaşımı artırarak her alanda olduğu gibi hekimlik uygulamalarında da sorgulamayı artırmıştır.
Temel tıbbi ilkeler açısından yararlılık ilkesi ve zarar vermeme ilkesinin getirdiği tıp adamlarının sorumluluğu, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren tıbbi terminolojide farklı kavramların yer almasına ya da bilinen kavramların yeniden yorumlanmasına neden olmuştur. İzin verilen risk (Kabul edilebilir risk), komplikasyon ve medikal malpraktis tıp meslek adamının sorumluluğu ile ilgili bilinmesi gereken kavramlardır.
İzin verilen risk (Kabul edilebilir risk) kavramı özellikle hukuki anlamı ön plana çıkan, bununla birlikte çoğu mesleki faaliyette yer alan bir kavram olup beraberinde risk tanımını, risk analizini ve risk yönetimini de barındırır.
Komplikasyon ise tıbbi bir kavram olup, bazı nüanslara karşın hukuki nitelikteki izin verilen risk (Kabul edilebilir risk) kavramını karşılamaktadır. Komplikasyon bir hastalığın seyri esnasında bu hastalığın temel bir parçası olmamakla birlikte ortaya çıkan marazi haller için kullanılmaktadır.
Sorumluluk hukuku açısından farklı bir anlam içeren izin verilen risk (Kabul edilebilir risk) ve komplikasyon kavramlarının aksine medikal malpraktis tıbbi uygulamalarda tıp meslek adamının sorumluluğunu belirten bir kavramdır.
Hekim-hasta arasında uyuşmazlığa neden olmuş ve bu nedenle yargının çözümüne sunulmuş bir tıbbi müdahalede bu kavramların yorumlanması çok büyük önem taşımaktadır. Özellikle tıp adamlarının bakış açısı ile hukuk adamlarının bakış açıları arasında yaşanan farklılıklar nedeni ile küskün ya da kızgın tarafların yaratılması daha büyük sorunlara neden olmaktadır.
İşte bu kursun ana hedeflerinden biri yargıya taşınmış hasta-hekim ilişkilerinin değerlendirilmesinin yapılmasıydı. Hukukçular, yargının olayı değerlendirirken nelere dikkat ettiklerini Yargıtay kararları ile ortaya koyarken, hekimler de hekimlik mesleğinin uygulamadaki zorluklarını ve hekimlik mesleğinin teamüllerini ortaya koyarak ortak bir bakış açısının oluşturulmasına katkı sağlamışlardır. Emeği geçen herkese teşekkürler.