Fiziksel tıp ve rehabilitasyon hekimi (fiziyatrist), özürlü çocukların motor gelişimleri yanında onların duygusal, duyusal ve bilişsel ilerleme basamaklarını da iyi bilmelidir. Zira hepsi birbirlerini doğrudan etkiler; bir yandaki bozukluk diğer tarafta da olumsuzluğa yol açabilir. Fiziyatrist, örneğin serebral palsili bir çocuğu tedavi ve rehabilite ederken gelişimini bir bütün olarak göz önünde bulundurmazsa, yapılacak işlerin büyük bir bölümü eksik kalacaktır.
Bilişsel gelişim dönemleri, Piaget’in sınıflandırmasında ayrıntılı olarak ortaya konmuştur. Burada dört ana bölümde incelenen dönemler sırasıyla “Duyusal Motor Dönem”, “İşlem Öncesi Dönem”, “Somut İşlemler Dönemi” ve “Soyut İşlemler Dönemi”dir.
Somut işlemler döneminde çocuk, bazı işlemleri zihinsel olarak yapabilecek durumdadır. Gruplama, sınıflama yeteneği gelişmiştir. Çocuğun düşünme süreci, gözlenen gerçek olaylara yöneliktir; somut olduğu sürece karmaşık problemleri çözebilir. Çocuk bu dönemde dili etkili olarak kullanmakla birlikte soyut problemleri çözemez. Vatan, millet, ahlak, vb. soyut kavramları anlayamaz. Soyut işlemler döneminde ise çeşitli ideal fikirler, değerler, inançlar gelişmeye başlar. Toplumun yapısına, felsefeye, politikaya ilgi artar. Soyut işlemler döneminin özelliklerini kazanabilmek için “çevre” çok önemlidir. Birçok yetişkin, soyut işlemleri geliştiremez. Bunun en önemli nedeni de içinde yaşadıkları çevrenin niteliğidir.
Bugün Dünya’mızda yaşanan çöküntünün kanaatimce en büyük nedeni, gerek aile, gerekse okul tarafından yanlış/yetersiz eğitimlerin sonucunda insanların somut işlemler döneminde takılı kalmalarıdır. Bu dönemi atlatamayan ergenlerden bazıları (ki toplum için en zararlı bireyler bunlardır), soyut/yararlı bir kavramı benimsemeksizin, “yönetme”, “hüküm sürme”, “galip olma”, “ahkâm kesme”, gibi eylemlere karşı vazgeçilmez bir düşkünlük içine girerler. Genellikle böyle insanlar çok ihtiraslı ve benmerkezcidirler; hatta çıkarları doğrultusunda yalancılık ve iftiracılık başta olmak üzere birçok kötü huyu da benimsemiş olabilirler. Bunlar soyut işlemler döneminde gelişecek kavramlara sahip olamadıklarından, yaşantılarını ve yaptıklarını sadece kendi çıkarları doğrultusunda planlarlar ve her türlü melanet yolu kendilerine hak görürler, toplumsal yararlılığı olacak düşünceleri reddederler.
Bu türdekilerin yırtıcılığı ve arsızlığı öylesine tehlikeli boyutlara ulaşabilir ki, soyut işlemler döneminde gelişmekte olan (bu dönemdeki ilerlemenin sonu elbette yoktur) bireyler genellikle bu yoz kişilerden hep uzakta kalmayı tercih ederler ve doğrulukla çalışacaklarına rağmen huzursuz olmamak için karar verme mekanizmalarında bulunmaktan hep kaçarlar. İşte buradaki açmaz, insanlığın en büyük çelişkisi olarak karşımıza çıkmakta ve Dünya’nın her geçen gün felakete sürüklenmesine neden olmaktadır!
Bu paralelde “demokrasi” kavramının da elbette dikkatlice ve detaylıca yeniden irdelenmesi gerekmektedir. Mevcut demokratik sistemler içinde, doğrunun sesini duyurabilmesi ve eşitliğin devam ettirilebilmesi çok zorken, habislerin istediklerine ulaşmaları mümkün olabilmektedir. Örneğin bugün Dünya’nın süper gücü olarak anılan ülkesi, demokrasi getirmek adına başka bir ülkeyi, demokratik olduğu savunulan bir yönetim şekli ile kolaylıkla katledebilmektedir. Veya bildik diaspora, bilimsel gerçeklere rağmen, çeşitli demokrasilerin parlamentolarından galiz kararları çıkartabilmektedir. Eğer demokrasi kavramı irdelenmezse, bugün örneklerini çokca gördüğümüz oyunların ve Dünya’nın yok olmasına neden olabilecek bilinçsiz yaşantı tarzının önüne geçmek olanaksızlaşacaktır.
Çocukların bilişsel gelişim seviyelerinin bilinmesi/ilerletilmesi onların rehabilitasyonları açısından büyük önem taşımaktadır. Bu konuya önem verilerek düzenlenen yeni rehabilitasyon programları günümüzde daha çok öne çıkmaktadır. Benzer şekilde, Dünya’mızın “mutlu” olabilmesi için de çocukların ve tüm insanların bilişsel seviyeleri dikkate alınmalı ve iyi yönde geliştirme çalışmaları yapılmalıdır. İnsanlığın bugünden başlayarak soyut işlemler dönemine özen göstermesi uzun vadede çözümü sağlayacaktır. Somut işlemler döneminde kalmışların karar verme mekanizmalarından bir şekilde uzaklaştırılmaları ise kısa vadeli çözüm olarak görülebilir. En iyi öteleme yöntemi, doğru insanların güç birliği içinde hareket etmeleri olacaktır. Ancak burada büyük bir problem karşımızda çözülmeyi beklemektedir! Bu tür bireyler nasıl bir araya gelecek ve görevdeşlik sağlayacaklardır..?