Çağımızın önemli problemlerinden biri, hiç şüphesiz çocuk haklarıdır. Bu nedenle anne baba hakkı ile ilgili bir makale yazdıktan sonra, çocuklarımıza karşı olan görevlerimiz hakkında da bir makale yazdım. Orada konu ile ilgili çeşitli ayet ve hadislere yer verdim. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) çeşitli hadislerinde verdiği bazı bilgileri çok özet halinde hatırlatmak istiyorum. Çocuklarımız dünyaya geldiği zaman, kendi inancımıza, kültürümüze ve dilimize göre uygun, güzel anlam ifade eden bir isim vermeliyiz. Toplumda kötü anlam çağrıştıran, hoş karşılanmayan bir isimi onlara vermemeliyiz. Onları helal lokma ile beslemeliyiz. Onları yaşına göre çeşitli konularda eğitmeliyiz ve zamanı gelince onları evlendirmeliyiz. Anne babanın, hayatın her safhasında çocukları ile ilgilenip onlara nasihat etmeleri gerektiği gibi, özellikle anneler kızları ile arkadaş gibi davranıp onları aile eğitimi konusunda aydınlatmalıdırlar. İlmi kaynaklarda yer aldığına göre, İslâm’dan önceki dönemlerde Arap kabile reislerinden biri, kızını o zaman için Arapların ileri gelenlerinden biri ile evlendirecek olmuş. Kızın annesi Haris kızı Ümame, gelin olacağı gün kızını karşısına oturtmuş, asırlardır tazeliğini ve kıymetini muhafaza eden nasihatlerde bulunmuştur. Okuyacak arkadaşlarımıza faydalı olabileceği ümidi ile, burada o annenin kızına yapmış olduğu nasihatlere yer vermek istiyorum:
“Yavrum! Vasiyet ve nasihat, bir kimseyi hayra sevk etmek içindir. Edepli ve terbiyeli olmak yahut zengin birinin evladı olarak herkesin yanında kabul ve haysiyetli durumda bulunmak insana hafi gelseydi, sana nasihat etmeyi gerekli görmezdim. Aslında nasihat ve tavsiye, unutulanın hatıra gelmesine, bilinmeyenin öğrenilmesine sebep olur. Bunun için nasihatte birçok faydalar vardır.
Sevgili kızım! Bir kız, annesi ve babası zengin diye evlenmeye muhtaç olmasaydı, senin hiçbir zaman kocaya ihtiyacın olmazdı. Fakat durum bildiğin gibi değildir. Erkekler bizim için yaratıldığı gibi, biz de erkekler için yaratılmışızdır.
Kızım! İçinde büyüdüğün bir yuvadan çıkıp hiç bilmediğin, tanımadığın bir eve gireceksin. Şimdiye kadar görüşüp konuşmadığın, huyunu bilmediğin birine hayat arkadaşı olacaksın. Sen onun hizmetçisi ol ki, o da sana köle olsun.
Yavrum! Sana şimdi bazı nasihatlerde bulunacağım. Onları iyice öğrenip onlara uygun şekilde hareket edersen, kocanla aranız hiçbir zaman bozulmaz ve hayatın boyunca rahat edersin. Ayrıca bu dünyada mutlu bir ömür geçirdiğin gibi, ahirette de ebedi saadete ulaşırsın:
1 – Kanaatkâr ol! Yani, kocan tarafından getirilen yenilecek veya giyilecek her şeyi memnuniyetle kabul et. Çünkü kanaat, kalbi huzura kavuşturur.
2 – Söylenenleri daima iyi dinle ve her zaman itaat üzere bulun. Kocana itiraz etme. Onunla kaynaşmaya gayret göster. Bu şekildeki hareketlerin, aynı zamanda Allah’ın rızasına uygun olur.
3 – Kocanın görmesi muhtemel olan her yere itina ve ihtimam göster. Gözüne çirkin bir şeyin ilişmesinden sakın.
4 – Kötü koku yayılma ihtimali bulunan şeylere ve yerlere dikkat et. Onları araştır, bul ve temizle. Evin, her zaman güzel kokularla dolu olsun.
5 – Şunu iyi bil ki temizlik ve letafet, en iyi şekilde su ile mümkündür. Her şey, su ile temizlenir. İçme ve kullanma sularının temiz olmasına çok dikkat et.
6 – Eşinin yemek saati ile uyku zamanına dikkat et. Yemeğini, adeti nasılsa ona göre hazırla. Vaktinde uyuması için, işlerini zamanında bitir. Çünkü açlık, insanı ateşlendirir. Uykusuzluk ise, insanın öfkelenmesine sebep olur.
7 – Evinin mallarını ve eşyasını iyi koru. Mal ve eşyayı koruman, senin iyi iş bildiğini gösterir.
8 – Eşinin yakınlarına güzel muamelede bulun. Böyle davranman, senin iyi idareci olduğunu belirtir.
9 – Kocanın sırlarını hiç kimseye söyleme. Eğer onun sırlarını etrafa yayacak olursan, sana darılır. Böyle bir durumda, sana karşı vefasızlık etmeyeceğinden emin olamazsın.
10 – Eşine hürmet et, sana yönelttiği emirlerini yerine getir. Sözlerinin aksini söyleyerek, ona karşı gelme. Eğer karşı gelir ona isyan edersen, sana karşı kızıp öfkelenmesine, hatta düşmanca hareket etmesine sebep olursun. Eşinin üzüntülü ve kederli zamanlarında, onun yanında neşeli görünme. Onun üzüntüsünü onunla paylaş. O neşeli ise, sen de neşeli görünmeye çalış.
11 – Kızım! Kocana ne kadar hürmet ve tazimde bulunursan, kendini ona o kadar çok sevdirirsin. Onun rızasına ne derece uygun hareket edersen, o nispette sevgisini kazanırsın.
12 – Bunları yapabilmen için, onun isteklerini kendi heva ve heveslerine, onun rızasını kendi arzularına tercih etmenle mümkün olabilir.[1]
Ümame Hanım kızına nasihat ederken, konuşmalarını bu şekilde maddeler halinde sıralamamıştır. Onun konuşmaları veciz ifadelerle anlatılmıştır yani o, çok daha edebi bir şekilde kısa cümleler kullanarak az ve öz konuşmuştur. Aslında onun bu nasihatlerinde yer alan bilgiler, bir kadının efendisine karşı olan görevleri ile ilgili bulunmaktadır. Fakat bu nasihatler, aslında bir annenin evlenecek kızına yönelik bir telkin olması hasebiyle, çocuklarımıza karşı olan görevlerimizden de sayılmaktadır. Çünkü bu tür nasihatler, mutluluğun yolunu en güzel bir şekilde göstermektedir.
Mutlu olmanın yolunu arayan veya çocuklarına mutlu olmanın yolunu göstermek isteyen okuyucularımıza yararlı olması dileği ile.
Herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
KAYNAKLAR
[1] Ahmet Zeki safve, Cemheretu Hutubi’l-Arab, Şirketu Mektebe ve Matbaati Mustafa el-Babî el-Halebî, Mısır 1962, I, 145 vd.
3 yorum
Sayın hocam, sanırım yazdıklarınız, bir işte çalışmayıp ev hanımı olacaklar içindir.9
Efendim! selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. İlginize teşekkür ediyorum. Allah sizlerden razı olsun. Dediğiniz gibi, bu nasihatlerin yapılmış olduğu dönem, İslam’dan çok öncedir. O zamanki anne bunları, dediğiniz gibi çalışmayan, ev hanımı olan kızına söylemiştir. Çalışan bir bayan için de imkanlar nispetinde aynı şeyler söylenebilir. Ancak bu tür nasihatler, erkek için de geçerlidir. Hangi dönem ve hangi şartlar olursa olsun, asıl mesele, karı koca arasındaki karşılıklı saygı, sevgi, dürüstlük ve iyi niyettir. Acizane kanaatime göre, karı koca birbirlerine karşı dürüst ve samimi davransalar, biyolojik bedenleri ayrı olsa da, tek bir ruh gibi olurlar. İşte o zaman mutluluk denilen şeyi yakalamış olurlar. Önemli olan karşılıklı saygı, sevgi, dürüstlük ve sadakat neticesinde güveni sağlamaktır. Saygılarımla!