Sait Faik’in “Bir insanı sevmekle başlar her şey.” deyişine zıt olarak, dünyanın vahşi yaşam şekline türlü örneklerle hep tanık oluyoruz. İşin ironik tarafı ise ormandaki hayvanların dahi medeni bir yaşam sürdürdükleri gerçeğidir! En azından çoğu türde, hayvanlar, örneğin; kendi dişilerine karşı çok daha sevgi dolu yaklaşıyorlar. İnsanlar arasında ise gün yok ki bir kadın eşi tarafından dövülmesin ve hatta öldürülmesin. Bizim ülkemizde de kabadayılık özendiriciliği ve hâkimiyeti arttıkça, kadına ve genel anlamda insana taciz daha sık görülmektedir.
Artık dünyada yüksek nitelikli insan istenmemektedir. Bu doğrultuda “meslek” sahibi olabilmenin önemi de azaltılmaktadır. Mesleğe saygı göstermek yerine, mesleği ve bu mesleği hakkıyla yapanları hedef göstermek yaygınlaşmaktadır. Bu paralelde örneğin; sanat ve sanatçı da nasibini alarak küfre maruz kalmaktadır. Çünkü uluslararası büyük şirketler, üstün niteliklere sahip olan kişileri köle şeklinde, ucuza çalıştırmak istemektedirler. Bunu gerçekleştirebilmek için de bilgiye, kültüre ve görgüye sahip olanın değersizleştirilmesi gerekmektedir.
Bu ortamda, özellikle hedef gösterilen hekimlere de şiddetin artması doğaldır. Peki hekimler neden hedef gösterilmektedir? Çünkü uluslararası şirketler ülkemizde sağlık üzerinden büyük paralar kazanmak istemektedirler. Bu yüzden hekimlerin değersizleştirilmeleri ve köleleştirilmeleri sağlanmalıdır. Bir meslek erbabının, bir hekimin nasıl yetiştirildiğini hangi uluslararası büyük şirket kale alır? Onları büyüten anne-babaların haklarını kim umursar? Bir hekimin hekim olabilmek için nasıl çalıştığını kim takdir eder? Öte yandan, yüzyılımızın bu şartları altında hekim kalitesinin gün geçtikçe düşeceğini kim kafaya takar? Halkın, “sözde” sağlık hizmeti aldığına kim aldırış eder? Yanlış tedavilerden, gerekmeyen ameliyatlardan, gereksiz tetkiklerden kim rahatsızlık duyar? Esas hedef daha çok paradır; ne doktorun seçkin olmasına ne de halkın sağlıklı olmasına gereksinim vardır.
Dünyanın bu hali içinde, bizleri derinden sarsan Dr. Ersin Arslan’ın öldürülmesinin ve hekimlere yapılan sayısız saldırıların suçluları sadece bu eylemleri gerçekleştirenler midir? Suçluların bu hallere gelmesini sistematik bir biçimde planlayan küresel güçlerin sorgulamaları nasıl ve kimler tarafından yapılacaktır? Hangi yaptırım gücü bu yaşananların durulmasını sağlayacaktır?
Bilim insanlarının yaptıkları çalışmalarla anlıyoruz ki, dünyamız tüm var olan sektörlerdeki yağmalama girişimleri sonucunda hızla katledilmektedir. Görünen odur ki, bizlerin ve özellikle çocuklarımızın bu gezegende sağlıklı ve huzur içinde yaşamaları olanaklı olmayacaktır. O halde insanların kalıcı çözümlere ulaşabilmeleri için biraraya gelmelerinden başka çare yoktur. Akıl ve erdem kabadayılığı, kaba kuvveti mutlaka yenecektir.