Herkese mutlu ve sağlık dolu yeni bir eğitim yılı diliyorum. Bu ay sizlere 2011 yılının ilk ayında yayımlanan yazıma vurgu yapan bir konudan, bilgi güvenliğinin bir parçası olan elektronik sağlık kayıtlarının güvenliğinden bir kez daha bahsetmek istiyorum. Dünyada tüm verilerin yaşadığımız sayısal teknolojik çağın bir gereği olarak bilgisayar ortamına girilmesiyle beraber sağlık kayıtlarımız da buna uydu. Artık tüm sağlık bilgilerimiz dijital ortamda saklanıyor ve gerektiğinde çok hızlı ve eksiksiz olarak kullanıma sunuluyor. Bir kişinin doğumundan ölümüne dek tüm bilgilerinin dijital ortamda saklanması elbette ki çok büyük kolaylık. Türkiye de bu kolaylıktan yararlanabilmek için elinden geleni yapıyor. Artık e-rapor ve e-reçete dönemi ülkemizde de başladı. Mahremiyet denilen kavram ise artık bizden giderek uzaklaşmakta. Tüm bu ifadeler ilk yazıma aitti. Mahremiyet kavramı geçen bir yıllık süre içinde daha da tartışılır oldu. Bu konuyu en dikkate alan çalışma, 11 Temmuz tarihinde çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’de yayımlanan “Genel Sağlık Sigortası Verilerinin Güvenliği ve Paylaşımına İlişkin Yönetmelik” oldu. Buna göre; genel sağlık sigortalısına ait sağlık bilgilerinin gizliliği esas olacak. Sağlık verilerinin paylaşımında, anayasada, kanunlarda ve uluslararası sözleşmelerde yer alan özel hayatın gizliliğine ve ticari sır niteliğindeki verilerin korunmasına ilişkin hükümler esas alınacak. Hastanelerin kayıtlarındaki her türlü kişisel bilgi, ilgili mevzuatla izin verilen haller dışında veya kişilerin açıkça rızası olmaksızın, kurum, kuruluş ve üçüncü kişilerle paylaşılamayacak. Kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak tanımlamayan genel veya anonim veriler paylaşılabilecek.
Yönetmelik’le hangi bilgilerin paylaşılamayacağı da belirlendi. Buna göre, “paylaşılması ulusal güvenliği tehdit edebilecek nitelikte olan bilgiler, MİT Müsteşarlığı personeli ile bakmakla yükümlü oldukları kişilere ait her türlü veri, kişisel bilgileri içeren veriler, rekabet hukuku ilkelerine aykırılık teşkil eden firma, ürün, marka ve ilgili diğer bilgileri içeren veriler” paylaşılamayacak. Ancak, cumhuriyet başsavcılıkları, mahkemeler ve Sayıştay Başkanlığı gibi kurumların veri talebinde bulunması halinde “paylaşılamayacak veriler”e ilişkin hüküm uygulanmayacak. Veriler, CD, DVD, sabit disk, taşınabilir bellek gibi elektronik veya manyetik kayıt ortamında şifrelenerek alıcıya gönderilecek.
Bunların hepsi de elbette gerekli düzenlemeler. Ancak, bu düzenlemelere rağmen Sağlık Bakanlığının hala “Sağlık Net” projesi kapsamında tüm hastanelerde yatan hasta bilgilerine ulaşım isteği de bir gerçek. Geçtiğimiz yazın gündemini oluşturan kürtaj, doğum kontrol hapı kullanımı veya hamileliğin aileye bildirimi gibi kişisel mahremiyet gerektiren konuların bir anda ortaya döküldüğünü de anımsarsak bu gizliliğin ne denli önemli olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Umarım, artık kuruluş aşamasını tamamlamış olan Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü, bu tür mahremiyet gerektiren kişisel bilgilere ulaşımda en az çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kadar gerekli özeni gösterir ve gerekli kuralları belirler.
Esen kalınız.