Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanmış Güncel Türkçe Sözlük’te “atasözü”, “Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mâl olmuş, öğüt verici nitelikte söz” olarak tanımlanmaktadır. Yüzyılların düşünce ve mantık sisteminden geçerek günümüze ulaşmış olan atasözleri, kabul edilirliklerinin çok yüksek oranda olması nedeni ile bir toplumun hayata bakışının kodlarını da içermektedir.
Yukarıda belirtilen bilgiler doğrultusunda atasözlerimiz bir ışık kaynağı gibi yolumuzu aydınlatsa da günümüzde birbirine aykırı yorumlar yapılan atasözlerimiz olduğu gibi, kabul edilebilirliği tartışılan atasözlerimizin de bulunduğu bilinmektedir.
Bu yazıda, “Bir koltukta iki karpuz taşınmaz.” ya da diğer bir deyişle “İki karpuz bir koltuğa sığmaz.” atasözünden, son zamanlarda sıkça gündeme gelen bir olgu nedeni ile bahsetmek istiyorum.
Ele aldığım atasözümüzün genel kabul görmüş ifadesi; “kişi dünyada üstlendiği işi usulüne uygun yerine getirebilmek, yani başarabilmek için gereken önemi ve ilgiyi en üst düzeyde göstermek zorundadır. Bu önemi ve ilgiyi azaltabilecek her türlü ikinci uğraşı yapılamaz/ yapılmamalıdır.” şeklindedir.
Tıp fakülteleri, ülkemizde her dönemde en iyi öğrencilerin hedeflediği yüksek öğrenim kurumları olmuştur. En iyi öğrenciler, iyi hekim olmanın yanı sıra mutlaka ikinci bir alanda da kendilerini yetiştirerek adlarından söz ettirmişlerdir. Bu durum ülkemizde farklı bir anlayışın tezahür etmesine de neden olmuştur. “Tıbbiyeden hekim haricinde her şey yetişir.” sözü de kullanılır hâle gelmiştir.
Son zamanlarda tıbbiyeden çıkan hekimlerimiz için en gözde ikincil alan “hukuk” olmuştur. Hukukla ilgili bir örgün, açık ya da uzaktan eğitim programına devam etmek isteyen, devam eden ya da mezun olan başta hekim olmak üzere tüm sağlık personeli sayısında büyük bir artış gözlenmektedir. Bu durum takdire şayan görülmekle birlikte özellikle hekimler açısından, bu artışın altında yatan nedenlerin neler olduğunu söylemek çok da zor olmasa gerektir. Ancak, daha objektif bir değerlendirme için kapsamlı bir araştırmanın yapılmasına da ihtiyaç vardır.
Son söz olarak; değişen dünyamızda “Bir koltukta iki karpuz taşınmaz.” atasözünün gerçekten uygulanabilir olup olmadığı ya da uygulanabilirlik sınırının ne olması gerektiği farklı açılardan tartışılabilir. Ancak, bir eğitim programı üzerine ek olarak hukuk eğitimi almanın her meslek insanı için bir ayrıcalık olduğunu belirtmek isterim.