Bilginin paylaşımı adına yapılan bilimsel toplantıların, turizm merkezlerindeki çok yıldızlı otellerde çok üst derecede kişisel masraflar karşılığında yapılmasına hep karşı çıkmışımdır. Bu düşüncemin, bir kongrenin ardından aşağıda çok güzel şeyler yazacak olsam da arkasındayım.
7. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi bu sene Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Girne şehrinde yapıldı. Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’nin Etik ve Hukuk Kurulu tarafından planlanan panelde, “Obstetrik ve Jinekolojide Medikolegal Sorunlar” başlıklı sunumu yapmak üzere Ankara Esenboğa Havaalanından kalkan Kuzey Kıbrıs Türk Hava Yollarına ait uçak, yaklaşık bir saat sonra Lefkoşa Havaalanına inmek üzere süzülürken, içimi tarifsiz duygular kapladı. Daha önce hiç gitmediğim Kıbrıs semalarında hafızam beni, 20 Temmuz 1974 tarihine götürdü. İnsanın en büyük yetisi düşünce için sınır yoktur. Hele bu düşünce yetisine kalp destek veriyorsa. O gün adaya barış götüren Mehmetçikleri görür gibi oldum ya da daha doğrusu görmek istedim. Gözlerim, insanı insan yapan en büyük fizyolojik eylemi gerçekleştiriyordu. Ercan Havaalanına indiğimizden itibaren gerçekten her şeyi ile Anavatanı andıran Kıbrıs’ı ve her biri çok candan Kıbrıs Türk’ünü çok sevdim. Girne’nin sahil kenti olarak güzelliği, farklı milletlerden insanların ahenkli yaşamı ile daha bir güzeldi. Direksiyonları sağdan arabalarla soldan akan kara yolu trafiği, özellikle Girne’yi Lefkoşa’ya bağlayan virajlı yokuş yolda, beni tedirgin etmedi desem yalan olur. Ancak; Beşparmak Dağları’nın görüntüsü, bu tedirginliğimi hemen giderdi. Lefkoşa her yönü ile “Başkent” olduğunu hissettiren bir kent. Ledra Palas, Lokmacı Köprüsü, Cumhuriyet Meydanı ve Büyük Han. Büyük Han’da kolleksiyoner Ali Bey’in dükkanında zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım. Gazimagosa’da Namık Kemal’in odasında, kızına yazdığı mektupla duygulandım.
Kongre’nin açılışı muhteşemdi. Sayın İlber Ortaylı’yı dinlemek büyük bir zevkti. Kongre süresince Jinekoloji ve Obstetrik alanındaki son gelişmeler bilgi almaya gönüllü katılımcılara aktarıldı.
Yüksek Sağlık Şurası ve Adli Tıp Kurumu verilerine göre “Medikal malpraktis” davalarına en çok konu olan kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarına bizim panelimizde, tıbbi etik, tıbbi hukuk hasta güvenliği ve kanıta dayalı tıp konularında Dr. Arın Namal, Dr. İsmail Dölen ve tarafımdan sunumlar yapıldı. Katılımcıların soruları ile açılan konularda bilgi paylaşımı yapıldı. Katılımın üst düzeyde olduğu panelimizle ilgili olumlu geri bildirimler aldık.
Doğal güzellikler ve tarihle yoğrulmuş Kıbrıs’a en kısa zamanda tekrar gitmek arzusuyla Kıbrıs’a emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum.