Toplumumuz, ‘ah şu pandemi olmasaydı neler yapacaktık neler’ cümlesine takılıp kalmış durumda. Neler yapacaktın sevgili arkadaşım. Laboratuvarlarda çalışıp yeni bir virüs mutasyonu, ya da yeni bir aşı yöntemi mi bulacaktın? Ya da yeni bir ekonomik kalkınma modeli mi geliştirecektin. Artık pandemi sürerken, her şeyi onunla birlikte yapacaksın. Şurası kaçınılmaz bir gerçek ki, istesek de istemesek de, biz bir süre bu pandemiyle birlikte yaşayacağız.
– Yok öyle bildiğin gibi değil Süleyman abi. Şu kongrelerimizi yapamadık da, ben ondan bahsediyorum.
– Çok haklısın, kongrelerimizi bu sürede yapamadık. Ama online toplantılar yaptık.
– Online toplantılar bizi kesmez abi. Kongrelerde ayni anda, değişik salonlarda değişik konular işleniyor. İstediğine ve ilgilendiğine katılıyorsun. Birinden çıkıp diğerine girebiliyorsun. Kahve molalarında yıllardır görmediğin arkadaşlarını görerek hasret gideriyorsun. Kim nereye tayin olmuş, kim hangi hastanede çalışıyor, onları öğreniyorsun. Sabahları, akşamları spor, yürüyüş yapıyorsun. İstersen havuza, istersen denize de girersin. Son jinekoloji kongremiz, kışa denk geldi. Deniz işleri olamadıysa da arkadaşlardan, kapalı havuz ya da Spadan yararlananlar oldu.
Kongreler, sosyal iletişim ortamları. Aileler, çocuklar, bir arada oluyor. Aralarında yeni dostluklar, arkadaşlıklar gelişiyor. Son TJOD kadın doğum kongremizde de öyle oldu.
Eskiden, öyle çok fazla kongre olmazdı, olsa da eşler ve çocuklar nadiren gelirlerdi. Bu yüzden çocuklarımı kongrelere götüremediğimden hayıflanırım. Çocukları gördüğümde hem çok memnun oluyorum. Hem de imreniyorum. Bir kongrede, bir çocuğumuz, yerde bulduğu sakızı ağzına atıvermişti. O küçük çocuk, şimdi üniversitede ve çok başarılı bir öğrenci.
Ben beş yıldır emekliyim, mesleki çalışmalarımı da sonlandırdım. O nedenle özel ilgi alanım dışındaki oturumlara katılmadım. Ancak bizler için çok önemli bir oturum vardı ki, ona katıldım. Dernek olarak, bu ‘Vefa oturumu’ nu biz hep yapıyoruz. İşte ben, o oturumu hiç kaçırmam. Orada kaybettiğimiz değerlerimizi yeniden hatırlarız. Eşler, çocuklar veya arkadaşlarına sevgi plaketlerimizi sunarız. Aramızdan, anılarında kalanları anlatanlarımız olur. Biz büyük bir aileyiz. Biz güzel bir aileyiz. Bu yıl, Prof. Nihat Arıdoğan, Prof. Yılmaz Dikmen, Dr. Ahmet Zare, Dr. Esat Ülkü, Dr. Halil Yücel Kutun, Dr. Hüseyin İlhan Demirel, Dr. İlhami Atılgan, Dr. Orhan Özdiller, Dr. Tahsin Tuğrul Erdener, Dr. Turan Yıldırım, Dr. Ülkü Topaloğlu kardeşlerimizi hayırlarla yad ettik. Nihat hocamızın, ayni üniversitede profesör olan oğluna, Yılmaz kardeşimin eşine, ve diğer kardeşlerimizin çocukları ve yakınlarına plaketlerini takdim ettik. Film ve fotoğraflarını ekranlarda gördüğümüzde, ben dahil çoğumuzun yürekleri şöyle bir cız etti. Arkadaşlarımızla ilgili konuşmalar yapıldı. Bu sayede yakınlarına da, taziyelerimizi ve sevgilerimizi sunabildik.
Kongre mekanlarında, çalışanlar, kongre katılımcıları ve diğer konaklayanlar, hemen hepsinin pandemi kurallarına titizlikle uyduklarını gördüm. Her yerde, salon girişlerine maskeler konulmuş, vücut ısınızı ölçen cihazlar var. Görevliler maske konusunda gerektiğinde, nazik uyarılarda bulunuyorlar. Titanik tesislerinde, genç üniversite öğrencileri de çalışıyor. Tüm görevlilerin, gençlerimizin, canla başla çalıştıklarını, çalışırken bir an bile of demediklerini gördüğümüzde, teşekkürlerimizi Niyazi hocayla birlikte, ilgililere yazılı olarak ilettik.
Son kongremize, iki binin üzerinde meslektaşımız katıldı. Benim girmediğim toplantılardan, özellikle ‘kozmetoloji’ konularına ilginin çok fazla olduğunu öğrendim. Stand alanında konuyla ilgili laser cihazlarını pazarlıyorlar. Çalışanlardan etraflıca bilgi edindik. Fiyatları döviz cinsi olduğundan takdir edeceğiniz gibi, oldukça pahalı hatta dudak uçuklatıcı. Bu günkü ortamda, ‘cost efektif’ olurlar mı, orasını pek kestiremedim. Her kongrede, yayınlanan son kitabımı, meslektaşlarımıza ücretsiz dağıtırdık. Önceden söz verildiği halde, mali zorluklar gerekçesiyle derneğimiz bu defa kitap dağıtımını yapamadı. Ne diyelim, canları sağ olsun.
Kongre sonunda, derneğimizin genel kurulunu da gerçekleştirdik. Arkadaşlar, uzun süredir beni divan başkanlığına seçiyorlar. Beni bu göreve layık gören dostlarıma, meslektaşlarıma teşekkür ederim. Her kongrede maalesef, artık adlarına ‘killer’ dediğimiz, genel kurulu sabote etmeye çalışan bir-iki arkadaşımız hep oluyor. Bunlar, ateşli ve ortamı geren konuşmalarıyla toplantının tansiyonunu durup dururken yükseltmeye çalışarak, yönetimde bulunan arkadaşlarımıza hakaret ederek, adeta lanet okurlar. Hele de, doğal olarak bir kaç arkadaşımız da kendisine karşılık verince, ortalık iyice gerilir. Bu şekilde, bilerek ya da bilmeyerek, toplantının sükunetini bozar, işlerin çıkmaza girmesine çalışırlar. Ben sorumlu divan başkanı olarak, bu tür davranış ve konuşmalara asla meydan vermem. Hiç bir genel kurulda, gündemi bozdurup deldirtmem. Sükunetle, isteyen her arkadaşa söz veririm. Kürsü onlarındır, hakaret olmamak kaydıyla, herkes istediğini söyleyebilir. Bunca yıllık tecrübelerime göre, meslektaşlarımız; fedailere, çekememezlik ve hınç içinde, muhalefet borusunu öttürmeye çalışanlara, asla pirim vermiyor. Onları oracıkta, sandıkta bırakıyor.
Kongrenin yapıldığı tesislerde, yemekler oldukça hijyenik ve lezzetliydi. Yediklerimizi biz kendimiz almadık, görevliler camekanların arkasından istediklerinizi verdiler. Lezzetli olanların yanında, sadece künefeler sınıfta kaldı. Bir kongreyi daha, yeni bitirdik. Gelecek kongrelerde buluşmak ümidiyle, herkes işine.
3 yorum
İnşallah ileriki kongre daha keyif geçer
Şu anda kongreleri çok özledim zevkle giderdim hep birşeyler öğrenir yine zevkle dönerdim.aramizda saygı olurdu kavgacı ortam hiç yaşamadım ama geldiğimiz ortamda bunada sasirmadim.tesekkurler Haldun bu yazından çok keyif aldım ve umitlendim
Değerli hocam ne güzel özetlemiş ve kongreyi belleğimizde bir kez daha canlandırmışsın.. Kalemine ve emeğine sağlık teşekkürler, bu arada yeni TJOD yönetim kurulu başkanı belirlendimi iyi akşamlar