Yeni senenin hepimize huzur, mutluluk ve başta sağlık getirmesini dileyerek bu ayki konuma geçmek istiyorum.
Bu yazımda sizlere çek asıllı bir parazitologtan bahsetmek istiyorum. Ocak ayının “National Geographic” dergisini okuyanlar, “Görevimiz Tehlike” başlıklı yazının içinde kendisini “Kedi Dedektifi” olarak görmüşlerdir. Jaroslav Flegr isimli bu kişi, aslında Prag’da bulunan Charles üniversitesinde çalışan bir biyoloji profesörüdür. Yayınlarını sürekli takip ettiğim ve zaman zaman da ilham aldığım bu değerli profesörün başlangıçta herkese ütopik gelebilecek birtakım tezleri mevcuttur. Kendisi bu tezlerin büyük bir kısmını bilimsel olarak kanıtlamış bir araştırmacıdır aynı zamanda.
Yaptığı çalışmaların çoğu, bizim için hala kliniksel önemi tam anlaşılamamış Toxoplasmagondii isimli tek hücreli parazit üzerinedir. En sık bulaşma yolunun kedilerin dışkısı ile kirlenmiş yiyecekler olduğu bilinen ve özellikle de hamile anneyi etkilediğinde onarılamaz sonuçlara yol açan bu parazit üzerine yapılmış çok fazla klinik çalışma ne yazık ki bulunmamaktadır. Hamile anneye bulaştığında fetüs üzerine yapabileceği hasarlar az çok bilinmekle birlikte, normal-sağlıklı diyebileceğimiz kişilere bulaşması durumunda ne olabileceği üzerine en çok kafa yoran kişilerden biri Flegr’dır.
Kedinin dışkısında bulunan bu parazitin özellikle bağışıklık sistemi zayıf kişilerce alındığında beyne yerleşerek nöronlar arasındaki bağlantıyı bozduğu az çok bilinmekteydi. Flegr yaptığı çalışmalarla, her açıdan sağlıklı bir kişinin sırf bu yüzden hafif zihinsel sorunlar sayılabilecek özellikler gösterebildiğini tespit etti. Bu varsayımının ilk adımını da, kendisinde T. gondii‘nin 1990 yılında varlığını tespit ederek attı. T. gondii‘nin beyne yerleşerek nöronlar arasındaki bağlantıyı bozduğunu ve kişinin güven duygusunu, dışa dönüklük gibi huylarını kötü etkilediğini saptadı. Bunu ilk defa farelerde yaptığı çalışmalarla ortaya koydu. T. gondiifarelere bulaştığında fareyi daha aktif ve daha korkusuz hale getiriyor ve onların tehlikelere daha fazla maruz kalmalarına neden oluyordu. Kendisinde de benzer belirtiler olduğunu ileri süren Flegr, T. gondii‘nin ortaya çıkardığı bu ataklığın kazalara daha fazla neden olabileceği savını da ortaya attı. Ona göre T. gondiibir bakıma beyni ele geçiriyordu. Bu konuda yaptığı çalışmalar da onu haklı çıkaran nitelikteydi. T. gondiitaşıyan kişilerin trafik kazalarına karışma oranları diğer kişilere göre 2,6 kat daha fazlaydı. Ancak bu durum, kişilerin daha aktif olmasından çok T. gondii‘nin refleksleri yavaşlatmasına dayanan bir özellik olarak ortaya çıktı. Benzeri bir çalışma benim yürütücülüğümde 2005 yılında trafik kazasına karışmış kişilerde yapıldığında benzeri sonuçlara ulaştık. Ne yazık ki, bu çalışma yapıldığı yıllarda ülkemizde medyada kendine yer bulamazken, Avrupa televizyonlarında ve 2010 yılında “The Economist” dergisinde “Kedi-fare oyunu” başlığı altında ses getirdi.
Flegr bu kadarla da kalmadı, bu parazitin şizofreni gibi zihinsel hastalıklara ve hatta intihara da neden olduğunu öne sürdü. Yaptığı çalışmalar bu savını da destekler nitelikteydi. Ancak bugün için bu konuda henüz anlaşılması gereken çok fazla karanlık nokta bulunmaktadır.Kendisini aynı zamanda bir evrim biyoloğu olarak da tanımlayan Flegr, 2008 yılında çalıştığı Charles üniversitesinden “Frozen Evolution” isimli kitabını çıkardı. Bu kitapta, Darwin’in evrim teorisinin tam doğru olmadığı ve geliştirilebilineceği iddialarında bulundu. Bu iddiaları nedeni ile ciddi bir bilim adamı olmadığı yönünde pek çok eleştiri aldı. Bu eleştirilere aldırmayan Flegr çalışmalarına bu konuda da devam etmektedir. Bilinmeyenlerin halen çok fazla olduğu dünyamızda Flegr gibi geniş hayal gücüne sahip ve cesur pek çok bilim adamına ihtiyacımız olduğu kaçınılmaz bir gerçektir.
Esen kalınız.