Bir salgının ardından, henüz geçmiş değil ama temennimiz, bu badireyi de çok şükür atlattık diyebileceğiz inşallah. 40 yıldan beri güzel yurdumuzun birçok üniversitesinde çeşitli kademelerde görev yapmış bir öğretim üyesi ve bir hekim olarak, başlangıçta Covid-19 salgını sırasında nasıl bir tavır alacağımızı şaşırdık ancak çabuk toparlandık ve ülke yönetiminin emin ellerde olduğunu ve sıkı kurallara uymak zorunda olduğumuzu kesin anladık. Bu bir dönüm noktasıydı; hemen bilim kurulları oluşturuldu, birey, aile ve toplum bazında yakın takip önleme ve tedavi, ülkenin tamamında ilan edilen seferberlik sonucu salgın kontrol altına alındı.
Ancak hiçbir şey bitmedi, yeni bir dönem başladı. Bir yandan yeni vakalar azalarak devam ederken diğer yandan iyileşen vakalar hızlı artış gösteriyor. Bu sürecin eğer kurallara uyulmazsa uzun sürebileceği anlaşılmıştı. Bu sıkıntılı dönemde, ülke bazında eğitim öğretim de çok zor şartlar altında yapılmaya çalışıldı ama en sıkıntılı durum bütün büyük hastanelerin ve üniversite hastanelerinin pandemi hastanesi olması yüzünden, bir yandan Covid-19 tedavisiyle cansiperane uğraşırken diğer yandan da acil vakaların tedavilerinin yapılması gerekiyordu. Çok şükür hemen kurullar oluşturularak ve sıkı önlemler alınarak tedavi ve eğitim adaptasyonu sağlandı.
Şu anda Covid-19 tedavisi, acil ve elektif vakaların tedavisi ile eğitim başarılı bir şekilde devam ediyor. İnsan sağlığından daha değerli bir şey olmadığı için toplumun her kesimi, üniversitelerimiz, öğretim üyelerimiz ve tüm akademisyenler olarak kaybettiğimiz ve kazandığımız deneyimlerimizi masaya yatırıp bundan böyle nasıl bir tavır alacağımıza karar vermeliyiz.
Birçok yakın çalışma hekim arkadaşlarımızı, öğretim üyelerimizi kaybettik. Bugünkü sağlıklı, huzurlu hayatımızı büyük ölçüde şehit olan sağlık çalışanlarımıza borçluyuz. Onların aziz hatıraları ile saygı, sevgi, şükran ve mihnetle yad ediyoruz. Ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun.
Bu salgından sonra dünyada her şey yeniden yapılanma sürecine giriyor. Her türlü eğitimin ve akademik eğitimin kapsamı, süresi, uygulama biçimi ve esasları yeniden belirleniyor. Belki tüm ülkelerin ortak olduğu yeni bir eğitim, öğretim ve yaşama tarzı belirlenecektir. Bu süreç çok değişkendir ve sürpriz değişimlere açıktır.
Şu ana kadar Covid-19’un kesin tedavisi ya da aşısı bulunamadı. Ülkemizde ve dünyada bu amaçla yoğun çalışmalar ve araştırmalar devam ediyor. Güncel literatüre baktığımızda, ülkeler ve araştırma grupları kendi deneyim ve öngörülerini paylaşıyorlar ya da bazılarını saklıyorlar. Bu global salgının gerçek sonuçlarını salgın tamamen kontrol altına alınıp tedavi edildikten sonra görebileceğiz. Kaldı ki, şu anda bile sözde gelişmiş ülkelerin sağlık sistemleri çökmüş, kendi insanlarına güven veremez hale gelmiştir. Bu ülkelerde de başıboşluk ve panik hüküm sürüyor, herkes kendi başının çaresine bakıyor. Toplumsal dayanışma yerini ferdi fırsatçılığa bırakmış, kaos ve suçlu arama yarışmasına dönüşmüştür. İsyan ve başkaldırı hareketleri güvenlik güçlerini çaresiz bırakmıştır. Yurdumuz da, büyük oranda kurallara uyma, ilgili kurumların birbiri ile uyumlu entegrasyonu, şeffaf bilgilendirme ile halkımızın kadirşinaslığı ve yardımseverliği bu tür kaos ve paniği önlemiştir.
Bundan sonraki hayatımızda huzur ve sağlığımızın devamı etmesi için eğitim ve öğretimin ara verilmeden başarılı bir şekilde sürdürülmesi, bilhassa akademik yapılanmanın yeniden düzenlenmesi, dünyaya örnek salgınla mücadele sistemimizin daha etkin bir şekilde uygulanabilmesine bağlıdır. Bunu sağlamak kolay olmayabilir. Ancak toplumun her kesiminden sanatçı, bilim adamı, sporcu, yönetici ve sosyal toplum kurumlarının temsilcileri, yurtdışındaki bilim adamlarımız, üniversitelerimizdeki akademik kadronun rehberliği ile bu yapılanmayı başarabilir. Milletimiz; yöneticisi, doktoru, sağlık ordusu, medyası ve toplumsal dayanışması ile başarılı bir sınav vermiştir. Sağlıklı eğitim ve huzurlu bir hayat için gelecekten çok ümitliyiz.
1 yorum
abi çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık