Faydacılık ya da yararlı olma hukuk, sosyoloji, sağlık, psikoloji ve iktisat gibi birçok alanda duyduğumuz temel kavramlardan biridir. Utilitarizm felsefesi, yararcılık ilkesine dayalı olup toplumun mutluluğu, onu oluşturan bireylerin mutluluğuna bağlıdır. Her birimiz, bütün varlığımızla ve bütün gücümüzle bütünün bölünmez parçasıyızdır. Böylece her bir insanın hem herkesle birleşmesi hem de doğal durumdaki kadar özgür olması sağlanır.
John Stuart Mill’e göre, tüm yetişkin bireyler, davranışlarının başkalarını ilgilendiren kısmından dolayı topluma karşı sorumludur; Birlik ve beraberlik içinde olmak aileden başlayarak tüm toplumlarda istenen ,aranan, önerilen ve özendirilen bir tutumdur. Özellikle X kuşağı “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” söylemini- toplulukları etkileyen seslenişlerde, aile büyüklerinin çoluk çocuğuna nasihatlarında- çok duymuştur. Bu yüzyılda Y ve Z kuşağı, atalarının aksine narsizimle beslenen “ben-cilik”le hepimiz bir-imiz için”i düşünür, söyler, eyler oldu. Önce ben, ille de ben ya da benim çıkarım ne olacak? gibi deyişler X kuşağında pek dillendirilmese de düşünce ve davranışlarda kendini bir şekilde belli etmiştir. Toplumun kınaması ile oluşan vicdan huzursuzluğu, günah-sevap denklemi ve mahalle baskısı bencil tutumlarda caydırıcı olmuştur. Günümüzde ise diğerine ve topluma zarar veren bencillikler yasalarla engellenmeye çalışılmaktadır(!).
Bireylerin kendi çıkarlarını öncelikli tuttuğu bireysel faydacılık, 21. yüzyılda giderek daha fazla popüler hale geldi. Bireyler, kendi çıkarlarını toplumun çıkarlarından daha önemli görür oldular. Ticaret toplumunun üyeleri ticaret faaliyetlerini hayırseverlik duygularıyla değil egoistliğinden, kendi iyiliğini düşündüğünden, zengin olmak istediğinden yaparlar. Kapitale dayalı sistem, herkesin bencilliğinin herkesin çıkarı doğrultusunda geliştiği ve dolaylı olarak da toplumsal çıkarı doğuran bir sistemdir. Dolayısıyla günümüzün siyasileri, insanın çıkarcılığı ve bencilliğini otoritelerini sürdürmede hep kullanmışlardır.
Bireysel faydacılığın tavan yaptığı 21. yüzyılda, toplumsal faydacılığın önemi ve özlemi daha da arttı. Toplumun genel çıkarlarına odaklanmak, bireysel çıkarların ötesinde bir anlam taşıyor. Toplumsal faydacılık, insanlığın ortak hedefi olan sağlıklı ve mutlu yaşamı oluşturmak için, toplumda var olan adaleti korumak için gereklidir. Bireysel faydacılık, bireylerin kendi çıkarlarını öncelikli tuttuğu için, toplumda adaletsizliğe neden olabilir. Bu nedenle, toplumsal faydacılık, bireysel faydacılıktan daha önemlidir.
John Stuart Mill, bencil insan varsayımının yerine toplumun menfaatine uygun davranan insan tipini yerleştirir. Toplumsal faydacılık, toplumu oluşturan üyelerinin faydalarının toplamıdır. En iyi yönetim , topluma dolayısıyla toplumu oluşturan bireye en fazla mutluluğu sağlayan yönetimdir. Ailenin bir üyesine ya da bir gruba hizmet eden, onu destekleyen amaçlar ve eylemler değil, halkın yararına olan hizmetleri hedeflemek ve hayata geçirmek toplumsal faydacılıktır.
Rousseau’nun ifadesiyle, “eğitim kurumları, en iyi toplumsal kurumlardır. Yaşam kalitesi yüksek toplumlarda eğitim ve sağlık düzeyi önemli ölçütlerdir. Eğitimin amacı, müreffeh, üreten, ülkesini seven mutlu bir toplum yaratmak için aydın, adil, insana saygılı ve özgür bir nesil yetiştirmektir. Cumhuriyet öncesi teokratik-monarşik bir ideolojiye göre düzenlenen eski ders programları yerini, pozitivist felsefe temelli, pragmatist bir tutumla ve en önemlisi de Cumhuriyet’in sahip olduğu ideolojiye göre hazırlanmış yeni ders programlarına bırakmıştır. Böylece laik eğitim, Türk toplumunun vazgeçilemez ilkesi olmuştur. Cumhuriyet dönemi eğitim sistemimizin temel felsefesi toplumsal faydacılığa dayanır. Bireysel ve dönemsel politik amaçlara, çıkarımlara hizmet eden eğitim değil, o ülkeye ait olduğunu hisseden insanların aydınlık, mutlu ve özgür geleceğine faydalı eğitim benimsenir. Burada toplum yararı gözetilirken günümüzde aileler; okusun ,hayatını kurtarsın, kimseye muhtaç olmasın diyerek, kurumlar- sınav odaklı başarılı öğrenciler yetiştirip -marka okullar arasına girmeyi hedefleyerek bireysel faydacı bir turum sergilemektedirler.
Sağlığın felsefesinde toplumun iyilik hali ve huzuru söz konusudur. Günümüzde sağlık sistemi bireyi destekleyen- özel hastaneler, parasına göre sağlık hizmeti, bireyin mutluluğuna odaklanmış plastik cerrahi hizmetleri, beş yıldızlı otel hizmet promosyonlu sağlık turizmi gibi– hizmetlerle bireysel faydacılık tavan yapmıştır. Sağlıklı bebekler ve annelerle sağlıklı bir nesli hedefleyen, halkın sağlığını korumada mültidisipliner çalışmalarla- beslenmesinden barınmasına, sanitasyonundan sporuna ve eğlenmesine kadar– halkın gereksinimlerini karşılayan , hastalıklarda ve kriz durumlarında(salgınlar, afetler) tüm olanakları halkın yararına sunan toplumsal faydacılık sınıfta kalmıştır.
Not:Mustafa Kemali’in askerlerinden, ilk TÜRK astronotumuz ALPER GEZERAVCI’nın uzaydan “İstikbal Göklerdedir” mesajı ile gelecek nesillere seslenişi, Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılı’nda toplumsal faydacılığa en önemli örnektir. Bu anlamlı gelişme, umarım bireysel faydacılık için kullanılmaz(!)
Kaynak
Nur Mala, Cumhuriyetten Günümüze İlköğretim Programlarının Faydacı Ve İlerlemeci Ekole Uygunluğu Bakımından Değerlendirilmesi, İnönü Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı Eğitim Programları Ve Öğretim Bilim Dalı Doktora Tezi (2011 )
https://www.academia.edu/Levent GÖRÜŞÜK, İnsan Doğasından Siyasal İdeolojilerin doğasına: Liberalism Versus Totalitarianism,Sosyal Ve Liberal Bilimlerde Yeni Yönelimler.
1 yorum
“Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.” (Buhârî, Îmân 7; Müslim, Îmân 71-72. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 59; Nesâî, Îmân 19, 33; İbn Mâce, Mukaddime 9)