Buluş ve keşif. Bir yönüyle bizim maceramız. Sene 1990 İngiltere’de dil okulundayız. Sınıfta üç Türk var; ikisi Polis Akademisinden araştırma görevlileri, bir de ben Eğitim Fakültesinden araştırma görevlisi ve felsefeci. Sınıfın hem yaşça hem de kıdemce diyelim en büyükleriyiz. Diğerleri çoğunluk uzak doğudan, Vietnam, Kore ve Tayland’tan lise mezunu öğrenciler, bir de İtalya ve İspanya’dan iki öğrenci var.
Konumuz discovery ve invent. Öğretmenimiz aynı zamanda kursun da direktörü olan tecrübeli İskoç asıllı bir öğretmen. Muzip ve esprili de. Kelimeler örnekleriyle açıklandı, ayırtlarına varıldı, derken sıra kelek muhabbete geldi; BİZ NE BULDUK, SİZ NE BULDUNUZ!
İskoçlar televizyonu bulmuşlar, öğretmen kendini kurtardı; İtalyanlar radyoyu bulmuş, alberto da kendini kurtardı. Öğretmen zevkinin doruğunda, her öğrencinin baş hizasında siz ne buldunuz diye tek tek soruyor. Öğrenciler, bizimkiler bir şey bulmamış derken. Bir mahcup bir mahcuplar, orda olup durumu görmeliydiniz. Polis akademisindeki arkadaşın boynuna kadar kızardığını görüyorum. Öğretmenimiz alaycı bir şekilde sırıtarak İskoç olmanın gururunu yaşıyor. Sıra bize geldi. Kolay kolay öyle teslim olacak tip değiliz, İbni Sina’dan girip Farabi’den çıkıp durumu kurtardık.
Nihayetinde ders bitti, herkes derin bir nefes aldı derken. Baktım sınıfımızdaki Güney Koreli öğrenci peşimden geliyor; Kemal dedi, önceki zamanlarda epey bir buluşçu olduğunuzdan bahsettin, madem öyle şimdi niye bulamıyorsunuz?
Neyse ki bu soruyu sınıfta sormamıştı.
Size şu anda sunduğumuz, discovery, keşif; invent, buluş ile ilgili de onlarca çalışmamız var.
2022 Ekiminde altı aylık bir çalışma sonucu, bu ürünü ortaya koyduk. Yerli ve yabancı birçok uzmana veri paylaşımlarımızı gönderdik. Yerli veya yabancı alan uzmanı ile her platformda olayı daha çok aydınlatmaya açığız. Alan uzmanlarının dosyayı ve verileri, alanı başka türlü okuyorlarsa buyursunlar, görüşlerini açıklasınlar. Ama öncelikle sizlerle yaptığımız buluşa ilişkin yerli ve yabancı basın ile paylaştığım verileri paylaşmak istiyorum. Daha detaylı bilgi için yazının sonunda verilen kaynaklara erişmeniz konuyu daha iyi anlamanızı kolaylaştıracaktır.
“Su altı kaya resimlerini yorumlayan Prof. Dr. Kemal Duruhan, Nuh’un Gemisi’nin Nemrut Dağı ve Kahta Çayı Mağaraları ile bağlantısı hakkında şaşırtıcı açıklamalarda bulundu. “Nuh’un gemisi tümülüsün altında” – “Dünyanın ilk köyü Kahta Çayı’ndaki mağaradır” – “Nuh Tufanı ve geminin yeri kaya resimlerinde gösterilmektedir”. Atatürk Barajı suları altındaki Paleolitik Döneme ait kaya resimlerini yorumlayan Prof. Dr. Kemal Duruhan, Nuh Tufanı ve Nuh’un Gemisi hakkında bilim dünyasını şaşırtacak önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Kemal Durahan, kaya resimlerinde dünyanın ilk köyünün çok katlı Kahta Çayı Mağaraları olduğunu kaydetti. Malatya İnönü Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan ve Bilim Felsefesi alanında doktorası bulunan Prof. Dr. Kemal Durahan, bilim dünyasını heyecanlandıracak ve tarihe yeni bir yön verecek açıklamalarda bulundu. Kahta ilçesine bağlı Belveren köyü sınırları içerisinde bulunan ve 2018 yılında balıkçılar tarafından tesadüfen keşfedilen Atatürk Baraj Gölü’ndeki Paleolitik Dönem kaya resimlerini ve Kahta Çayı’nın çok katlı mağaralarını inceleyen Prof. Dr. Durahan, Nuh’un Gemisi’nin konumu ile Nemrut Dağı arasındaki bağlantının kaya resimlerindeki çizimlerde belirtildiğini, dünyadaki ilk köyün Kahta Çayı’ndaki çok katlı mağaralar olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Kemal Durahan’a göre Kahta çok katlı mağaralar, baraj kenarındaki stilize tablolardır. Kahta Çayı mağaralarında yaptığı araştırmada, bu çizimlerdeki figürlerin dış duvar yüzeyindeki heykel ve duvar kabartmalarında aynı stilize şekilde çizildiğini tespit etmiştir. Buradan yola çıkarak dünyadaki ilk köyün Kahta Çayı Kanyonu’ndaki mağaralar olduğunu ifade etmektedir.
Kaya resimlerinde 11-12 gemi tasvir edilmiştir. Bu resimlerin bazılarında Nuh Tufanı anlatılmaktadır. Resimdeki gemi, geminin altı tıpkı Tevrat, İncil ve Kuran’da anlatıldığı gibi siyahtır. Bu resimlerde erkek ve dişi insan yüzleri vardır. Bu yüzlerin Noah ve karısına ait olduğunu söylüyorum. Karısının gemiye bindiği İncil’de ve Tevrat’ta açıkça yazılıdır ve Kuran’da gemiye binmediğine dair bir bilgi yoktur.
Gemi tümülüsün içi taşlarla kaplıydı. Tümülüs olduğu bu taşlardan anlaşılmaktadır. Gemi bir tümülüsün içinde. Gemi üç katlı ve ay ışığında gösteriliyor. Nuh’un gemiye gömülmesi çizilir. Neorolomos Yazıtında Nemrut Höyüğü ile ilgili bir gönderme yapılır. Bir noktada, “Aslında, yaptığım tüm resimlerin ötesinde, tüm tanrıları temsil etmek için burada duran ilahi bir figür yaptım, böylece tanrılara yaptığım hizmeti görsün ve takdir etsin” deniyor. Aslında bu tümülüs Nemrut’tan çok öncedir ama bu kült ve kültürün Nemrut tarafından değerlendirildiğini, tahtını ve kraliyet ailesini değerlendirmek için böylesine kutsal bir yeri seçtiğini de görüyoruz. Alanı araştırmaları ve incelemeleri için yerli ve yabancı arkeologları sahaya davet ediyorum.”
Bunun hemen keşfedilen bir durum olmadığını, 5 aylık süre içerisinde birçok araştırma yaptığını belirten Duruhan, “Tabii ki yıllar önce yaptığımız araştırmalarda ve seyahatlerimizde gittiğimiz her yerde aklımızda soru işaretleri olurdu. .Soru işareti vardı bu soru işaretine kendimizce cevap verebilirdik ama belgeleyemedik. Adıyaman Müze Müdürü Mehmet Alkan 2018 Samsat Belören lokasyonundaki resimlerin bulunmasına yardımcı oldu.Hepsinde keşfedilen bir şey değil. Elimizde lens ile verilen tabloları günlerce inceledik. Geldik, saha araştırması yaptık ve dünyanın ilk köyünün Kahta Çayı kalyon bölgesindeki mağaralar olduğunu öğrendik. Bu mağaraların içinde Nuh’un karısına atfettiğimiz yüz resimleri, dışarıda Nuh’un karısına ve çocuklarına atfettiğimiz insan yüzü kabartma heykelleri var” dedi.
Nuh’un bir gemiye gömüldüğünü, geminin bir tümülüsün içine gömüldüğünü ve taşlarla kapatıldığını anlatan Duruhan, “Samsat Belören’deki çizimlerde Nuh’un gömüldüğü geminin bir tümülüs içine gömüldüğü ve bir höyükte gömülü olduğu zaten gösteriliyor. taşlarla kaplı. Bu bağlamda elbette bu Tümülüs’ün nerede olduğunu biliyoruz. Buradaki en yüksek nokta neresi? Nemrut Tümülüsü de Kommegane Kralı Antiochos’un kutsal bir tepe olduğunu ve hatta tanrılar adına dikilmiş ilahi bir figür olduğunu söylemiş, hizmetini takdir etmek için o heykelleri oraya dikmiştir. Bunları şüpheci bir gözle baktığımızda Belören’deki siyah çizimlerde Nuh’un defnedildiği resimlerde Tufan’dan sonra gemiyle birleşen Nuh’un karısı ve kendisinin bir resmi var. Bu kaya çizimlerinde Nuh Tufanı olayının iki kez betimlendiği ve ardından Höyük’ün orada onun altında muhafaza edildiği görülmektedir. Biz sadece var olan bir şeyi yorumladık. Nemrut Höyüğü taşlarla kaplıydı” dedi.
Daha detaylı bilgi için;
http://www.kemalduruhan.net/
http://www.kemalduruhan.net/index.php/projeler/84-bilim-adamindan-tarihi-yeniden-yazdiracak-aciklamalar
Biz HALEP’İ gösterdik, buyursunlar arşınlasınlar,
Saygı ve sevgi ile kalın.
2 yorum
Sayın hocam verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Tarihin keşfedilmesi de, çok önemli. Ancak burada İskoç hocanın aradığı ve sorduğu, daha çok bilimsel icatlardır. Televizyon, radyo, bilgisayar, buharlı, benzinli motorlar, bunların tamamı bilimsel icatlardır. Belki günümüzde olsa, mRNA Covid aşısının mucitlerini söyleyebilirdiniz. ‘Buyursunlar arşınlasınlar’ diyorsunuz. Kuşkusuz arşınlıyorlar. Anadolu’daki pek çok arkeolojik çalışmanın başında çoğu zaman yabancılar olmuştur. ‘Kral yolu’nu, Meryem Ana yı, hatta Karadeniz bölgsindeki son bulunan altın madenini bile yabancılar bulup keşfetmişlerdir. Saygılarımla.
Değerli Güner hocam, biz elimizdeki bilgi ve belgeleri yabancı uzmanlarla da paylaştık. Üç ayı aştı henüz geri bildirim veren olmadı.
Verileri yorumlayan birisi olarak ilk elde şunu söyleyebilirim, tarafsızlık, sağduyu ve interdisipliner bilgi birikimi ve bağımsız bir gerçek aşkı kesinlikle gerekiyor. Zor bir süreç, zor bir karar, ama biz verdik. Yöntem ve bilgimizin sağlamlığından eminiz; alan uzmanları ile, istedikleri platformda tartışmaya açığız.
Benim Türk yetkililerden ricam şudur, ellerinde elmas var, ona kömür muamelesi yapmasınlar.
İlgi ve alakanız için ayrıca teşekkür ederim.