Nasıl bir eğitim sistemi sorusuna yanıt vermeden önce eğitimden kaynaklanan sorunları, bunların nedenlerini ve insana yansımalarını gözden geçirmek gerekir. Ancak amaç sadece sorunları çözmeye dayalı olarak geleceği planlamak değil, çağın gereksinimi olan niteliklere sahip ve dünya ile uyumlu insan tipini tanımladıktan sonra o tipe göre eğitim sistemi oluşturmaktır.
Nasıl bir insan? Aydın insan özelliklerine sahip, insani değerleri üstün tutan, kendisini sürekli geliştiren, düşünen, meraklı, sürekli araştıran, farkındalık düzeyi ve gözlem yeteneği yüksek, vizyon sahibi, toplumsal olaylara duyarlı, bunları analiz edebilen, doğruluk derecesini ölçebilen, eleştirebilen, konuşması gereken durumlarda kanıta dayalı bilgilerini etkili bir biçimde aktarabilen, söylediklerinin takipçisi olan ve sorumluluğunu taşıyabilen, paylaşımcı, dünyadaki her türlü gelişmeyi izleyen ve uygun bulduğu bilgileri kullanan, çalıştığı kurumda sorumluluklarını iyi bilen ve profesyonel davranışlar sergileyen, geniş bir dünya görüşüne sahip, örf ve adetlerine bağlı, kendine, ailesine ve topluma yararlı, çevreye ve tüm canlılara duyarlı, Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine yükseltmede sorumluluklarının bilincinde olan bir insan “Nasıl bir insan” sorusunun kısa bir yanıtıdır.
Bilindiği gibi, bugün dünya hızına erişilemez bir değişim ve gelişim içinde. Bizler her gün pek çok yeni bilgiye ulaşırken, dünkü doğru bildiklerimizin bugün geçersiz olduğunu öğreniyoruz. Bu yüzden okullarda her şeyin öğretilmesi olası değil. Kaldı ki öğretilmesi zorunlu bilgileri kapsayan plan ve programların sınırlı bir süre içerisinde tamamlanması zorunluluğu da var. Diğer bir deyişle, dünyadaki değişim ve gelişimlerin anında programlara entegre edilmesi olasılığı yoktur. Bu gerçekler ışığında hangi eğitim düzeyinde olursa olsun bir yandan müfredat programlarını uygularken, diğer yandan öğrencilere öğrenmeyi öğretmek gerekiyor.
Tüm söylenilenlerin gerçekleştirilmesi ise öğrencilere farklı yaklaşılmasını gerektirmektedir.
• Öğrencinin derse aktif katılımını sağlamak için ortam hazırlamak.
• Aktif katılımı sağlayacak öğretim yöntem ve tekniklerini kullanmak.
• Öğrenciyi eleştirel düşünmeye ve soru sormaya cesaretlendirmek.
• Öğrencinin duygu ve düşüncelerini açıkça dillendirmesine izin vermek öğretmenlerden beklenen yaklaşımlardır.
Eğitim: Bilindiği gibi çocuklara bazı niteliklerin kazandırılması ve onların yüksek öğretime ve hayata hazırlanması örgün ve yaygın eğitim ile olur. Ancak eğitimin temeli önce ailede atılır. İnsani değerler, saygı, doğruluk ve dürüstlük gibi temel kavramlarla ilgili davranışlar ebeveyn tarafından konuşma ve sergiledikleri örneklerle çocuklara evde kazandırılır.
Meslek: Örgün ve yaygın eğitimden sonra, sıra meslek seçimi ve bununla ilgili davranışları kazandıracak yüksek eğitime karar vermeye gelir. İnsanın yaşamını sürdürmesi ve kendini var etmesinde çok önemli bir yeri olan meslek; ilgi ve yetenek doğrultusunda seçildiğinde bir mutluluk kaynağı olarak işlev görür. Çünkü zevkle yaptığı görev sonucunda gelen görev doyumu, insanı işini daha iyi yapmaya güdüler. Diğer bir deyişle yaptığı işin kalitesini yükseltir. Bunun aksine, gözde mesleklerin aile tarafından özenti ile gence dayatılması ya da gencin üniversiteye giriş sınavında hiç ilgi duymadığı bir mesleki eğitimde karar kılmak zorunda kalması, günümüzde örnekleri görüldüğü gibi gence yaşam boyu sürecek bir mutsuzluk ve beraberinde başarısızlık getirir. En önemlisi de topluma verilen hizmetlerde isteksizlik ve kalitesizlik görülür. Bu nedenlerle gözde bir mesleği zorla uygulamaktansa, seçilen meslek ne olursa olsun onun gereklerinin özenle yerine getirilmesi hem kişiye hem de topluma yarar sağlar.
Mesleki eğitimin sınavları öğrencinin başarısı konusunda bilgi verse de o mesleğin icra edildiği alanlarda çalışan mezunların başarısı ve müşteri memnuniyeti hakkında bilgi toplanması ve bunların eğitimde dikkate alınması mesleki eğitimi geliştirebilir, mesleğin gelişmesi ve müşteri memnuniyetinin artmasına katkıda bulunabilir.
Öğretmenler ve akademisyenler bir ülke için vazgeçilmez yapı taşlarıdır. Çünkü bu görevliler, toplumun gelişmesini sağlayarak, içinde yaşadıkları ülkenin profilini değiştirme gücüne sahiptirler. Bu yüzden öğretmenin öğretmekle yükümlü olduğu konunun uzmanı olması, öğretim yöntem ve tekniklerini iyi bilmesi ve kendisini sürekli geliştirmesi beklenir.
Ülkemizde eğitim-öğretimde pek çok sorun olduğu ve bunların toplumun davranışlarına yansıdığı her kes tarafından bilinmekte ve bunlardan rahatsızlık duyulmaktadır. Bu yüzden sorunları fazla vurgulamadan, eğitim sistemiyle ilgili olarak yapılabilecekleri özetlemenin daha doğru olacağı düşünülmektedir.
Çocuk-ebeveyn ilişkisinin güçlendirilmesi ve çocuğa eğitime temel oluşturacak örnek davranışların anne ve baba tarafından sergilenmesi, çocuğun okul öncesi eğitime hazırlanması ve eğitim sırasında çocuğun davranışlarının baskı yapmadan yakından izlenmesi, yaygın eğitimin her kademesinde çocuğun gözlemlenmesi, öğretmenlerle sıkı İş-birliği ve iletişim içinde olunması, çocukla her şeyi paylaşmaya hazır oldukları çocuğa hissettirilmesi.
Eğitimde kalite: Tanımı yapılan insana kazandırılması gereken davranışlar ancak kaliteli bir eğitim süreci ile kazandırılabilir. Bu nedenle süreçte eğitim ve öğretim etkinliklerini yürütecek öğretmenin dikkatle saptadığı davranışları öğrencilere kazandırmak için programına aldığı konulara uygun, kaliteli ve öğrenci sayısı ile tutarlı araç ve gereç temin etmesi gerekir.
Eğitim hakkı ve eğitimde fırsat eşitliği; eğer bir ülkede eğitimin kalitesinden söz ediliyorsa, ülkedeki her çocuğa ayni kalitede eğitim verilmesi anayasal bir hak ve zorunluluktur. Bu hak aynı zamanda eğitimde fırsat eşitliğinin bir koşuludur. Okulların ülkenin her yerinde kolay ulaşılır olması, eğitim ve sağlıkla ilgili uygunluk kriterlerine göre yapılandırılması, her öğrenciye eşit zaman ayırabilmek için öğrenci sayısına dikkat edilmesi yine eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili koşullardandır. Bunlar aynı zamanda eğitim öğretimde başarının vazgeçilmez kurallarıdır.
Eğitim sürecinde değerlendirme öğrenciye kazandırılması hedeflenen davranışları ölçerek sürecin başarısı hakkında bilgi verir. Değerlendirme aynı zamanda öğretmenin eğitim-öğretim görevinde ne düzeyde başarılı olduğuna ışık tutar.