Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber; Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
Öleceğiz, öleceğiz; müjdeler olsun. Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun.
Necip Fazıl Kısakürek
Tam bir yıl oldu, Çağla toprağa düşeli. İzmir’in imbatının Urfa semalarına getirdiği ve 28 Mart 2008 sabahı esen bir hain rüzgârın vakitsizce toprağın bağrına gömdüğü güzeller güzeli Çağla aramızdan ayrılıp, inandığı ve sevdiği Yaratıcısına kavuşalı tam bir yıl oldu.
7 Nisan 2008 tarihli “Çağla Toprağa Erken Düştü” başlıklı yazımı hatırlayanlar olacaktır. O yazıyı, çok sevdiğim -işin güzel tarafı onun da beni sevdiğini bildiğim- Tıp Fakültesi 3. Sınıf öğrencim Çağla Arin’in vefatından sonra onu Bingöl’deki bir köy mezarlığına defnedip dönerken dönüş yolunda otobüste yazmıştım. O yazıyı yazarken ne büyük acı ve üzüntü içindeydim ve otobüsteki arkadaşları ve can dostları ne kadar mahzundu. Hayat ne kadar dağdağalı ve acılar ne çabuk külleniyor. Bir kimse ölünce sevdiklerinin içinde 40 mum yanar, her geçen gün bir tanesi teker teker sönermiş. Kırk birinci gün acılar hafifler, hayat kaldığı yerden devam edermiş. Tabii bu anne-baba için böyle olmaz. Onların içinde 40 bin mum yanar, biri sönse bini ciğerini yakmaya devam eder.
Çağla, yaşama erken veda etmesi dışında aslında şanslı bir kızdı. Onu canı kadar seven anne-babası ve onu çok seven ve örnek alan bir kız kardeşi vardı. Çağla sınıf arkadaşlarının gözdesi, hocalarının “bambaşka bir kız” olarak değerlendirdiği bir insandı. Yokluğu ile tek bir sınıfta değil, koca bir fakültede büyük bir boşluk bıraktı arkasında. Pek az kişiye nasip olacak dostları ve sevenleri vardı. Aramızdan ayrılmasından sonra arkadaşları onun anısını yaşatmak için bir web sayfası oluşturdular. Her gün onlarca kişi bu sayfaya girip hatıralarını tazeleyip, duygularını paylaşıyor. Lütfen sizler de http://www.caglaarin.com adresindeki bu sayfayı ziyaret edin.Yaşamı gibi vefatı da güzel şeylere vesile oldu Çağla’nın. “Hekim olup Bingöl’ün Genç ilçesindeki baba köyüne, Meşedalı’na gidip onları sevindireceğim.” dediği, ama maalesef erken vedası ile ebedi istirahat yeri olan Meşedalı köylüleri onun anısını yaşatmak için onun adını verdikleri bir aşevi yaptırmaya başladılar bile. (Buna katkıda bulunmak isteyenler içinde gerekli bilgiler web sitesinde yer almakta.) Ayrıca, arkadaşları onun hayallerinden birisi olan kendi adına bir kütüphane oluşturulması için çalışıyorlar. Topladıkları kitaplar ile mezun olduğu İzmir Karşıyaka Anadolu Lisesinde bir kütüphane kuracaklar (Sizler de bağışlamak istediğiniz kitapları Karşıyaka Anadolu Lisesi, Anadolu Caddesi, No:689/2, Karşıyaka-İzmir adresine gönderebilirsiniz).
Harran Tıptaki arkadaşları için hayat devam ediyor ve belki de öyle olmalı. Ama Çağla’larını unutmadıklarını, vefatından sonra yaptıkları gibi vefatının yıl dönümünde de düzenledikleri mevlit ile göstermiş oldular. Öğrenciler ve hocaların katılımı ile gerçekleşen mevlitte okunan Kuran ve edilen dualar eminim Çağla’nın temiz ruhuna ulaşmış ve onu ferahlatmıştır. Çağla başta ailesini, sonra bütün sevenlerini büyük acılar içinde bırakarak Sonsuzluğun Sahibine yürüdü. Ben şahitlik ederim ki Çağla O’nu çok seviyordu. Ve O’nun Çağla’yı Rahmet ve Merhameti ile sarıp sarmaladığına eminim. Ben bu vesile ile Çağla’ma bir kez daha Rahmet ve Mağfiret diliyor, içlerindeki yangının hiçbir zaman sönmeyeceğini bildiğim ailesine Sabrı Cemil, sevenlerine de baş sağlığı diliyorum.
Bahar geldi Çağla’lar çiçek açtı. Biz bu bahar ve her baharda hayat dalından kopup bağrımıza düşen Çağla’nın sevgisini biraz daha büyütecek ve onu hep açan çiçeklerin güzelliğinde hatırlayacağız.
Mezarın pür Nur, Mekânın Cennet olsun, benim güzel kızım.