Değerli dostlarım, bu yazımda yine dilimize yeni giren bir kavramdan kısaca bahsetmek istiyorum. Hepimiz mutlaka medyanın bir yerinden bu kavramdan haberdar olmuşuzdur. “Çakma” tabiri yeni çıkan argo bir kavram ve genellikle uyduruk, kötü taklit, özenti veya imitasyon anlamında gençler arasında sık kullanılır oldu. Özellikle Çin malı elektronik eşyaların elektronik başta olmak üzere pazarları istilası ile bu tabir moda olarak kullanılmaya başlandı. Büyük cep telefonu firmalarının farklı modellerinin birebir aynısı yapan Çinliler bu modellere orijinallerinde olmayan üstün özellikler de ekleyerek “çakma” piyasasının hâkimi olduklarını tüm dünyaya kanıtladılar. Özellikle pahalı ve lüks kategorisine giren farklı eşyaların “çakma” ucuz kopyaları asıllarından farksız görünümde vitrinleri süslemeye başladı. Bunlar ilk bakışta asıllarının aynısı gibi görünmekle beraber, dikkatli inceleyince ve kullanılmaya başlayınca niye asıllarına göre ucuz oldukları kolaylıkla anlaşılmaya başlanabiliyor. Ucuz ve seri üretimin kaçınılmaz sonucu olarak kaliteden bütünüyle ödün verilmiş niteliksiz kopya ürünler olarak karşımıza çıkıyorlar. Bu nedenle ya bazı fonksiyonları çalışmaz oluyor, ya da çok kısa bir zaman süresi içinde bozulabiliyorlar.
Aslında bu konuda bizim “Ucuz etin yahnisi…” diye başlayan çok güzel bir atasözümüzü de haksız çıkarmıyorlar tabii ki. Bu kavramın bir de kişiler ve kurumlar için kullanıldığı durum var ki, işin ilginç kısmını oluşturuyorlar. Çakma mankenler, çakma sosyetikler, çakma partililer, çakma sanatçılar ve dahi pek çokları bugünlerde medyanın başlıklarını tarayacak olursanız karşımıza kolaylıkla çıkabilecek kavramlar.
İşin kurumsal boyutu ise çok daha feci. Yaklaşık iki ay önce çıkan bir haberi burada sizinle paylaşmak isterim. Bilgisayar dergi ve internet sitelerinde çıkan bir habere göre; Türkiye Bilişim Derneği tarafından her sene verilen ödüllerde “Sektörel Haber Sitesi” kategorisinde Hizmet Ödülü\’ne başka gazete ve sitelerde yayınlanan teknoloji haberlerini çalan, onları kopyalayıp yapıştıran Bilişim ve Teknoloji isimli (bilisimveteknoloji.com) teknoloji haber sitesi layık görüldü. Bu haber tüm medyada “Çakma Haber Sitesine Ödül” başlığıyla yer aldı. Haberin devamında; Bilişim ve Teknoloji isimli sitenin çeşitli yayın kuruluşlarında yayınlanan haberleri kendi sitesinde olduğu gibi yayınlayarak, sadece altına haberin yer aldığı sitenin ismini yazarak o yayın kuruluşlarının emeklerine, zamanlarına saygısızlık ederek onların haklarını gasp ettiği ve Türkiye\’de en geniş kitleye sahip olduğunu iddia eden Türkiye Bilişim Derneğinin de böylelikle bir ilke imza atmış olduğu, hırsızlığı büyük bir hizmet sayarak ödüllendirdiği belirtildi.
Bana göre kişi ve kurumlar içinde “Çakma” sözcüğünün en yer almaması gereken noktası bilim. İçinde bilim ve bilimsellik geçen hiçbir kavramın yayında “çakma” tabiri kendine yer bulamamalı. Ama ne yazık ki medyada bir özür mektubu ile başlayan tartışmalarda “çakma Akademisyen” kavramı da ortaya çıktı. Ben hiçbir akademisyenin “çakma” olarak nitelendirilebileceğine inanmıyorum ve kabul etmek istemiyorum. Bilim aklın yoludur. Aklın yolunu kabul eden bir kişinin “çakma” fikirlere sabitlenmesi mümkün değildir ve olmamalıdır. “Çakma mamullerden” uzak sağlıklı günler dileğiyle.