Özerk üniversitelerin en eski ve en önemli kurumlarından birisi, üniversite şehri olarak bilinen Cambridge’i 1-10 Eylül tarihleri arasında ziyaret ettim. Londra’nın 80 km. kuzeyinde nüfusu 101.000 (1980) olan bir kent.
Üniversitenin başlangıç tarihi 800 yıl önceye uzanıyor. Üniversite geleneğini 800 yıl sürdüren bir kurum.
Bizim ülkemizin üniversite geleneği (Osmanlı’yı saymazsak) 80 yıl, İngiltere’nin 800 yıl!
Oxford’lu bir grup öğrencinin Cambridge’e göç etmesiyle başlayan üniversite gelişme süreci, bir piskoposun 1284’te Peterhouse College adıyla kurduğu okulla, sonraki okulların örneği olmuş.
Bugünkü Cambridge Üniversitesi’nin birçok okulu 14,15 ve 16. asırda kurulmuş. 1511’de Cambridge’e gelen Desiderius Erasmus, Rönesans anlayışını yerleştirmek için en çok çalışanlardan birisiymiş.
Isaac Newton 1669’da Cambridge’de matematik dersleri vermeye başlamış. Matematiksel düşüncenin önemini vurgulamıştır.
Charles Darwin de Cambridge Üniversitesi’nin öğrencilerindendi.
Cambridge Üniversitesi özerktir. En önemlisi onu oluşturan okullar özerktir. Bu son cümleyi tekrarlamam gerekiyor.
Cambridge Üniversitesi özerktir. En önemlisi onu oluşturan okullar özerktir. Bizde özerklik tartışmalarında “YÖK özerk olmalı” gibi başı sonu belli olmayan, günlük söylemlerden ileri gitmeyen, özerk olmanın felsefesi düşünülmeden ileri sürülen reaksiyonlar, fikirler, neyin özerk olması gerektiğini netleştirmez. Bağımsız, bilimsel ve evrensel düşünmenin üretim merkezi olması gereken üniversitenin en küçük birimleri özerk olacak hale getirilmelidir. Çağımızın bilim felsefesi bunu kaçınılmaz kılıyor.
YÖK değil, üniversiteler özerk olmalıdır. Özerk olan üniversitelerin en küçük birimleri olan “Bilim Dalları” bağımsız, bilimsel ve evrensel düşünen insanların çalışıp araştırma ve uygulama yaptıkları kurumlar haline dönüştürülmelidir.
Değerli okuyucular!
Özerk okulları barındıran ve bilim üretip ihraç eden Cambridge Üniversitesi felsefesini taşıyan ve yüzyıllardır özerkliği nedeniyle rekabet anlayışını bir “üretim dinamiği” haline getiren anlayışın ürettiklerine bakınız.
Cambridge’den dönerken uçakta gazetelerde okudum:
“Bilim adamları, İngiltere’de ilk kez sperm kullanmadan ve klonlama tekniğine başvurmadan insan embriyonu yarattıklarını açıkladılar. İngiliz basını, haberi ‘Bakire döllenmenin ilk adımları atıldı’ diye manşetten verdi.” Doğal olmalı ki bu başlıktan sonra Hz. Meryem’in bakire olarak çocuk doğurması ile alay edenlerin şimdilerde filmi geri almaları gerekecek.
Diğer bir haber:
“Londra Imperial College uzmanlarından Anthony Warrens’in yaptığı açıklamaya göre insanları yaşatmak için hayvanlardan organ nakli yapılabilmesi büyük olasılıkla 5 yıl içinde mümkün olabilecek. (Hürriyet)”
Eh! Ne diyelim… Özerk olan İngiliz üniversitelerinin birimleri üretsin, biz de gazetelerden okuyalım. Bizim üniversitelerimizin birimleri de özerk olabilseydi biz de organ nakillerinin hayvanlardan insanlara naklini gerçekleştirme sürecini yaşayabilecektik.
Özerk olmamanın yan tesirlerinden bir örnek olsun diye söylüyorum. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Onkoloji Bilim Dalı ekibi 10 yıl önce deneysel çalışma olarak köpekten-köpeğe organ nakli projesini, Tıp Fakültesi Hayvan Laboratuvarı’nda başlatmıştı. Amaç, ameliyatla çıkarılamayan karaciğer, pankreas tümörlerinin “Cluster Transplantasyon” denen yöntemle, karaciğer-pankreas-dalak ve bazen ince bağırsakların birlikte nakledilmesiydi. Çalışmayı 20 köpekte (10 alıcı,10 verici) uyguladıktan sonra yayınlamayı amaçlamıştık. Dört uygulama yapıldıktan sonra yönetim tarafından köpeklerde hayvan deneyi yasaklandı. Bizim çalışmamız da Türkiye’de ilk uygulama olmasına karşın ortada kaldı.
Çalışmaya katılan ekip, (Dr. Hikmet Akgül başkanlığında Dr. Salim Demirci, Dr. Hilmi Kocaoğlu, Dr. Ekrem Ünal, Dr. Sancar Bayar) sonra bu çalışmayı koyunlarda uygulamaya çalışmışsak da başka gerekçelerle bu da gerçekleşmedi. Üniversitenin en küçük birimi özerk olmadan ve en küçük birimler kurulmadan bilim üretilemez.
Unutmayalım! Cambridge Üniversitesi’nin başlangıcı öğrenci merkezli idi ve özerk kurumsallaşma mantığı taşımaktaydı.