18 Mart 1915,
Çanakkale Destanı’nın yıldönümünü kutluyoruz.
Ölüme anlam veren insanların destanı…
Vatana anlam veren insanların destanı…
Hayata anlam veren insanların destanı…
Bütün zamanlarda emperyalizmle mücadele eden kahramanlara örnek destan…
“Size ölümü emrediyorum” diyen komutana; sadece “Başüstüne komutanım” diyebilen kahramanların destanı…
Evet bu kahramanların destanını kutluyoruz bu günlerde.
Londra’da 15 Ocak 1915’te kurulan savaş konseyinin aldığı kararla, 1453 yılında gemileri karadan yürüterek çağın devri mini gerçekleştirip, İstanbul’u fetheden Fatih’in torunlarını geçerek hedeflenen “Konstantinopol”ün, nasıl korunduğunu gösteren destanı kutluyoruz.
Çanakkale Boğazı’nı geçmeye karar veren emperyalizmin güçleri, Mehmet Akif’in
“Çanakkale Şehitlerine” yazdığı destanın ruhunu yaşayamadıklarından “cüretlerini” hâlâ sürdürmektedirler.
İngiliz emperyalizminin “Tommy Atkins”leri, ölümü bayram gibi karşılayan Mehmetçikler’in savunması karşısında tarihe gömülmekten kurtulamamışlardır.
Mehmetçik’ten hem insanlık dersi hem de vatan savunması dersi alarak, Conk Bayırı, Anafartalar ve Çanakkale Boğazı’na gömülerek bedelini ödemişlerdir.
Emperyalist zihniyetin anlamadığı şudur:
“Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?
Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek, öpse o pâk alnı değer.
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âpûşunu açmış duruyor peygamber.”
Diyen Mehmet Akif’i, Çanakkale Destanı’nı yapan ve yazdırtan Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm Çanakkale şehitlerini rahmetle anıyoruz…