Nüfusun yaşlanması emeklilik sisteminde reform gereksinimini doğurdu. Son yıllarda sosyal sistemdeki yenilikler, sosyal korumada yaşam döngüsü yaklaşımını dikkate alarak yapılmaktadır ya da yapılmalıdır. Yaşam aşamaları, gelişmiş ve yaşam kalitesi iyi olan ülkelerde şu sosyal aşamaları içerir: 0-25 yaş: Okul dönemi, 25-45 yaş: Deneyim kazanma dönemi, 45-65 yaş: Yoğun çalışma dönemi/kendini gerçekleştirme dönemi, 65-80 yaş: Çalışmanın bırakılması, ancak toplumda aktif rol oynama dönemi, 80 yaş ve üzeri: Yaşamın son günlerinin güzel geçirilmesi dönemi.
Türkiye’de ömür uzunluğu erkeklerde ortalama 65, kadınlarda ortalama 70 olarak düşünürsek ve yeni yasadan önce Türkiye\’de bayanlar 45 yaşında, baylar ise 48 yaşında emekli oluyordu. Yani sosyal yaşam aşamalarına göre bizim çalışan insanımız ülkesi ve milleti için en yararlı olacağı deneyimleri ve birikimlerini kullanarak kendini gerçekleştireceği bir dönemde emekli olmuş ve köşesine-ekonomik sıkıntılar içinde-çekilmiş oluyordu.
Mezarda emeklilik tartışma ve tepkileri bir tarafa uzayan ömre ve gelişen entelektüel düzeye göre emeklilik yaşının ülke ömür uzunluğu projeksiyonlarına göre yükseltilmesi gereklilikti ve böylece Sosyal Güvenlik Yasası’nda yerini aldı. Sonuç olarak, revize edilen Sosyal Güvenlik Yasası Resmi Gazete’de yayımlanmış olup; çalışan memur için getirilen birçok düzenleme kaldırılırken ilk kez sigortalı olacak kadınlarda 58, erkeklerde ise 60 yaşında emekli olma düzenlenmesi getirildi. 2000 yılında yürürlüğe giren 4447 sayılı Yasa, 2028 yılında 58-60 yaş emekliliği getiriyor. Şu anda Kademeli bir şekilde bu sürdürülecek ve 2028 yılında insanlarımız 58 ve 60 yaşında emekliliğe hak kazanmış olacaklar. 65 yaş ise 2048 yılında bay ve bayanlarda emekliliği gerektirecek bir yaş olacak.
Ayrıca yeni Yasa’ya göre, memurların maaşlarında düşüş etkisi yaratacak olan “tüm ödemelerden prim kesintisi yapılması” düzenlemesi, çalışan memur için geçerli olmayacak. Hâlen çalışan memurlar, emekli maaşlarında düşüş yaratacak düzenlemelerden de korunacak. Tüm ödemelerden prim kesintisi yapılması maddesi, sisteme yeni girecek memurlar için geçerli olacak.
Bana göre; Sosyal Güvenlik Yasası’nın sayısal (nicel) verilerinden ziyade yaşama katacağı kalite (nitel) verileri üzerinde durulmalı. Geçmiş yıllarda emeklilik ikramiyesi ile ev alan ve yaşamını güvence altına alan bir memur, bugünkü emeklilik ikramiyesi ile arabayı zor almaktadır. Enflasyon ve ödemelerdeki yetersizlikle yoksulluk sınırında yaşayan çalışanın, erken emeklilik sonrası kayıt dışı ek bir işle çalışmaya devam etmesi beklenen ve görülen bir gerçektir. Çünkü; Türkiye gerçeğinde bakmakla yükümlü olduğu çalışmayan bir eşi, çocukları ve genelde sosyal güvencesi hiç olmamış anası-babası vardır. Başka bir değişle Yeni Sosyal Güvenlik Yasası’nda yer alan Madde 41’i -Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, yazılı talepleri aranmaksızın çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir- yeni nesil emeklilerde sağlıklı işleyebilmesi için, emekli ikramiye ve maaşlarının ikinci bir işi düşündürmeyecek düzeyde olmalıdır, kısacası emekli maaş tutarları emeklilik yaşındaki beklentilere uyarlanmalıdır.
Bakan Çelik’in, 18.02.2008 tarihinde Anadolu Ajansının geçtiği bir demecinde, “2008-2009 yılları kayıt dışılıkla mücadele yıllarımız (Bu şekilde 10 milyon 700 bin vatandaşımız var) ve bu çerçevede, kayıt dışılığı önlemeye dönük en önemli argümanlardan bir tanesi örgütlü toplum olmaktır” demiş ve Bakan Çelik, devam eden konuşmasında; Norveç Çalışma Bakanı Bjarne Hakon Hanssen\’in kendisini ziyareti sırasında gündeme gelen “Norveç”in iş gücü talebine de değinerek, “Norveç iş gücü talebinde bulunuyor. Türkiye ise iş gücü arzı olan bir ülke olup Norveç sanayisinin asgari 100 bin işçiye ihtiyaç duyduğunu, ancak nüfusun yaşlı olması nedeniyle ülke içinden ve AB ülkelerinden yeni iş gücü temin edemediklerini ifade etmiştir” diyor.
Bakan Çelik’e, bu fırsatı değerlendirerek erken yaşta emekli olan nitelikli iş gücüne Norveç’te istihdam olanağı yaratmasını öneririm. Böylece ihtiyar (!) delikanlılarımız, sosyal yaşam aşamaları kuramına göre kendilerini yaban ellerde gerçekleştirirlerken Türkiye’de zaruretten kayıt dışı çalışma listesini kabartmazlar. Sayın Bakanımız da bir taşla iki kuş vurmuş olur…