Cep telefonlarının insan sağlığı üzerine zararlı etkisi konusunda pek çok yayın olmasına rağmen, kullanım alanı ve sayısı her geçen gün katlanarak artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından da büyük endişe ve uyarılara rağmen bankadan televizyona kadar kullanıcıların hizmetine yoğun şekilde girmektedir.
Kullanıcısını kanser, sterilite ve sağırlık başta olmak üzere görüş açısında daralma, kalp rahatsızlıkları, kalp pilinin bozulması, hafıza zayıflaması ve beyin tümörü riski, yoğun stres ve yorgunluk hissi, kalıcı işitme bozuklukları, konsantrasyon ve dikkat bozulması, embriyo gelişiminin zarar görmesi, kulak çınlaması ve kulaklarda ısınma, kadınlarda düşük riskinin artması, işitmede geçici aksaklıklar oluşması, kan hücrelerinin bozulması, baş ağrısı ve sersemleme, bağışıklık sisteminin bozulması gibi pek çok ciddi sağlık sorunu ile karşı karşıya bırakan cep telefonları konusunda, sağlıkla ilgili kurum ve kuruluşlara kamuoyunun aydınlatılması bakımından önemli görevler düştüğüne inanıyorum.
Ayrıca cep telefonlarının uzun süreli kullanılması durumunda da yüksek tansiyon, genetik yapının bozulması ya da DNA hasarı, sperm sayısının azalması, beyaz kan hücresi kanseri (lenfoma), cilt kanseri, kan beyin bariyerinin zedelenmesi gibi hem bireyi hem de toplum sağlığını ilgilendiren önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır. İşin “maliyet muhasebesini” bilemem ama, devlet bir taraftan cep telefonları ile para kazanırken diğer taraftan vatandaşlarının sağlığını tehlikeye atarak onların tedavisi için büyük paralar harcama durumu ile karşı karşıya kalabilecektir. Buradaki önceliğin bireyde olması gerektiğine inanıyorum.
Öncelikle Sağlık Bakanlığı ile Türk Tabipleri Birliği bu konuda “durumdan vazife çıkarmalıdır”. Bu gibi kurumlar bir yandan cep telefonlarının muhtemel zararları konusunda kullanıcıları uyarırken diğer yandan da nasıl kullanılırsa en az zarar görüleceği ya da hiç zarar görülmeyebileceği konusunda, örneğin bir “cep telefonu kullanım bilgisi” şeklinde bilgi notu yayımlayabilirler. Hatta sigarada olduğu gibi, cep telefonlarının muhtemel zararları ve kullanım şekli konusunda, cep telefonu operatörlerinin bir “kullanma talimatı” çıkarmaları zorunluluğu da getirilebilir.
Baz istasyonlarını hariç tutarsak, cep telefonlarının sağlık açısından zararı sonuç olarak kullanan kişi ile sınırlı kalmaktadır. Fakat şimdi bir başka zararlı etkisi daha ortaya çıkmıştır: Cep telefonları hastanelerde kullanılan alet ve teçhizatı önemli ölçüde etkilemektedir. Nitekim yapılan bir araştırmada, yeni nesil cep telefonlarının önceki cep telefonlarından çok daha büyük zararlı etkiye sahip olduğu, şifa bulmak için hastaneye yatan hastaların korunması açısından da sağlık çalışanları ve/veya hastalar tarafından cep telefonu kullanımı konusunda yeni düzenlemelerin yapılması gereği vurgulanmaktadır. Onun için pek çok hastane cep telefonu kullanımını yasaklamaya başlamıştır.
Amsterdam Üniversitesinden Erik van Lieshout ve arkadaşları (Critical Care 2007, 11: R98 doi: 10.1186/ cc 6115)iki farklı hastanede 17 kategorideki (27 farklı marka) toplam 61 alet üzerinde test yapmış (yoğun bakım monitörü, intra-aortik balon pompası, hemofiltrasyon, eksternal pacemaker, EKG, defibrilatör gibi). Cep telefonlarının yakın ya da uzakta kullanılmasına bağlı olarak bu aletlerde yüzde 33 çok zararlı, yüzde 42 zararlı ve yüzde 21 hafif hasar meydana gelmiştir. Örneğin mekanik vantilatörlerin durması, güvenlik alarmının devreden çıkması ve eksternal pacemaker’lerin bozulması gibi problemler ortaya çıkmıştır. Doğal olarak bu aletlerin herhangi birisinde ortaya çıkabilecek bu tür arızalar, hastalar açısından oldukça zararlı sonuçlar doğuracaktır. Araştırıcılar ayrıca, GPRS(General Packet Radio Service) sinyalli cep telefonlarının (GPRS-1 ve GPRS-2) 3 metre mesafeye kadar aletlere oldukça zararlı olduğu, buna karşılık UMTS (Universal Mobile Telecommunications System) sinyalli cep telefonlarının daha az zararlı olduğunu da göstermişlerdir.
Toplumun hemen hemen tamamında olduğu gibi, bütün sağlık çalışanlarının yoğun olarak kullandığı ve kullanıcı sayısının da her geçen gün arttığı dikkate alındığında, cep telefonu kullanımının mutlaka bir kurala bağlanması gerektiği bütün ağırlığı ile ortaya çıkmıştır. Uçak yolculuklarında yasaklanan cep telefonu konuşmaları, öyle sanıldığı gibi kimseyi de mağdur etmemiştir. Artık hemen hemen tüm aletlerin elektronik olduğu hastanelerde gerek kontrollerin ve gerekse analizlerin şu ya da bu oranda cep telefonlarından etkilenme olasılığı kesin olarak ortaya çıkmıştır. Bu durumda hastaneler başta olmak üzere, hastaneler gibi kritik konumda olan yerlerde (örneğin bankaların bazı bölümlerinde) personelin ve ziyaretçi ya da hastanın cep telefonu kullanımını mutlaka belli kurallara bağlanarak belli yerlerle sınırlandırılmalıdır. Umarım bu öncülüğü sayın millet vekillerimiz üstlenir de Parlementodaki en hareretli birleşimlerde bile cep telefonu ile konuşma alışkanlıklarını bırakırlar ve topluma da örnek olurlar.
Son zamanlarda işin bir de hukuki boyutu ortaya çıkmış oldu: Bazı üyelerinde son zamanlarda ortaya çıkan kanser nedeniyle alındığı ileri sürülen Yargıtay binasındaki baz istasyonlarının sökülmesine ilişkin karar, Yargıtay Genel Sekreteri A.C. Tuğrul tarafından “Yansıtıcılar, belirtilen noktalara monte edilmiş ise de o tarihlerde bu sistemlerin sağlık yönünden sorun yaratmaları ve mensuplarımınız da görüşleri dikkate alınarak sistemin aktif hale geçirilmesine izin verilmemiştir. Görülen lüzum üzerine firmanın teknik personeli eşliğinde aktif hale getirilmemiş bulunan sistem sökülerek gönderilmiştir” şeklinde açıklanmış ve 02.10.2007 tarihli gazetelerde yer almıştır. Bu gelişme, baz istasyonlarının hukuki geleceği hakkında da bazı gelişmelerin yaşanacağı işaretini vermiş olmaktadır. Yüksek mahkemenin bu endişesi herhalde ilgililerce kulak arkası edilmeyecektir.
Sonuç olarak, hastanelerimizde kişisel iletişim araçlarını kullanırken zararsız olanları tercih etme zorunluluğu ve alışkanlığı getirilmelidir. Örneğin sabit telefonların kullanılmasına, eskiden olduğu gibi devam edilebilir ya da başka başka önlemler alınabilir.
Yeni bir konuda buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.